Ama Ne Sevda!

1.3K 73 15
                                    

(Şarkıyı 'Medya** yazan yerde. İtibaren açmanız tavsiye olunur. İyi okumalar☺☺)

.......
Sabahın habercisi sesleri duymaya başlamıştım. Yarı uyanıktım bütün gece,gözlerimi açmaya gücüm yoktu.
Bir el saçlarımı yanaklarımdan çekiyordu. Parmakları yanağıma dokununca irkildim. İster istemez, o yabancı ellere karşı açtım gözlerimi.

'Günaydın.'

Bir şey söylemedim. Gözümü açar açmaz karşıma Sinan çıktığında ne yaparım bilmiyordum ki.
Saçlarımda,yüzümde gezinen o el onundu.
Işıl ışıl gözlerine bakarken bir şey hissettim mi diye sordum kendime.
Hissettim mi?
İstemedim sadece. İstemedim.
Pikeyi üzerimden atmadan doğruldum. Bakışlarımla ona pek iyi davranmıyor olsamda Sinan hala gülümseyerek bakıyordu bana.

'Sabah asabisi.'

'Ne?'

'Sabah asabisi diyorum. Döveceksin şimdi beni.'

Dün geceki cesaretimden eser yoktu. Ona 'Neden Sinan?' diye soracak,bana bir adım dahi atmasına izin verecek cesaretim yoktu.

'İstersen beraber bir şeyler yapalım bugün.'

Sinan'ı geçiștirmeyi umursamadan,'Yasemin geldi mi?' diye sordum.
Güller açan yüzü  ilgisizliğimle karşılaşınca soldu birden.

'Geldi. Ama şirkete gitti erkenden.'

Sesindeki soğukluk içimi burksa bile yumuşamadım.
Dostane bir yakınlaşma değildi bu,bundan sonra onunla geçireceğim her dakika ona umut vermek demekti.
Asla bana yakışmayan ,aslında kimseye yakışmayan bir şeydi bu. Keskinde olsa, o kafasını toplayana kadar mesafeli olmak en iyisiydi.
Sinan'ın dikkati sehpadaki dosyalara yönelmişken ayağa kalktım. Adım atamadan bilegimden kavrayıp o da ayağa kalktı.

'Kalmak istiyorum,ama izin vermiyorsun.' Dedi gözlerimin içine bakarak.
Şu an konuşup geri çevirmem gerekiyordu onu. Ama konuşamadım.
Her şeyi açık açık söylemenin zamanı değildi.

'Gerek yok. Kalmana gerek yok Sinan.'

Bileğimi tutan eline baktıktan sonra başımı kaldırdım ve göz göze geldik. Elini çekti. Hiç zaman vermeden,
'Defne bana bir izin versen.' Diyerek yaklaştı bana.

Elimi göğüs hizasında kaldırınca durdu.

'Geç kalma. Yasemin kızmasın şimdi.'  Dedim ve beni durdurmasına fırsat vermeyerek merdivenlere yöneldim.

'Görüşürüz.' Deyip çıktı evden.

Öyle ya da böyle, etrafımdaki insanları kendimden uzaklaştırmaktan başka bir şey yapamaz olmuştum. Ve artık bu herkesten çok benim canımı yakıyordu.

...
'Volkan hayırdır.'

Volkan beni evden çıkarken yakalayıp durdurduğundan beri Ne söyleyeceğini ya da nasıl söyleyeceğini düşünüyordu.
Yüzüme bakmıyordu.
En sonunda dudaklarını kemirmeyi bıraktı .

'Ömer çıldırdı Defne.'

Ne duyacağımı biliyordum fakat tepkim değişmedi. Nefes alıp sakinleşmeye çalıştım.
Gerçek bir kızgınlık olmasa da, bu sinirlenmeler gücümü kırıyordu.

'Yine mi? Neden acaba? Bu sefer neden,yine ne düşündü,ne olay yarattı kafasında?'

Sorumu duyunca ciddiyetimi anlamak için yüzüme dikkat kesildi. İfademi bozmamaya çalıştım. Volkan gülmeye başladı,sinirlendiğinden güldüğünü düşünsemde yüzünde sorularına cevap bulmuş bir hal vardı.

Yanıyor ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin