Benim adım Evrim, 16 yaşındayım. Annem 2 sene önce vefat etti. Babamla beraber yaşıyorum. 2 tane abim vardı, birisi bizi terk etti. Diğeri ise evlenip kendine bir yuva kurdu.
Yeni hayatıma ilk adımımı abim evlendikten sonra attım. Sevgilimden yeni ayrıldığım bir depresyon dönemindeydim.
Kuzenim Sevcan, o 17 yaşında. Benim sayemde dışarı çıkabiliyordu, ailesi beni severdi onlardan izin alıp Sevcan'ı dışarı çıkarırdım.
Babam vardiyalı olarak çalışıyordu. O hafta gece ve evde kimse yoktu. Bizde bu sayede dışarı çıkabiliyorduk. Sevcan'ın Eylem adında bi arkadaşı vardı, her ne kadar deli dolu bi kız olsada onu severdim.
O gece sokakta 3 kız olarak geziyorduk. Eylem'in bi erkek arkadaşından haber bekliyorduk. Alışveriş merkezinin önünde oturup beklerken bi taksi önümüze geldi, oturduğumuz yerden kalkıp taksiye doğru yöneldik. Önde Ramazan adında bir çocuk vardı, arkada Muhemmet oturuyordu. Biz arkaya sıkışıverdik.
G Plus adındaki misafir evlerine gittik. Misafir evi dememe bakmayın oldukça büyük bir yer ve dışardan bakıldığında otel gibi duruyor. Orda indik bizi odaya kadar çıkardılar. ¹+¹ bir evdi. İçeride Yasin diye bir çocuk vardı, oda bizimkilerin arkadaşıymış. Muhammet ve Ramazan içecek bir şeyler almaya gittiler.
Biz ise film izliyorduk. Yasin'le tanıştık hepimiz. Eylem benim ayakkabılarımla dalga geçiyordu çünkü 34 numara ayaklarım vardı. Yasin oradan konuya atladı
"Kimin ayağı 34 numara?" Bende kafamı ona çevirip alaycı bi şekilde
"Benim ayağım, bak!" deyip ayağımı kaldırdım.
Güldü ve Eylem'e
"Bir kızın ayağı zaten küçük olmalıdır." dedi. Havalı ve özgüvenli bi bakış attım.
Eylem sanırım kıskandı ayakkabımı aldı
"Benim ayağımada olur." dedi.
"Bırak ayakkabımı genişleteceksin" dedim. İnatla giymeye çalıştı olmayınca Yasin ve ben güldük. Eylem bir şekilde sürekli beni ezmeye çalışıyordu böyle bir ortama girdiğim için beni hep ezikliyordu. Ben çantamı yanımdan hiç eksik etmezdim.
"Bu ne okul çantası gibi ya.." dedi Eylem. Yüzümü kızartıyordu. İçimden "sanane lan gevşek!" diye kelimeler geçiriyordum.
Yasin beni savunmaya geçti
"Benimde yanımda hep çantam vardır, niye alay ediyorsun kızla? Senin yerinde olsam çanta alırdım yanıma, ne olur ne olmaz bi kızın yanında hep çanta olmalıdır."
Siz nasıl diyorsunuz bu duruma "THUGG LİFEE" Eylem mors oldu yüzü ciddileşti. Muhammet ve Ramazan geldi. Muhammet'in elinde siyah bir poşet vardı. Ah bende garibim bilmiyorum ya o zamanlar alkolün siyah poşete konulduğunu.. Önüme bi bardakta içecek koydular. Tadına baktım enerji içeceği gibiydi. Hoşuma gitti ve hemen fondipledim. O an ne hissettiğimi bilemiyordum. Güzel ve farklı bi kafası vardı. İkinci bardağı koydular. Onuda fondipledim. Eylem "Kızım ne yapıyorsun yavaş ol" dedi. Bu arada onlar yavaş içiyordu. Ben lavoboya kalktım. Telefonumu alıp numarayı tuşladım.
-"Alo?.. Sevgilim?.."
X"Evrim.. İyi misin?"
-"Sadece biraz içtim, senin için içtim.."
X"Neden böyle bir şey yapıyorsun? "
-"Neden mı yapıyorum? Bunu soruyor musun gerçekten!!! Gerçekten soruyor musun!! Beni terk ettin, sana yemin ederim bundan sonra seni kimse benim kadar sevmeyecek. Belki sen seversin benim gibi bir başkasını, ama bir başkası seni benim sevdiğim gibi sevmeyecek!!"Bu sırada fazlasıyla bağırıyordum, sağa sola yumruk atıyordum. Yoksa sinirim asla geçmeyecekti. Sevcan ve Eylem içeri girdiler elimden telefonu aldılar. Bağırmaya devam ediyordum. Sevcan telefonda 'eski' sevgilimle konuşmaya başladı.
-"Evrim çok kötü durumda, yanına yollasak alabilir misin onu?"
X"Evden dışarı çıkamıyorum, yoksa onu alabilirdim."Kendimi tutamıyordum. Eylem kendime gelmem için başımdan aşağı su döktü. O an hiç bir şey hissetmiyordum ki onu hissedeyim. Sevcan bana sertçe bir tokat patlattı. Daha çok çığlık attım ve bu sefer içeri Yasin girdi, bi anlığına gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda Yasin'in kucağındayım..
"Kıza neden vuruyorsunuz!! Zaten sarhoş, iyice tribe sokmuşsunuz kızı!!"
Beni yatağa yatırdı. Uyukluyor gibiydim ama uyumadım. Hatta bi ara kalktım. "Durun ben iyiyim." dedim. Yasin'de "Dokunmayın, bakalım ne yapacak." dedi.
"Helal olsun sana be, anlıyor beni." dedim.
Kalktım Muhammet'in yanına gittim. Elini kaldırdım "Bak senin bu parmağında yüzük vardı, çıkardın onu şimdi Sevcan'a yazılıyorsun değil mi?"
Gülmeye başladılar ama ben doğruyu söylediğimi biliyordum. "Ramazan sende Eylem'e yazılıyorsun ama evleneceğini duydum."
16 yaşındaydım ve 20 yaş üzeri insanlarla takıldığım için konular farklıydı. Herkes sustu.
Yasin "Gel yanıma otur." dedi. Gittim oturdum.
"İçimizde en saf kalpli olan sensin, bir kız olarak etrafı iyice kollamışsın. Hiç bir detay gözünden kaçmamış böyle kal tamam mı?" dedi.
Kafamı göğsüne yasladım ve huzurlu hissediyordum..
Sabah oldu, sabaha kadar uyumadık tabi muhabbet sohbet baya sardı benim kafamda yavaş yavaş ayılıyordu.
Hava iyice aydınlandığında hepimiz dışarı çıktık bizi taksiye bindirip evimize yolladılar.
Bir kaç gün sonra Sevcan'la dışarı çıktık alışveriş merkezinden dönüyorduk. Bir araba önümüzden 2 kere geçti ve Sevcan tedirgin oldu. Araba önümüzde durdu. Meğersem Serkan diye bir çocuk varmış bizim Sevcan'ın eski sevgilisi. Neden ayrıldıklarına gelince çocuk uyuşturucu satıcısı ve bağımlısı Serkan bu batağa Sevcan'ı sürüklemek istememiş.
Arabaya bindik sürücü koltuğunda Barış diye biri oturuyordu çok konuşkan ve esprili bi kişiliği vardı. Bi okulun önünde durduk. Göz altları mosmor olan bir çocuk belinden bir paket çıkartıp Serkan'a uzattı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alkol'ün Kız Tonu
General FictionBütün hikâye gerçektir. Olaylar gerçekten yaşanmıştır. Hikâye geriden gelmektedir. Bugünkü zamana geldiğinde belirtilecektir. Yeni maceralar, bütün ayrıntılarına kadar yazılacaktır.