4: Beyaz Atlı Prensim

22 2 0
                                    




Medya: Zeynep

Yağız bir bana bir de Zeynep'e bakıp şeytanice gülüş sergiledi.

"Zeynep bir baksana sana önemli birşey göstermek istiyorum." Önemli şeyin batsın Yağız. Salak! Bok herif! Babası kılıklı!

                 

Yağız'ın planını al üst etmek için yollar ararken aslında ben dün kaçış planımı hazırlamıştım. Yağız'ı hırsız sanıp korkudan geçirdiğim yumruk Yağız'ın sağ gözünde büyük bir morluk yaratmıştı. Zeynep bu tarafa doğru gelirken aniden Yağız'ın mor gözüne bastırdım. Acı ile çığlık atarken Yağız'ın afallamasından yararlanıp öne atıldım. Bir yumrukta Zeynep'in gözüne geçirir geçirmez oradan tüydüm.

Hiçbir şey düşünmeden koştum. Sadece koştum. Yağız bu kadar mı kızmıştı arabasının camını kırmama. Yoksa babasının onu engellemesi mi onda etki bırakmıştı? Ben bunları düşünürken çoktan okulun bahçesine ulaşmıştım. Daha ne olduğunu anlamadan arkamdan bir sürü ayak sesleri gelmeye başladı. Sinirli bir çift Zeynep ve Yağız bana doğru ilerliyordu. Arkalarında da merak içinde ne olucağını bekleyen bir sürü 11.sınıf. Bunlar dedikodu için herşeyi yapar anasını satıyım.

"Vay vay vay. Demek sürtüğümzün yeşil gözleri varmış. Sen bizi aptal mı sandın? Elinde sonunda ortaya çıkıcaktı yalanın. Ama normal şartlarda olsa umurumda değildi yeşl gözlerin. Ama işin asıl tuhaf olan yanı ben görmeyeyim diye 3 sene boyunca lens takman ve bana yumruk atman. Onlarıda bıraktım Yağız'ıma vurdun. Şimdi asıl soruya gelelim Dolunay. Neden?"

Zeynep Yağız'ım dediğinde hafiften bir mide bulantısı yaşadım. Hay kızım nereden senin oluyor. Aslıda bırakırdım beraber olsunlar ama Eren'e yazık. Çocuk aşık bu kıza. Neresini seviyorsa artık.

Zeynep'in uzun konuşması ardından sadece bir kelime dikkatimi çekmişti. Neden... Çok basit ama bir o kadar da cevaplaması zor bir soru. Ben cevap vermek istemezken ne oldu bilmiyorum ama yıllardır kış uykusunda olan içimdeki ayı uyandı.

"Neden mi? Tamam o zaman madem çok merak ediyorsun bu sorunun cevabını Yağız'ına sor. He Yağız? Neden? Neden baban bu kadar kötü biri? Neden sende onun gibisin? Peki ya sen Zeynep? Bana sürtük dediğin halde sevgilinle o akşam yiyişiren ertesi sabah başkasını evine çağırman sence de normallik dışı değil mi? Siz 11.sınıflar? İşiniz yok mu sizin? İnsanların rezil olması ve aşağılanması bu kadar mı komik ve eğlenceli? Hepinize acıyorum. Bir gün lise biticek ve üniversite başlayacak. O zaman bu yaptığınız tüm piçliklerin bir değeri kalmayacak. Sadece o piçlikleri yaptığınız kişimin kalbinde kapanmayacak bir delik açıcaksınız. Sizce buna değer mi? ... Pek sanmıyorum."

Ben içimdeki tüm düşünceleri dışa dökerken herkes hiç konuşmayan kızın bu kadar anlamlı bir konuşma yapmasını beklemiyordu. Ah hayır ayağa kalkmanıza gerek yok. Canlarım benim alkışa da gerek yok... Madem çok ısrar ediyorsunuz. Teşekkür ederim bebeklerim. Ben de sizinle gurur duyuyorum...

...

Tamam bu kadar ego patlaması yeter. Ben içimden kendimi överken karşı taraftan hala cevap gelmiyordu. Okul binasına geri yöneldim. Çantamı kapıp şuanda en çok ihtiyacım olan insanların yanına gitmek için okulu terk edicektim.

Yağız'ın Bakış Açısı

Dolunay babamı bu işin içine soktuğundan beri onu dinlemiyordum. Yine mi babam? Bu kızın babamla bağlantısını bilmemek beni içten içe kemiriyordu. Ben kendi düşüncelerimin içinde boğuşurken Dolunay sınıftan çantasını almış gidiyordu. Zeynep dahil tüm 11.sınıflarda sınıfa geri dönmüştü. Merakıma engel olamadım ve arabamın yanına gittim. Evet tabiki de onu takip edicektim başka ne yapabilirdim ki. Sanki okul çok güzel bir yer. Okulu asamaya dünden rağzıydım.

Geçici HafızaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin