Michoacan meksika 2009 temmuz
Ter ve idrar kokusunun yoğun olduğu açıklık alana doğru yürüyen Adam karşısında derme çatma Demirlerden yapılmış kafesi görünce pis sırıtışı tüm yüzüne yayılmıştı.
Alnından inen yağlı ter damlalarını silerken gece yarısı olmasına rağmen havaya hakim olan yapış yapış sıcağa lanet okuyarak kafese doğru yürümeye devam etti.
Kafesin içine attıkları kirden yüzleri dahi seçilemeyen çocuklara yaklaştıkça iştahı kabarmış olan adam patronunun dediğini hatırlayınca hevesi kursağın da kalarak Demir kafesin önünde durdu.
Meksika'daki uyuşturucu kartellerine kurban verilen çocuklardan bir kaçıydı. Bu çocukların ailelerine yaptıkları katliamı hatırlayan Adam olduğu yerde zevkten titreyerek yerinde kıpırdanmaya kafesin parmaklıklarına elinde tuttuğu sopayla vurmaya çocukların korkudan titremelerine ve sonunda dayanamayarak ağlamaya başlamalarını izledi.
Patronu fernando çocuklara yemek vermek dışında hiç bir şekilde yaklaşamayacağını üzerine basa basa tekrar etmişti. Ne vardı sanki zaten zengin adamlara pazarlanacaktılar evvelinde biraz marci de eğlense ne olurdu ki , şansına lanet okuyarak elinde tuttuğu iki bayat ekmek parçasını çocuklara doğru uzattı.
Elindeki ekmeklere yaşlı ve korku dolu gözlerle bakan çocuklara iki saniyeden daha fazla dayanamayarak bağırmaya başladı.
"Hadisenize piç kuruları sabaha kadar burda duramam ! Alın şunları elimden yoksa bunları da vermem ve burda açlıktan gebermenizi büyük bir zevkle izlerim"
Çocukların ona yaklaşmayacaklarını anlayan marci ekmekleri önlerine tozun pisliğin içine doğru fırlattı.
Marci: " elimde olsa size ne yapacağımı ben çok iyi bilirdim siz patrona dua edin sizin için çok para vericek adamlar var o zamana kadar akıllı olun piç kuruları!" Diyen Adam arkasını dönüp diğer çete üyelerininde olduğu yaklaşık 20 kişinin toplandığı tek katlı eve doğru ilerledi.
Ağlamaktan gözyaşları kurumak üzere olan yedi yaşındaki Benetta adlı küçük kız arkasını dönüp giden Adama baktı.. Nasıl olmuştu bu ,neden olmuştu .. yanında ondan bir yaş küçük olan erkek kardeşi olan lino'ya çevirdi kafasını oda aynı kendisi gibi titriyor ve sessizce ağlıyordu . Yinede ona sarılarak teselli etmek istedi sessizce kulağına fısıldadı.
"Hadi dua edelim lino !Tanrı küçük çocukların yanındadır o bizi korur hadi benimle dua et kardeşim! "
Kardeşi lino ve Benetta sessizce dua edip önlerine atılan ekmeği yemişlerdi. Hırpalanmaktan ve ağlayıp titremekten yorgun düşen kardeşler onlara sunulan karanlık kaderden habersiz bir süre sonra uykuya yenik düşüp simsiyah bir rüyaya yelken açmışlardı.
--------------
Siyah kanatlarını esneten cali çocukların ağlamalarını ve korkudan zangırdayıp duran kemiklerinin sesini saklandığı gölgelerin içinden çok net duyabiliyordu. Kısa bir süre önce amerika san diego sınır bölgesini takibe başlamıştı. Meksikaya sınır olan san ysidro eyaleti sivil sakinleri kaçak olarak geçmeye çalışan uyuşturucu kartellerini yakalıyor ve navy askeri üssüne gönderiyorlardı. Ordan da sınır dışı ediliyorlardı.
Cali bu çetelerle uğraşmıyordu o çaresiz çocukların seslerini duyuyordu sadece, bu her zaman yaptığı şeydi tek farkı başka bir ülkeye ait olan çocukları hiç kurtarmamıştı. Kaçırılan çocuklar , ailesinden ve çevresinden şiddet gören çocuklar , yetim olan çocuklar hepsine kulak vermişti duyabildiği bütün çocukları kurtarmış ve devlet korumasına teslim etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CALİ'NİN MASUMLARI
Fantasy"Ah evet ben çok farklıyım hatta öyle ki bir insan olduğumdan bile şüpheliyim, peki neyim ben...?" " insan zaaflarına sahip bir melek mi yoksa Tanrı'nın elinin dokunduğu bir yaratık mı? Bin sene atmayan kalbimin henüz anlayamadığım bir sebepten baba...