Soğuk.en sevdiğimden.ben ilkbaharda doğmama rağmen kışı her zaman ayrı sevmişimdir.belkide beni yansıttığı için.ben hep yanlız büyüdüm yanımda kimse yoktu.ilklerimi hep yalnız paylaştım belkide bu benim kaderimdi.yalnızlık bence çok da kötü değil çünkü ben yalnızken de mutluydum.ama asıl yanlızlık kimsen var iken kimsesiz kalmaktır.en acısıda bu.yanımda olmadılar.beni hiç düşünmediler,sevmediler.nefessiz kalmak boğulmak isterken zaten hayat bana bunu verdi.her defasında.şimdi ise başka bir mafyanın yanında hizmetçilik yapan yine ben.mutsuz olan ben.ölmek isteyen ben.buralardan gitmek isteyen ben.sanki herkesin derdini ben yaşıyormuşum gibi hissetmekten nefret ediyorum.kapıyı açınca içeriye dolan serin havayı sanki bir daha hiç bulamayak gibi içime çektim.derinlere.bir kapa koyup saklamak istedim.
nehir i en çok ben anlarım.annesiz kalmayı , babası ile aynı evdeyken zar zor görüşmeyi ve sürekli yanında koruması olmasını.baban yakındayken bile baba özlemi çekmeyi.elini ne kadar da olsa anne gibi sarıp sarmaladım.yanımda duran koskoca dünyanın sayılı zenginlerinden olan adama baktım.ona dönüp bakmamı hissetmiş gibi o da dönüp bana baktı istemsizce tebessüm ettim.ne vardı sanki mafya olmasalar.ona olan hislerimi saklamasam da söylesem.ya reddederse bir daha yüzüne bakamazsam. ne vardı sanki utangaç olmasam da söyleyebilsem.
yağmur hafif hafif çilemeye başlayınca bir an evde kalmak istedim.yağmuru her ne kadar çok sevsemde ıslanmaktan bir o kadar da nefret ederdim ama yağmur insanın içini huzurla doldurur,merhametle,sevgiyle,aşla...
arman bey bana bakıp eliyle dışarı işaret ettiğinde nehirle birlikte dışarıya doğru bir adım attık.arman ey elindeki şemsiyeyi açıp ikimizi ve kendini koruyacak şekilde tutup arabaya kadar eşlik etti.yağmur bir yavaşlıyor bir hızlanıp bardaktan boşalırcasına yağıyordu. gökyüzü ağlıyordu,bulutlar ağlıyordu.çünkü onlar da annelerini kaybettiler.çünkü onlar da yalnız.çünkü onlar da kimsesiz.çünkü çünkü onlar da aşık ve söyleyemiyorlar.çünkü onlar da imkansız aşka tutuldular ve ağlıyorlar.çünkü onların da kalbi acıyor ve gün geçdikçe eriyor,bitiyorlar.
geldiğimiz yer lüks bir oteldi.her yeri para kokuyordu.içerisi ise dışını aratmayan istişamı ve görseliş açısından tek kelimeyle kusursuzdu.otelin arka bahçesine çıktığımızda bize ayrılan yer olduğunu gördüm.nehir'in elini 1 dakikalığına bile bırakmıyordum.nehir arada bir bana bakıp gülümsüyordu ben de ona karşı olarak tebesüm ediyordum.tam o anlardan birinde arman bey görüp 32 dişini gösterircesine sırıttı.arman bey herşeyin yerini ve zamanını biliyordu sanki benden 2 yaş büyükmüş gibi değil.Benden herşey konusunda daha tecrübeli.
Arman bey masaya oturup eliyle bize işaret etti.O mükkemmeldi o kusursuzdu o eşsizdi,yakışılıydı,karizmatikti,tüm kızları kendine aşık edebilecek,hayran bırakkabilecek yüzü vardı.O eğlenceliydi,ve şimdi ben onu dünyanın 9.harikası seçiyorum.
Akşam yemeğimizi hiçbir sorun yaşanmadan bitirip kalktık.otelden çıkarken bize karşı kurulmuş pusu olduğunu sezen korumalar bizi tekrar otelin en güvenli yerine götürmek için çabalıyorlardı.Nehir'in korkmuş olduğunu gözleri anlatıyordu zaten.ben mi? ben alıştım.yakında nehir de alışacak.sevgisizliğe,ilgisizliğe.arman'ın telefonu çıkarıp can'ı aradığını duyduğumda korumalardan biri aniden yere yığılmıştı.arman destek istediğini ve bağırdığını ,kızdığını anlamıştım.bu kargaşada gözlerimiz buluştuğunda belkide bunları babamın yaptığını ikimizde anlamıştık.Babam.Herşeyin sorumlusu babam.Baba demeye utandığım adam babam.kaç gündür beni ne arıyor ne de merak ediyordu.tabiki bu günü beklemişti ve benim çalıştığımı öğrenmişti.ancak babam bunları yapmayacak benim için uğraşmayacak aptalın tekiydi.NEHİR.etrafıma baktığımda onu görememem paniğe kapılmama neden olmuştu.aniden gelen silah sesleri,bağırışmalar,çığlıklar,koşuşturmalar.insanların aksi yönünde istikametimi sürdürmeye başladım.bir kolun vücudumu kavramasıyla yerimde donup kaldım.arkamı dönmeye korkar oldum.can'ın sesiyle kendime geldim.
"şşş tamam sakin ol"
"nehir yok!"
"buluruz sen sakin ol"
" can..." ona ilk defa adıyla hitap ettim hatta ilk defa bu kadar uzun konuştuk.garip hissettim armanı aldattığım hissine biliyorum çok saçma ama ben zaten hayal dünyamda armanı sahiplendim çünkü onu seviyorum.o çok iyi birisi ve yakışıklı.
"arya sen.. neyse hadi burda durmayalım daha güvenli yere geçelim biraz bekleriz sonra doğu eve"
konuşamayacak kadar yorgundum.kafamla onayladım.
Olaylar bitmiş ve herkes derin bir nefes almıştı.Nehir'i de bulmuştum o korkup otelin içinde köşeye sinmiş ağlıyordu.onu bir şekilde ikna edip susturmuştum.
karşımda sadece arman vardı sanki konuşmamı bekliyor gibiydi.
"ne zamandan beri belalısın?"
"doğduğumdan beri."
Seni Seviyorum Arman.
biliyorum biraz geç oldu üzgünüm.bu bölümü çook farklı hayal etmiştim ama çok uzun süre bölüm yazmayınca kötü hisstemeye başladım ve bu bölümü yazdım umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYANIN DADISI
Romancehayatıma yeni sayfa açtım ama ben bu sayfanın daha berbat olacağını nerden bilebilirdim ki o evin bana zehir olacağını o işin bana ölüm fermanım olacağını...