MEDYADAKİ ŞARKI İLE OKUYUNUZ..
İYİ OKUMALAR :) ♥
Sokak sessiz,hava kararmış,gök ağlıyordu..
Annem ölmüştü.
Annem....
Henüz ona tam olarak onu sevdiğimi söylemeden...sarılamadan....
Tek başıma bırakmıştı bu hayatta beni..
Babam yoktu.
Onu hiç tanımamıştım aslında.
Ne bir resmi ne de bir adı vardı bende.
Yaşıyor muydu acaba?
Onu bile bilmiyordum...
Gerçekler beynime hücum ettiğimde daha çok sıktım yumruğumu..Kanserdi annem..
İyileşeceğine dair hep bir umut vardı içimde..hep de bir dua.
Ama yitirmiştim umudumu 2 gün önce...
Avucumu açıp içine baktığımda elimde duran melek kanatlı ve kanatın üzerinde 'D' yazılı kolyeye....
Gözlerim buğulanmıştı..Görüşüm kararmıştı.
Ağladığımı bile anlamamıştım o zamana kadar..
Gökyüzünün göz yaşına karışmıştı göz yaşım...
Diğer elimde ki bavulu çekiştirip,daha hızlı yürümeye başladım.
Yurda az kalmıştı..
Kimsesizler yurduna.
Çizdiğim bir resim geldi o an aklıma..
Annem,ben ve hayal ettiğim babam..
Resim'e sığınmıştım hep.Güldüğümde,ağladığımda,sevindiğimde,üzüldüğümde,korktuğumda...
Çocukluktan beri çizerdim hayatımı,kaçış yoluydu.
Kafamı kaldırdığımda caddenin karşısında ki tabelayı gördüm ;''Günseren Kız Kimsesizler Yurdu''
Kimsesizler...
Kimsesizdim.
Ne annem..ne babam.
Yavaş adımlarla karşıya geçtim.Kaldırıma çıktığım anda üstüm,başım tabiri caiz ise iç çamaşırıma kadar ıslanmam bir olmuştu.
Öfkeyle kafamı yanımda duran siyah arabaya çevirdim.
Sinirle solurken; penceresini açmış,sırıtarak bana bakan oğlana baktım.Ulan hayvan!
''İnsan gibi sürsene be! Üstüm başım çamur oldu, piç!''
Karşımda;araba da,alayla kıvrılan dudakları yavaşça düz çizgi halini aldı. Ups!Sanırım kızdırmıştım.Fakat umrumda değildi!Bu halimle yurda nasıl girerdim? Hem de ilk günden!
Araba kapısının sertçe kapanması ile düşüncelerimden ayrılıp karşımda duran kişiye baktım.Mavi gözleri sinirle kısılmış,beni süzmekle meşguldu!
Hadi ama burada sinirli olan tarafın benim olmam gerekiyordu!
Ah,şu an ciddi anlamda iç çamaşırları'ma kadar ıslanmıştım!
Araba kadını iç çamaşırları'na kadar ıslatmıştı.Hediyeydi yağmur onlara.İlk defa burada tanışmışlardı;yağmurun altında.Böyle başlamıştı onların ilişkisi.Komik ama bir o kadarda romantik.
Ne ironi ama!
Aklıma gelen film kesiti ile gözlerimi kıstım.Filmde komik bulduğum iç çamaşırına kadar ıslanmasını şu an ciddi ciddi yaşamıştım!
-Boştan yere yağmurun altında durursan böyle olur cicim.
''Benden özür dile!Şu halime bak ya!Bir de gülüyor aptal!''
''Birincisi senden özür dilemeyeceğim çünkü;isteyerek yaptım'' derken önemsiz bir şeyden bahsedercesine omuzunu silkmişti.
Ah,çıldıracağım!
''İkincisi'' derken az önceki umursamaz tavrı gitmiş yerine sinirle kısılan gözleri gelmişti.''Bana aptal deme küçük!''
Tıslarcasına söylediği kelimeler üzerine bir adım geriledim.
Hadi ama,gece tanımadığınız adamın(!) teki ile sokakta bir başınıza olsanız bu kelimeler üzerine siz de korkardınız!
''Ne o korktun mu küçük?'' az önceki sinirli halinden eser olmayan,alayla bakan gözleri ile karşılaşınca afalladım.Bir insan bir saniyede kaç tane ruha hali değiştirebilirdi?! İşte bilim adamlarına bir önemli soru daha!
Ve,küçük mü?
Şu ana kadar nefret ettiğim şeylerden birisi de boyumla dalga geçilmesiydi ve o bana küçük deyip duruyordu!
''Bana küçük deme'' diyerek tısladım.Şaşırdığını gösterircesine mavi gözleri irice açılmıştı.
Elimde ki bavulun kulpunu daha çok sıkarak hızlı hızlı yürümeye başladım.Bir taraftan ise saydırıyordum..
''Yok kimseden özür dilemezmiş! Yok isteyerek yapmış! Yok küçükmüşüm! Yok aptal dememeliymişim!Yok korkmuşum!Salak! Bokumsonik! Götü titrek!''
Arkamdan gelen gülme sesi ile sinirle arkamı döndüm. Ahh,bir de gülüyor!
''Bu arada'' hem konuşuyor hem de küçük adımlarla yanıma geliyordu.''Ben Mayfa'' deyip çapkınca sırıtmıştı.
Bana ne? Adından bana ne ki ?!
-Hadi ama Belin! Şu çocuğa bak Allah için! Sanki çocuğun adını öğrenmek için götünü yırtmayacaktın!İçini biliyorum ben senin kızım.Bak mesela..;akciğer,karaciğer,dal-
Gittikçe saçmalayan iç sesimin ağzının üstüne hayali süpürgem ile bir tane çaktım.Oh!
Gözlerimi şüphe ile kısıp adının Mayfa olduğunu öğrendiğim çocuğa çevirdim bakışlarımı.
''Eee,bana ne?''
Sanki mümkünmüş gibi sırıtması genişledi.
Çenesi ağrımıyor muydu bunun?
Ukala!
Eli ile biraz yüksekte bir yeri işaret edip ''Şu pencerede bir saattir beni dikizleyen kızlar sorarsa söylersin diye güzelim'' dedikten sonra gözünü kırpıp elini önünde birleştirdi.
Gözlerimi devirdim.Ardından parmağı ile gösterdiği yere çevirdim kafamı.Yurdun penceresine.3-4 tane benim yaşımda olduklarını düşündüğüm kızlar merakla bana bakıyordu.
Sakin ol Belin..sakin..
10..9..8..7..6..5..4..3..2..1
Sakinleşmek için kapattığım gözlerimi açtığımda aramızda 1 adımlık mesafe kaldığını görünce afalladım.
E yuh.
Dibime girmişti resmen!
''Oha napıyon lan?!'' dediğim şey üzerine sırıtan yüzünü yüzüme daha da yakınlaştırdı..
Çakacağım ağzının üzerine şimdi görecek!
Hızla yanağıma bir öpücük bırakıp geri çıktığında sinirlerim köpürmüştü!
Hızla arabaya yöneldiğinde arkasında şaşkın şaşkın bırakan beni bırakmıştı.
Ahhh!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlıkta Çizmek
Ficção AdolescenteKaranlık serisi-1 •Karanlığının içinde kaybolmaya mahküm küçük gri lekenin hikayesi• - ''Karanlıkta sürükleniyordum..bilinmezliğin ortasındaydım..Çizerek iyi oluyordum.Ama hala karanlıktı.Alışmıştım.Ama zordu.Sonra...sonra birden sen çıktın.Nasıl ol...