ARKADAŞLAR GERÇEKTEN ÇOK ÜZGÜNÜM. HİKAYEYİ BAYAA GECİKTİRDİM. BUNU NASIL TELAFİ EDECEĞİMİ İLMİYORUM AMA GALİBA BEN 2 HİKAYEYİ İDARE EDEMEYECEĞİM BUNA KARAR VERDİM. NEYSE SİZE İYİ OKUMALAR UMARIM BU BÖLÜM İYİDİR.
(MULTİMEDİA'DAKİ BERK)
Babam değişik birisydi. Yapmayacağını söyler ve bazen yapar. Mesela ''Rebecca ben senin aşk hayatına karışacak kötü bir baba değilim'' gibi.
****
Kapıyı kapattım ve çantamı koltuğun üstüne fırlattım. Ceketimide onun üstüne koyduktan sonra merdivenlerdeb yukarıya çıktım.
Hadi ama!
Tamam bunu yapamayacağım. Hemen hızlı adımlarla aşağıya inip kulağımı kapıya yasladım .Zack'in sesini duyuyordum.
''Pekala efendim''
Siktir ya. Kaçırdım işte. Babamın ayak seslerini duyar duymaz kendimi koltuğun üstüne doğru attım. Çantamı attığımda düşmüş olmalıki yanımda bulduğum kitaba bakmadan elime alıp belirsiz bir sayfayı açtım..
''Hey baba neler oldu'' dedim kaşlarımı kaldırarak.
''Hiç bir şey'' dedi ''e'' yi uzatarak. Gözleri okuduğum kitaba kaydı.
''Ne ne oldu'' dedim ve kitabın kapağına baktım.
A-oo. Şu kitap. Zack'le bugün gezerken ikimizde kitap aldık ve Zack bana bu kitabı önerdi. O zaman gerçektende gülme krizine girmiştik. Kitabın adı S*ktir Et.
''O tür kitaplar okuduğunu bikmiyorudum. Aslına bakarsan onu okumak içinmi yoksa kapağı içinmi aldın onuda bilmiyorum'' dedi babam ve mutfağa doğru gitti.
Sırıttım ve kafamı salladım. Çantamı alıp odama hızlı adımlarla çıktım. Hemen beremi alıp yatağa fırlattım. Saat baya geçti. Uykumda gelmedi değil hani. Bir yandan bir şeyler mırıldanırken bir yandanda dolaba doğru yöneldim. Alttan 2. çekmeceyi açtım ve şortumla bol t-shirtümü elime aldım. Pencereye taş gelmesiyle dikkatim dağıldı. Elimdekileri yavaşça yatağa bırakıp pencereye doğru yöneldim.
''Berk?'' dedim kaşlarımı kaldırıp.
''Hey Rebecca. Bizde parti var. Sende gelsene''
''Bilmiyorum Berk. Babam ge-''
''Hadi ama Rebeccaa! Hem buradakileride tanıma şansı işte'' dedi gayet istekli bir sesle.
Elimle 1 dakika işareti yapıp aşağıya indim. Babamın izin vereceğini hiç ummuyordum ama. Ve şu Zack olayındada neler oldu bilmiyorum ama o olaydan sonra kesin izin vermezdi.
''Hey hey heyy. Babişkom benim'' dedim ve babamın boynunu dolayıp sarıldım.
''Ne istiyorsun paramı'' dedi.
''Hadi ama baba bunu düşünme. Sadece seni sevdiğimi düşün. Mesela şu Berk'lerin evindeki partiye beni gönder sevgimizi gösterelim'' dedim ikna edici bir ses tonuyla.
''Orda dur bakalım küçük hanım. Olmaz''
''Baba lütfen bütün yaz boyunca sadece 3 kişiyle arkadaş olacak değilimya'' dedim.
''Rebecca hadi ama benide anla biraz.'' dedi bana bakıp.
''Anlamaya çalışıyorum ama bir şey bulamıyorumki. Sadece iyi bir baba olsan'' dedim.
Şuan kızgınmıydım bilmiyorum. Ama galiba şu son cümleyi bağırarak söylemiştim. Koltuğun başından kalktım ve arkama bakmadan yukarıya çıktım. Pencereyi açıp Berk'e baktım.
''Gelemem Berk sonra görüşürüz'' dedim ve onun sözünü dinlemeden pencereyi kapattım. Perdeyide çekip yatağın üstündeki giysileri 1 dakikada gyidim. Saçlarımı touz yapıp kendimi yatağa attım. Şuan odanın halini görseniz varya.
****
Gözlerimi zar zor açtım. Yanımdaki mesadan telefonumu alıp saate baktım. 09:00 ve ben uyanığım. Telefınu yerine bıraktım ve elimi yastığın altına koyup gözlerşmi sımsıkı kapattım.
''Hemen aşağıya küçük hanımm!'' diye bağıran babamın sesiyle yataktan aşağıya düştüm. Kemiklerim baya acıdı. Aow sesimle ayağa kalkıp gözlerimi ovaladım.
''Vas Happenin?'' dedim aniden İngilizceye dönmüş aksanımla. Ah Zayn.. Kafamı salladım ve tekrar babama baktım.
''Neler oluyor.''
''Aşağıya gel çabuk hadi kahvaltı'' dedi babam. Kapıdan dışarıya çıktım ve lavaboya girip yüzümü yıkadım. Aşağıya indim ve kahvaltı masasında oturmuş Meriç ve Berk'e baktım
''Sizin burada ne işiniz var'' dedim şaşırarak.
''Babam sağolsun kahvaltıya geldik'' dedi sırıtarak Meriç.
Tam masaya oturacaktımki telefonumu yukarıda unuttuğumu farkettim.
''Hemen geliceğim çocuklar'' dedim ve koşarak yukarıya çıktım. Masadan telefonu aldım ve bir mesaj geldiğini gördüm.
''Hey bize kahvaltıya gelirsen çok sevinirim :) xox -Zack''
Off babamda tam zamanını buldu ama. Gidemezdim. Şimdi ona mesajda atamazdım mesaj hakkımı bitirdim. Kahvaltıyı bitirdeikten sonra şunu hallederim. Telefonu aldım ve aşağıya doğru koştum.
''Ne oldu'' dedi Berk.
Telefonu havaya kaldırdım ve gülümsedim. Masaya oturdum ve babamda oturunca yemeye başladık. Çatalımla patatez kızartmasından aldım ve önümde duran mayanoze batırıp ağzıma attım. Birden şarkı çalmaya başladı. Hah telefonum çalıyordu. Herkese baktıktan sonra telefonu açtım.
''Alo?'' dedim.
''Rebecca şey kahvaltıya gelmiyormusun?'' dedi Zack. Bende o arada hemen yukarıya çıkıp lavaboya girdim orada konuşmak en iyisi bence.
''Hayır Zack üzgünüm ama babam Berk ve Meriç'İ kahvaltıya çapırmış. Ayp olurdu'' dedim.
''Pekala o aman yarın?''
''Yarın söz'' dedim ve kıkırdadım. Berk'in girmesiyle kaşlarımı kaldırdım.
''Görüşürüz Zack'' dedim ve telefonu kapattım. Hemen suyu açtım ve ellerimi yıkadım.
''Çıkıyormusunuz?'' dedi Berk aniden.
''E-efendim'' dedim şaşırarak.
''Zack'le diyorum çıkıyormusunuz'' dedi göz kapaklarını hızlıca kapayıp açarak.
''Hayır sadece arkadaşız biz'' dedim konuşmakta zorlanarak. Kafasını salladı ve kısık bir sesle ''Anladım'' dedi. Musluğu açtı ve ellerini yıkadı.
''Hey birde şey konuşamadık şu konseri'' dedim ve yutkundu.
''Ah evet harikaydı'' dedi ve kapıyı açtı.
''Berk. Kaçma şu elimi tutma olayını büyütmek istemem ama açıklarsan iyidir.'' dedim gözlerimi açarak.
''Zamanı değil Rebecca'' dedi yere bakarak.
''Berk söyle yoksa gerçekten konuşmam'' dedim bir adım yaklaşarak.
''Gerçekten öğrenmekmi istiyorsun?'' dedi ve bende kafamı salladım.
Kafasını kulağıma getirdi ve ''Seni Seviyorum'' diye fısıldadı.
NOT: VOTE VE YORUMU UNUTMAYIN.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Erkeğim (Bölüm Yayınlanmamaktadır.)
Teen FictionSadece bir insan, bir milyon insandan nefret etmenizi sağlayabilir! Ve sadece bir insan her şeye rağmen bu berbat dünyayı sevmenizi...