Esas Hikayemiz

1.5K 79 5
                                    

(Müziği **medya yazan yerden açarsanız güzel olur :) sevgiler )

Biz en başa döndüğümüzde,esas hikayemiz başlar.

Kokteyli elimi alıp tüm barı görebilmek için taburede yan döndüm. Geceye yeni başlayan kalabalık dahada coşmuştu.
Arada,yorulmaksızın dans eden insanların arasından Berrak'ı görüyordum, bana el sallıyor sonra yine kalabalığa karışıyordu. Müzik kesilip insanlar dağılınca Berrak Ömerlerin oturduğu locaya geçti. Herkes muhabbete dalmış,kahkalar birbirine karışıp barı dolaşırken Ömer birini arar gibi sürekli yerinden kıpırdanıyordu bardağı sehpaya vurup dururken barın iki yanını göz hapsine almıştı. Bazen ayaklanıyor sonra oturup icmeye devam ediyordu. Bizden herkes orada oldugundan aradığı bendim, tabi servis yapan garsonlardan birini aramıyorsa. Masanın ortasındaki kadehlerden birini alıp sertçe kafasına dikti. Bu kadar içeceği bir şey yaşanmamıştı hâlbuki. Tıpkı benim gibi bir şeylere meydan okurcasına içiyordu. Berrak yanlarına gelmem için bana işaret ederken kafamı sallayarak reddettim. Ömer'e görünmek istemiyordum.Ona eskisi gibi olacağımızın sözünü verdikten sonra bu ücra köşede oturup onu izlemek istiyordum sadece.
Gürültüden de iyice bezmiştim,kafamın içindeki sesler ve müzik çekilmez olmuşken bizimkilere görünüp bir de onların gürültüsüne katlanmak istemiyordum.
Nefesim dudaklarımdan bir üf ile çıktığında bara sırtımı dönüp dirseklerimi masaya dayadım. Avucumu alnıma yaslamış dururken en az benim kadar bezgin bir ses konuşmaya başladı.

'Bu Sinan'a hayatta güven olmaz bir saat dedi 3-4 saattir buradayız neredeyse!'

Tabureyi gergince çekip yanıma oturdu.

'Sinan ve bir saat. E sen çık Yasemin.'

'Öyle değil Defne çalışacaktık. Ama kaynattı gördüğün gibi.'

Çantasını kucağıma bırakıp ayağa kalktı ve tabureyi bara doğru çevirdi.

'E suç sende ama. İnanmayacaktın.'

'Oda doğru. Sen niye bizimkilerle değilsin.?' dedi gözleriyle locayı işaret ederken.

'Kafam kaldırmıyor artık.'

'Al bendende o kadar kimsenin mi işi gücü yok yani!'

Önümde duran bardağı alıp ona uzattım.

'Al iç biraz bari,misafirliğe gelmiş gibi durma.'

Bir bardağa bir bana baktı,sonunda bardağı elimden çeker gibi aldı. Bir iki yudumdan sonra sakinleşmisti. Yüzüne baktım,gergindi. Hayat kurallarının en ufak bir ihlaline tahammülü yoktu. Tıpkı Ömer gibi. Onları daha öncede birbirlerine benzettigimi hatırlıyordum. Kuralları ve sınırları aynı gibiydi. Ömer'in Yasemin e ilgisinin sebeplerini bilmesemde Yasemin etrafında kendisine benzeyen birini;Ömer'i görünce etkilenmiş olmalıydı.

'Yasemin,Seviyor musun onu?'

Merak ettiğim en önemli şey buydu. Sadece bunu sormaya cesaret edebiliyordum. Ona daha özel bir soru soracak değildim,ama içim içimi yiyordu. Ona dokunduysa eğer nasıl davranmam gerektiğini,nasıl davranacağımı bilmiyordum.

'Sevilecek adam var sevilecek adam var.' Dedi gözlerini devirirken.

'O ne demek?'

' Denizleri fırtınalı demek hayatım. Ya çok iyi denizci olacaksın, ya da uzaktan manzaraya bakacaksın.
Ha zaten iyi denizciler de sadece kıyılarında takılır o denizin. Misal ben.'

Kaşı çapkın edasıyla yukarı kalktı. Sözünü bitirince birbirimize baktık biraz. Muhtemelen anlam verememiş halimi gördüğünden başını iki yana sallayarak önüne döndü.

Yanıyor ZamanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin