Bölüm:2 Soygun hikayesi

75 3 0
                                    

Memphis, Tennessee 2009 aralık

Derin bir nefes aldım, karanlığa gözlerimin alıştığını fark ederek soğuktan yaşarmış olan gözlerimi sildim. Soğuk duvara kendimi iyice bastırdıktan sonra yavaş ve sessizce sağa doğru üç adım attım , elimi kapıya doğru uzatıp seslerin ne yönden geldiğini dinledim. Kapıyı yavaşça açtım, poker masasındaki adamların sesi koridorun sonundan geliyordu.

Vazgeçmek için artık çok geçti bunu yapmak için üç haftadır bu gangsterleri izliyordum her gece ikiden sonra merdiven altı kumarlarına gömülüyorlar sabahın geç saatlerine kadar içip poker manyaklığı içinde yuvarlanıyorlardı

Kendilerinden o kadar eminlerdi ki kimsenin buraya girmeye cesaret edemeyeceğini düşünmüşlerdi, muhtemelen bellerinde taşıdığı afili silahlarına kendilerinden daha çok güveniyorlardı.
Görünen o ki fena halde yanılmışlardı ,buradaydım işte burunlarının dibinde. Kapıdan girmeden önce tekrar etrafıma bakındım görünürlerde kimsecikler yoktu ama bu her an değişebilirdi.

Sessizce ileri doğru süzüldüm kameraların olduğunu biliyordum ama kör noktalarını da biliyordum daha önce buraya bir kasa dolusu muz getirmiştim, pespaye market çalışanı kılığında beni kimse önemsememişti. Bas baya salaktı bu adamlar ve bunun bedelini kasalarının boşalmasıyla ödeyeceklerdi.

Yerin bir kat altında ofis ve sözde depoları vardı, koridoru geçip malların indirildiği asansöre ulaşmam gerekiyordu , üçe kadar saydım iki adım uzağımdaki kameranın tam altından geçip diğer kameranın kör noktasına
ulaşmak için yere uzandım kafamın iki santim üstünde demirli bir tel varmış gibi kafamı kaldırmadan sürünmeye başladım ve kör noktaya ulaştığımda bir hamlede karşı koridorun duvarına yere yakın bir şekilde yuvarlanarak geçtim.

Sesler şimdi daha yakındı masada dört kişi etraflarında olup bitenden bi haber oyuna dalmış ucuz votkalarını içiyorlardı. Ya şimdi yapacaktım yada o gangster bozuntularının eline düşecektim ki buna hiç niyetim yoktu.

Adımlarımı hızlandırıp depoya inen asansörün önüne geldim ve içimden okkalı bir küfür savurdum görünüşe bakılırsa asansör kapısı çok ses çıkaracaktı ,kapı demir mazgallı hantal dev boyutlu bir kapıydı. 'başka bir yolu olmalı ' dedim kendime . Arkama baktım gelen giden yoktu. Koridorun sonuna kadar hiç gitmemiştim en fazla asansöre kadar gelip kasayı dev demir yığınına sokmuştum. Koridorun en sonunda sağda bir boşluk vardı orda merdiven olabileceğini düşünüp hızla kameraları tespit ettim kör noktaları diğerleri gibi duvar diplerindeydi iki tane saydım daha fazlasını göremedim, tekrar duvara yaklaştım adeta duvarla bütünleşmiştim, hiç olmayan göbeğimi ve midemi de içeri çekerek ilerlemeye başladım.

Birinci kameranın altından geçtim ikinci kamera üç metre ilerde sağdaki boşluğa yakındı devam ettim sesler şimdi sanki
yanımdaymış gibiydi. "hadi bunu yapabilirsin" dedim kendime ikinci kamera hareket ediyordu 'kahretsin bu fırıldağı farketmemiştim' o üç metrede görünmemiş olmam mucize olurdu diye düşündüm fakat hala farklı bir ses gelmiyordu gülüşmeler küfürler hala görmemişlerdi.

"tamam şimdi üçe kadar say ve karşıya zıpla... şimdi!" gerçekten şansa şimdi poker oynayan
gangsterlerden daha çok ihtiyacım vardı. Sağdaki boşluk karanlık olsada orda bir merdiven olduğu su götürmezdi. Hızlı adımlarla merdivenlerden beş basamak kadar indim aşağısıda karanlıktı tek farkı küf, içki ve ter kokusu olmasıydı bu kokular buraya hapsolmuş gibiydi nefesimi tuttum üç basamak
sonra aşağıdaydım.

CALİ'NİN MASUMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin