Bu bölümü Bekleyenkiz'a ithaf ediyorum. Yukarıda gördüğümüz erkek Nicolas'dır.
Nicolas
Fiona yı etkisiz hale getirdikten sonra onu yatağına yatıran Kevin'i takip ettim. Yumuşak zemine nazikçe yatırdıktan sonra iç çekerek genç kızı izlemesini izledim, aslında bu feci şekilde işkence gibi geliyordu bana, yani iki imkansız aşıkları. Kevin, bir ölüm yiyen olduğu gibi Fionayı bir gün, birkaç seherbazla kaçırdıklarında aşık olmuştu kıza ama bu onun için sadece işkence olmuştu. Nicolas kolunu artık dayanamayarak, Kevin'in omuzuna koydu ve fısıldadı.
- Hadi Kevin, az sonra burası tıklım tıklım olacak ve buradan çıkmamız zorlaşacak.
Bana döndüğünde gözünün buğulanmış olduğunu fark ettim. Gözlerimi kısarak omuzundaki elimi iyice bastırarak konuştum.
- Kes şunu beni deli ediyorsun!
- Elimde değil kuzen!
- Elinde Kevin, unut onu, midemi bulandırıyorsun!
Kevin omuzundaki kolumu sertçe iterek bana aynı sertlikte bir bakış attı ve Fiona ya tekrar dönerek yanındaki çalar saati 5 dakika sonrasına ayarladı.
- İyi, hadi gidelim!
Önden hızla giderek gözden kaybolan Kevin ile çalar saati 1 buçuk saat sonrasına ayarladım ve pis sırıtmamla kızın kulağına eğildim.
- Kuzenime çektirdiklerini ödeyeceksin kumral! O kızıl arkadaşın benim olacak!
******************
Harry
Ana salona girdiğimde gözüm istemsizce Ravenclaw a kaymıştı. Cho'nun sırıtan gözlerini görmemle gülümsedim ve Gryffindor masasındaki yerime oturdum. Hala uykumun verdiği uyuşuklukla esnedim.
- Günaydın arkadaşlar.
Hermione ve Ron dan da cevap gelmeyince tekrarladım.
- Günaydın arkadaşlar!
Hermione birden gözlerini bana çevirdiğinde gülümsedim. Nihayet duymuşlardı.
- Harry , Ginny seninlemiydi?
Birden içime dolan bunaltıyla gülümsemeye çalıştım ve endişe okunan gözlere bakarak cevapladım.
- Yo, hayır benimle neden olsun ki?
- Bu iyi değil!
İyice endişelenen Hermione' yi görünce çatallanan gözlerimi Ron'a çevirdim. Ron' un yüzü her zamankinden daha fazla beyazlaşmıştı. Neler oluyordu?