Artık sevgiliydik. Bu benim istediğim şeydi zaten. Eve kadar taksiyle gittik. Hepimiz dünden kalmaydık, yorgun ve argın..
Bizi iki sokak aşağıda bıraktılar ki mahallede gören duyan olmasın diye. Mahalle karılarını bilirsiniz, pis dedikoducular.
Sokakta aşağıya inerken İso elimden tuttu, elime para sıkıştırdı. Almamak için direndim ama bana ;
"Al, kahvaltı yapmadınız. Evde uğraşmayın şimdi, gidin bi kafede kahvaltı yapın tamam mı hayatım?"
dedikten sonra mecburen almak zorunda kaldım. Fazladan vermişti bi an içimdeki piç sırıttı. Onlar taksiyle gittikten sonra Sevcan'ı kolundan kenarı çekiştirdim.
"Yürü bizim nargileciye gidelim, hem kahvaltı yapar hemde nargile içeriz." dedim. Oda sırıttı ve başını salladı. Hemen caddeye çıkıp bi taksi çevirdik. Sefaköye kadar gittik. Orda inip hemen kafemize çıktık. Kahvaltı tabağı söyledik hemen, ve gerçekten mükemmeldi. Nargilemizide söyleyip içmeye başladık.
Bugün Apo bizim eve gelecekti ve beraber alkol içecektik. Ona sözümüz var çünkü. Hava kararana kadar kafemizde oturduk. Nargile içtik tavla oynadık(berabere bitti.) Sevcan'la gayet zevkli zamanlar geçiriyorduk. Seviyorum bu kızı.
Akşam üstü eve yürüyerek gittik. Apo bizim eve gelicekmiş de evde içecekmişiz. Allahtan bu akşam ev boş.
- - -
Apo eve arabayla geleceği için tarif etmesi biraz zor oldu. Sevcan'ı arayıp duruyordu bende telefonu alıp tarif ediyordum. En sonunda Sevcan aşağı inip onu aldı. Beraber geldiler.
Hemen aldığı biraları masaya koydu. Tuborg almıştı cam şişelerde. Ve ben bira içmeyi hiç sevmezdim. Absolut vodkaya alışınca işte bünye bira çok ekşi geliyor.
Sonra Apo ;
"İçsene ne oldu içemiyor musun? Hani sağlam içiciydin?" dedi of pis gaza geldim. Sen kimsin oloom yaa
"Hayır ben vodkacıyım vodka içerim bir tek. Ona alıştım."
deyince ben hemen biriyle telefon görüşmesi yaptı. Telefondaki kişiye "Burda çok sağlam içici var olum, hemen bi vodka kap gel içeriz. Sende gel ama bak." dedi.
Sevcan ben çabuk sarhoş olurum diye tedirgin oldu.
"Bak çok içmek yok heaa kızım.." dedi.
Bişey demedim bende. Bi yarım saat sonra kapı çaldı. Hafif sakallı, mavi gözlü, kalıplı ve oldukça kaslı bi çocuk geldi. Allah dedim bu ne lan böyle, Tanrı'nın oğlu gibi. Neyse.. Tokalaşıp tanıştık. Adı Ersin. Sadece vodka değil bize sandviçte almış fakat arabada unutmuş. Bana arabanın anahtarını verdi, camdanda arabayı gösterdi. Aşağı indim...
Gerçekten lüks bi arabası vardı. Hemen sandviçlerin olduğu poşeti alıp yukarı çıktım.
"Ben önce sandviçimi yiyeyim sonra vodka içerim siz başlayın." dedim onlara.
Ersin beni bekledi, beraber içebilmek için. Bi yandan sandviçimi ısırırken bi yandan vodka yudumluyordum. Sanki ayranmış gibi rahat rahat içiyordum. Hem enerji içeceğiyle karıştırmıştım tadıda hoştu. Sandviçimi bitirdikten sonra vodka bardağımı elime alıp hızlı hızlı içemeye başladım.
Ersin bana döndü ; "Bitirdiysen içelim." dedi. Ve bardağını "şerefe" deyip bana doğru uzattı.
Bende bardağımı kaldırdım, bardakları tokuşturduk. 3. 4. bardağa kadar içtik. Sevcan'ı Serkan aradı hiç beklemediğimiz bi anda. Bu gece buluşmayacaktık, araması bizi panikletti. Hepimiz sessiz olduk ve Sevcan konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alkol'ün Kız Tonu
Ficción GeneralBütün hikâye gerçektir. Olaylar gerçekten yaşanmıştır. Hikâye geriden gelmektedir. Bugünkü zamana geldiğinde belirtilecektir. Yeni maceralar, bütün ayrıntılarına kadar yazılacaktır.