DÜZENLENDİ.
''Demir Dolunay'ın abisi''
Bu sözler Poyraz'ın ağzından dökülürken şok olmuş biçimde Poyraz'a bakıyordum.Birkaç saniye sonra beni farkettiğinde gözleri irileşmiş bir biçimde bana bakıyordu.Diğerleri Poyraz'ın yüz ifadesini görünce yüzlerini kapıya çevirmişlerdi.
Bu gerçek olabilir miydi? Beni kaçıran ve yeni tanıdığım adamlardan biri benim abim olabilir miydi ? Şu anda beynim işlevini yitirmiş durumdaydı . Gittikçe yakınıma gelen sesleri aldırmadan arkamı dönüp koşmaya başladım. Arka bahçedeki havuz kenarına geldim. Donuk kahverengi gözlerim dağılmış koyu kahverengi saçlarımla muhteşem görünüyordum(!). Havuzun yanına bağdaş kurup sudaki yansımamla oynamaya başladım . Annemin bana öldü dediği abimi düşünürken ne kadar salak olduğumun farkına azda olsa vardım ,nasıl öldüğünü irdelememiştim bile sadece öldü olarak biliyordum .Sağ yanıma çömelen karaltıya aldırmadan zihnimde dönen sorulara yanıt aramaya çalışıyordum .Sesli nefes alıp verdikten sonra nazik bir biçimde ''iyi misin'' diyen bir sesle irkildim.Kafamı çevirdiğimde buğday tenli ince badem gözlü ve birazcık bile süzünce giyimine önem verdiği her halinden belli olan bir kızla karşılaştım.
''Selam ben Arya ''Kızın yüzüne çevirdim bakışlarımı . '' Sen şu yeni kızsın herhalde'' ofladım "yeni demesek artık ''mahcup olmuş gibi baktı "kusura bakma seni ağlarken gördüm ondan geldim her şey yolunda mı?"ruhsuzca gülümsedim '' Eğer yolunda değilse herhangi bir şey yapabilecek misin? ''Hayır ama yinede.." lafını kestim '' bak seni anlıyorum ama daha fazla konuşmak istemediğimi nasıl anlatabilirim" dememle kızın yüzünün düşmesi ve ayağa kalkması ,hızla uzaklaşması bir olmuştu.
Bir kaç dakika sonra binaya girip Demir'in odasına ilerledim. Kapalı kapıyı hiddetle açıp gürültülü bir şekilde kapattıktan sonra '' Pizzalar soğudu" diyen Demir'e" başlatma şimdi pizzasına 'abicim' "diye karşılık verdim.
''Neyden bahsediyorsun?''Dedi soran gözlerle " Bence sen neyden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun . ''" Benle kafa mı buluyorsun? ''. Ha ? ''Sana kim ne saçmalamış merak ettim doğrusu'' . Kimliğini ver! '' Kaşlarını çatmıştı "Anlamadım?"
Beynim zonkluyordu ve gözyaşlarım benden bağımsız bir şekilde süzülürken yüksek ve çatallı bir sesle" kimliğini ver "diye bağırdım. ''Hey hey sakin ol "deyip siyah deri koltuğa otutturup omuzlarımı tutuyordu. Sanki uzun bir şey anlatacakmış gibi derin bir nefes alıp verdikten sonra''böyle öğrenmeni istemezdim doğrusu annem yani annemiz senin okul kampında değilde burada bizimle olduğunu biliyor .Çünkü biricik annemiz (!) senin iyiliğini istiyor. Gözyaşlarımın arasından ''bana yalan söyleyerek iyilik yaptığınızı mı sanıyorsunuz" dedim ve ayağa kalkım odanın etrafında volta atmaya başladım.kapıyı yeri titretecek şekilde açıp kapayıp dışarı çıkmıştım . Demir de arkamdan gelip '' böyle olmasını bende istemiyordum'' diye bağırıyordu.Bileğimden çekip durdurduğunda koridorun ortasında üzerine saldırmamak için derin derin nefesler alıyordum. Bu yalanı daha ne zamana kadar sürdüreceksiniz ben tesadüfen duymasaydım daha ne kadar gizli kalacaktı? Yorgunca alnını ovaladı ''Zamanı geldiğinde sana anlatacaktım her şeyi'' . İkimizin sesi uzun koridorda yankılanıyordu. "Evet tabi "deyip gözlerimi devirirken en fazla bir iki metre uzağımızda ki Poyraz ve saz arkadaşlarının sanki ağır çekimdeymişçesine bize doğru yavaşça ilerlediğini gördüm. "Ne zamandır annemle beni kaçırma planı kurguluyordunuz? ''Gözlerinden alaycılık akıyordu "Annenin haberi yoktu ama ben daha fazla dayanamayınca Poyraz'ı yolladım devamı karışık biliyorsun zaten hem neymiş akşamleyin gece geç saatlerde dışarı çıkılmazmış. Yapmacık bir kahkaha atmıştım.
Kulağıma doğru ''Dolunay "diye fısıldadı" zamanı gelince bunları neden yaptığımı öğreneceksin." Yüzünü yüzüme hizalayıp ıslak yüzümü baş parmaklarıyla silerken'' bir daha kimse için ağlama'' dedi.Poyraz yanımızda belirdiğinde ince bir sesle "ne kadar dokunaklı ağlatacaksınız şimdi beni "diye dalga geçiyordu .Demir Poyraz'a sert bir bakış atıp odasına giderken sanki bir şey hatırlamışçasına durdu ve arkasını döndü'' Yemek?'' Ben her zaman ki Dolunaydım ve yemek konusunda her ne olursa olsun her şeyden önce gelirdi . Demir'i hızla takip ederek odasına gittiğimde masanın üzerinde ki pizza ve kolayı kucakladım ve ayı gibi gözükmemek için sevecen bir bakış atıp odama doğru hızla yol aldım.
#
Bardakta ki son yudumları içtikten ve pizzadan arta kalan kırıntıları yedikten sonra banyoya geçip duş almak için suyu sonuna kadar açtım .
Giyinme dolabını açtığımda kendimi mağazada hissetmiştim direk askılardan gözüme çarpan nike siyah kırmızı basketbol şortu ve aynı renkteki ayakkabıları giyinip üzerime de sonbahar olmasına rağmen kısa kol siyah üzerinde nike simgesi olan tişörtü üzerime geçirdim. Kapıyı kapatıp basketbol sahasına doğru yürürken yan odadan" iki yüz altmış iki yüz altmış dört" sesleri geliyordu aralık kapıdan içeriye baktığımda çıplak göğüsünden ter damlaları akan siyah saçları terden ıslanmış ve dağılmış altında siyah şortu siyah nike ayakkabısıyla barfiks çeken Aras'ı gördüm . Ona baktığımı farkettiğinde ahşap dikdörtgen masanın üzerinde ki havluyla terini sildi ve sandalyenin üzerinde ki gelişi güzel atılmış atılmış tişörtü düzeltip başından geçirdikten sonra midemde kelebeklerin uçuşmasına neden olacak kadar sert karın kaslarının üzerine indirirken bana dönerek '' bir şey mi oldu'' diye sordu .'' Efendim''? onu bakıp afalladığımı görünce tembel bir şekilde gülümseyip'' bir şey mi oldu.'' diye tekrarladı . ''Ben basketbol sahasına gidiyordum da geçerken baklava ,kas ıı şey seni gördüm selam vereyim dedim gelmek ister misin ?''Dolabı açıp üzerine siyah bir ceket geçirip ve gri renkteki nike basketbol topunu alıp ''tamam '' dedi.Bahçeye çıktıktan sonra buz kütlesine dönmüştüm ceketimi almadığım için pişman olmuştum ama yinede oynayacaktım .Sahaya girdiğimizde burayı aydınlatan şeylerin sahanın etrafındaki demirlere monte edilmiş sönük lambalar ve gecenin dolunayından ibaretti. Aras ceketini sahayı koruyan tellerin üzerine fırlatıp üçlük çizgisinden bir kaç deneme atışı yaparken bende ısınma hareketleri yapıyordum ama pekte fayda etmiyordu. .Göz ucuyla ona baktığımda her topun girdiğini görünce afallamıştım hayır miniminnacık ,birazcık belki biraz korkmuştum.Ona baktığımı görünce de topu sert bir şekilde atıp havalı bir şekilde'' başla bakalım'' demişti acaba başlamadan bayılma numarası mı yapsam yoksa kaderime mahkum olacaktım .Ne olacaksa olsun deyip topu sektirirken Aras'' bir dakika idiaa koymaya ne dersin?'' güldüm.''Bana uyar ne kadar çekişmeli o kadar heyecanlı .'' ''50'de biter ben kazanırsam bir gününü benle geçireceksin ne istersem onu yapacaksın dedi ''Aras.'tamam eğer ben kazanırsam benle istediğim yerlere geleceksin sıkılırsan bile sesini çıkartmayacaksın'' .
"Anlaştık?''
''Anlaştık.''
Durum yirmi sekize otuz beşti .Çok da boktan gitmiyordum aslında . Sonunda Aras son sayısını kaçırdığında ribaundu almak için aynı anda zıpladığımız da çarpıştık ve ilk olarak benim sırtım soğuk ve sert zeminle buluştu.Üstüme Aras düştüğünde iç organlarım yer değiştirmişti.Gözleri gözlerimi bulduğunda kalbim resmen ağzımda atıyordu . O kadar yakınımdaydı ki kendimi gözlerine bakmaktan alıkoyamadım . Bizden bağımsız'' öhöm'' öhöm sesiyle ikimizde gelen sese kafamızı çevirdiğimizde kollarını birleştirmiş bir şekilde duran ve gevşek gevşek gülen Poyraz'ı ve Aras'a öfkeden kudurmuş bir şekilde bakan Demir'i gördük .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANAHTAR
Teen FictionAynı sıkıcı günler,aynı sıkıcı okul ve hayatımda büyük yer kaplayan arkadaşlarım... Monoton hayatımda eğlence kırıntısı aramayı bırakalı yıllar oldu.En son eğlencem, bundan dört sene önce sekizinci sınıftayken aynı liseye gidebilme...