Arkadaşlar beşinci bölümden itibaren calinin ağzından yazmaya karar verdim. Cali olarak da Liv Tyler olsun istedim kafamdakine birebir uyuyor çünkü umarım sizde beğenirsiniz :)
İyi okumalar :)Ağzımda ki lokmayı bir çırpıda yutup şaşkın gözlerle bay zack'in yanıma oturmasını izledim. Bu Zamana kadar hiç bir öğretim görevlisinin yemekhane de bir öğrencinin yanına izin isteyerek oturduğuna hiç şahit olmadığım için suratım daki şaşkın ifadeden olsa gerek konuşmaya ilk bay zack başladı. "Yemekhane de bu kadar boş masa varken neden sizin masanıza oturduğumu merak ediyorsunuz şuan" diyince bende etrafıma baktım evet oldukça fazla masa boştaydı fakat ben daha merak edemeden o söylemişti.ve evet şimdi merak ediyorum "bay zack madem ben sormadan soruyu siz dile getirdiniz o Zaman cevabınızı da sabırsızlıkla bekliyorum " dedim.
Oysa konuşmadan önce beni baştan aşşağıya süzmeyi tercih etti. Öyle değişik bakışları vardı ki bana bakarken sadece bana değil sanki ruhuma bakıyor ve dokunuyormuş hissi uyandırmıştı. Ve bu beni çok rahatsız ediyordu bu yüzden sorumu tekrar yineledim. " evet neden yanıma geldiniz onu söyleyecektiniz"
Bana bakarken üst dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı." Senin ne olduğunu biliyorum Cali !" deyince ne duyduğumdan tam olarak emin olamadığımdan " ne demek istiyorsunuz bay zack anlayamadım.." dedim. Oysa o rahat tavırlarıyla bana bakmaya devam ediyordu bense çoktan çivilerin olduğu rahatsız bir sandalyede rahatsız olarak oturmaya başlamıştım.
" Senin ne olduğunu biliyorum dedim"
Ben iyice sinir olarak ve içimden ben daha ne olduğumu çözemezken sen kim oluyorsun da beni bildiğini iddia ediyorsun diye bir iç savaş veriyordum fakat bunu dile getiremediğimden olsa gerek ufaktan saçmalamaya başladım. "Ben neyim bay zack bir insanım ve şuan bir öğrenciyim gördüğünüz gibi.." Ne söylememi istiyor ki bu Adam şimdi..
diye düşünürken o konuşmaya devam etti. " üzgünüm görünen o ki ne olduğun hakkında seninde en ufak bir fikrin yok... Eğer cevabı öğrenmek istiyorsan bu akşam saat sekizde bana gel ! Adresi sana mesaj atarım... Şimdilik hoşçakal Cali" dedikten sonra yemekhaneden hızlı adımlarla çıktı."Bu da neydi şimdi! " derken sinirden kalbim deli gibi çarpıyordu. Ne demek istiyordu benim bilmediğim ne biliyordu ve kendinden nasıl bu kadar emin olabiliyordu. Tanrı aşkına ben bu adamı ömrümde ilk kez görmüşken o Nasıl oluyorda bu kadar iddialı bir şekilde beni tanıdığını söylüyordu. Elimde tuttuğum sandiviçe bakınca birden iştihamın kapandığını hissederek masada ki tepsinin içine bıraktım. Ve biraz hava almak için bahçeye çıktım. Öyle görünüyor ki bugün benim için gergin bir güne dönüyordu ve daha öğlene dört saat daha vardı.
Beynimde dönüp duran " senin ne olduğunu biliyorum " cümlesinin belki beşyüz kere tekrar etmiştim. Ve bu benim için resmen Çin işkencesine dönmüştü. Dört saatin sonunda becky'le vedalaşarak profesör oswold'un evine doğru yoka çıktım. Becky'nin "neyin var bir tuhafsın bir sorun mu var Cali" sorularına " hiç yok bir şey ne olabilir ki" şeklinde tekrarlanmış üç cevaptan sonra o da artık sormaktan vazgeçmiş ders notlarına dalmıştı. Yalanlardan sıkılmıştım artık konuşmaya ihtiyacım vardı ve ben bunu Becky ile yapmak istiyordum ama ne yazık ki Nasıl bir tepkiyle karşılaşacağımı bilmediğimden defalarca ağzımı konuşmak için açtığımda tekrar hiç bir şey söylemeden kapatmıştım. Bu da benim ödediğim küçük bedellerden biriydi işte... kafamı kaldırımdan kaldırıp gökyüzüne baktım sanki benimle aynı ruh halini paylaşıyordu gri ve sıkıntılı bir hava çökmüştü grimwooda tıpki benim ruhuma çöktüğü gibi. Düşünücek çok fazla şey vardı ve benim yolda ya da herhangi başka bir yerde sıkılmam mevzu bahis dahi olamazdı. Bu yüzden profesör ' ün evine Nasıl geldiğimi anlamamıştım bile. Kapıyı yine bayan silviya açmıştı. " nasılsınız efendim" dedikten sonra içeri buyur edildiğim için büyük bir adımla hole girmiştim. " iyiyim bayan cali'ydi değil mi , Richard sizi çalışma odasında bekliyor Can'ım lütfen holden devam et" demişti . Bende uzun ve dar koridordan yürümeye ve resim çerçevesinden bana tatlı tatlı gülen genç kıza bende aynı şekilde gülümseyip selam vererek kapıya doğru yürümeye devam ettim. Tahminimce profesör ve eşinin kızlarıydı. Bir ara nerde ve ne yaptığını sormalıyım diye düşünerek kapıyı iki kez tıklattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CALİ'NİN MASUMLARI
Fantasy"Ah evet ben çok farklıyım hatta öyle ki bir insan olduğumdan bile şüpheliyim, peki neyim ben...?" " insan zaaflarına sahip bir melek mi yoksa Tanrı'nın elinin dokunduğu bir yaratık mı? Bin sene atmayan kalbimin henüz anlayamadığım bir sebepten baba...