10.BÖLÜM KAVGA

103 5 6
                                    


BÖLÜM ŞARKISI  :Red Hot Chili Peppers -Californication

Multi : Depoda izledikleri yer 

 Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar.Ama çoğunun ruhu  bedeninden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz..


Merak.Hayatımda bir çok şeyi merak etmişimdir.Örneğin benim bu tekdüze hayatım nasıl bitecekti? Veya hayatımda ilk kime aşık olacaktım? Hep öğrenmek istemişimdir bunları.Lakin şu anda merak etmiyordum .Korkuyordum öğreneceğim gerçeklerde ruhumla bedenim arasındaki dengeyi kuramamaktan korkuyorum. Ne yapacağımı bilmiyorumdum sanki hiçbir şey duymamış gibi kapıyı kapatıp zili çalabilirdim.Yada annemin neler söyleyeceğini öğrenmek için ikisini de sıkıştırabilirdim.Ama biliyordum.Sonunda yine ben üzülecektim.Yine kaybeden olmak istemiyordum.Afilli yalnızlığıma bir de karamsarlık ekleyemezdim.Yoksa hepten kopacaktı bu ruh bedenden .Buna engel olmak için en azından kendim için susacaktım .Şimdilik.

#

Evde sıkıntıdan kolları yukarı doğru bakıp Allah diyen parabole çalışıyordum. Annemle Demir mutfakta olduğu için benim kapıyı anahtarla açtığımı görmemişlerdi.Bende o ara kapıyı kapatıp zili çalmıştım.Her şeyden bihaber gibi davranmış ve soru sorma gereği bile duymadan aşağıya inmiştim.Akrep on ikiyi yelkovan yarımı gösterdiğinde dört buçuk tıkılıp kaldığım odamdan sonunda çıktım.Annemde yukarda bir şeyler çırpıyordu.Tatlı yapmayı çalışıyordu ama görüntüsü kusmuğa benzediği için genelde bir lokma yiyip üzülmesin diye 'çok güzel ellerine sağlık'derdim.Umarım bir gün anneme biri yemek veya tatlı yapamadığı gerçeğini söylerdi.Ağır adımlarla yukarı çıktığımda kendimi mor renkli puf koltuklara atmıştım.Evet bu benim fikrimdi .Evimizde koltuk yerine puflar vardı.Ve eve farklı bir hava katıyordu.Seviyordum puflarımı.Gözlerimi dinlendirmek için kapattığımda yanımdaki yastıklarda bir kıpırtı hissetmiştim.''Bugün pek bir suskunsun hayırdır?'' tek gözümü açıp annemin tarafına döndüm.''Yanılıyorsun annecim sende dört saat parabol çalış ben seni görürüm.''gülümsedi.''Aferin aferin çalış bende sana kek yaptım gecelere kalktığın için acıkırsan yersin.''Yavaşça ayaklandıktan sonra bana doğru eğilip yanaklarımdan öptü .''Geç oldu yarın okul var uyu. Bu arada keki yemek zorunda değilsin gözümden kaçıyor sanma her yediğinde yüzünün halini görüyorum fazla zorlama.''sırıttım.''Sefiyom seni kız üzülme ben sana öğretirim nasıl yapılacağını.''Gülümsedi.''Haydi iyi uykular ''sırıttım ''sanada.''Dörde kurduğum alarmın sesiyle resmen sıçramıştım.Yüzümü yıkayıp ayıldıktan sonra salona geçiş yaptım.Hadi ama gerçekten ders çalışacağımı mı zanettiniz? NBA maçı varken mi ? Televizyonu açıp maçın başlamasını beklerken mutfaktan bir parça keki elime aldıktan sonra bağdaş kurup oturmuştum.Kekin tadı eskilerinden daha iyiydi.İlerleme vardı bari yarın ilk işim annemi yaptığı kekten ötürü tebrik etmekti.Sonunda beklediğim hava atışından sonra maçı izlemeye koyuldum.

#

İnsan evladının dört saatlik uykuyla nasıl gözlerinin altı yarı kızarık yarı şiş oluyorsa bende de aynı durum şu an da geçerliydi.Saat yediydi ve ben evde yarı kapanık gözlerimle formamı giyiniyordum.Okul çantamı yukarıya doğru fırlattıktan sonra kahvaltıya oturmak için hazırdım.Annem ''Ne bu halin ''diye sorunca geçiştirmek için uyuyamadım demiştim.Lakin maç için sabahladığımı öğrense dakikasında televizyonu aşağı atardı.''Dolunay kızım seni arabada bekliyorum on dakika da geldin geldin gelmedin otobüste rahatlıkla sürünebilirsin''.anneme baygın bakış attım.''Anne bunu tehdidin çoktan geçti biliyorsun değil mi en son bunu dediğinde bir saat beklemiştin aşağıda.''Kaşlarını çattı.''Anne yüreği kızım anlamazsın sen .Neyse hadi ben bekliyorum bu arada ağaşıya inerken biraz daha insanice in komşuları uyandırıyorsun ''sırıttım ''bana ne eğer ben uyumayacaksam kimse uyumayacak ''gözlerini kıstı'' yemin ederim kafanı kırarım düzgün in merdivenlerden ''.''Yav hehe ''.Annem aşağıya indikten sonra direkt dişlerimi fırçalamak için lavaboya koşmuştum.Çok sevgili komşularımı uyandırmamak için converselerimi ses çıkartmadan basamaklardan basıyordum(!).Hayvan gibi iniyordum ve gören sanardı ki 9.8 şiddetinde deprem var o derece hızlı.Son bir kat birden Nuriye Teyzenin kapısının açılmasıyla olduğum yerde donakalmıştım.Hadi ama bu kadınla aramız çok kötüydü.''Kızım sen laftan anlamıyor musun sana kaç kere dedik bu basamakları yavaşça in çık bak benim tansiyonum var sen böyle inince yüreğime iniyor lütfen yapma .''Nuriyeciğime sırıttıktan sonra sesizce konuşmaya başladım.''Nuriye teyze aslında ben burada yokum ben senin içindeki kızım''.Evet buradan anlaşıldığı gibi ben Adil Topal'ı taklit etmeye başlamıştım yine.Nuriye teyze kaşlarını çatıp içeri girince direkt son beş basamak kala hayvan gibi zIplamıştım.Tabi annem bunu görüp onaylamaz bir şekilde kafasını sallamıştı.''Dolunay bak yavrum eğer bir daha şikayet gelirse sana yemin ediyorum odanda ki bütün posterlerini yakarım''.Oha tehdite bak gözlerimi yapmacık olarak doldurduktan sonra anneme döndüm.''Anne valla benim suçum yok bıktım artık ya sen işine geç kalma diye uğraşayım sen beni posterciklerimle tehdit et olsun.Bu da geçer anne tamam anne sus anne konuşma anne.''Annem bana 'senden adam olmaz' bakışları attıktan sonra arabayı çalıştırdı.Saçlarımı dikiz aynasından son bir kez düzelttikten sonra kapıyı açmıştım.''Dikkatli git ''gülümsedi''sende'' sırıttım ''haydi canım auf widersehen .''Annemle uğraşmak çok eğlenceliydi.''Ay cahil sen bilmiyorsun tabi ne demek açıklaya-''sanada hoşça kal kızım.''dedikten sonra arkasında ağzı açık kalmış bir beni bırakıp gitmişti.Okuldan içeriye girerken Aras'ı görmüştüm.Bide yanında ki arkadaşlarını .Daha önce görmedim kadar tuhaf olan .Ama yakışıklı.Aras ile göz göze gelince direkt bakışlarımı başka yöne çevirip kapıdan içeri girmiştim.Egemen 'in iğrenç muhabbetlerine daha fazla dayanamayacağımı anladığımda Sıla'yı çağırıp Egemen'i dinlemesini istemiştim.Yoksa yüreğim dayanmayacaktı.''Arrrrassss aşkımm'' Poyraz'ın bu ses tonu tüm sınıfı inletirken Aras'ın baygın bakışlarıyla sınıfa girmişti. Bu ikilinin arasındaki bağ çok komikti yahu.Poyraz Aras'a yavşar. Sonra yumruk yer susar sonra tekrar sırıtıp laf atar.İdölüm Poyraz. Aras ile Poyraz bakışmaya devam ederken sonunda dayanamayıp kahkaha atmıştım.Galiba biraz fazla arkaya doğru gitmiştim.Çünkü arkamda sıra yerine boşluk hissediyordum.Aniden düşecekken Aras'ın beni belimden yakalamasıyla son saniye kurtulmuştum.''Galiba yerle flört etmeye çok meraklısın '' ima ettiği şeyi anladığımda kızarmıştım.Tezgahtan düşerken de beni kurtarmıştı.Poyraz'ın gözleri fıldır fıldır bir bende bir Arasta gezerken şüpheyle sordu''daha başınızdan ne olay geçti ki ?''Aras '' uzun hikaye sonra anlatırım ''deyip geçiştirmişti.Sonunda Aras ile bol laf atmalı bakışmalı ve Yağmur'un bana nispet yaparmışçasına Aras ile sapıtmalı bir günü bitirmek üzereydiik. ''Dolunaay'' okulun öğrenci kaynayan koridorunda benim ismimin yankılanmasından kötü olan bir şey varsa o da herkesin 'kim bu Dolunay ' diyerekten etrafa bakmasıydı.Hiç istemezsem de arkamı döndüm.''Poyraz?''bana bakarak sırıttı .''Bugün geliyorsun değil mi ''?Beni depoya çağırmıştı ama bilmiyordu ki Poyrazcığım var.''Ben gelemem sonuçta Neşet Poyraz'ı vuracak mı ve de Ayşegül'e tokat atanın kim olduğunu izlemem gerekiyordu''.Poyraz gözlerini pörtletti.''Yoksa yoksaa yokğsaaa sen de mi izliyon kız''?sırıttım ''Tabikisi''.''O zaman bugün beraberiz ben seni bitince eve bırakırım.''Ev deyince aklımda ki kesitler su yüzüne çıkınca birden yüzüm düşmüştü.''Heyo yüzün düştü hayırdır''?Bana merak dolu gözlerle bakınca zora ki olarak dudaklarımı yukarı doğru kıvırrıp sordum ''Bugün depodayız''?

Ben ,Poyraz ve Duru televizyonun önüne kurulmuş özetin bitimini bekliyorduk.Daha yeni bölümün başlamamasına rağmen önümüzde ki mısırların ve içeceklerinin hepsi Poyraz ayısının midesinde yolculuk yapıyordu.Duru tiz sesiyle abartılı bir çığlık atınca düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.''Başladı Zülfom başladı''.Poyrazla birbirimize bakıp abartılı bir şekilde göz devirdik. Bu arada okul çıkışı Duru birden beni durdurmuştu ve onun da bir Poyraz Karayel izleyicisi olduğunu öğrenmiştim ve depoya çağırmıştım.Bütün yol boyunca Zülfikar'ı anlatmıştı.Başlama şarkısının çalmasıyla hepimiz aynı anda kafalarımızı yastıklara koyup beklemeye başladık.Ta ki kapının eşiğinden gıcırdama gelene kadar.Gelenin kim olduğunu öğrenmek için arkamı döndüğümde yüzümü buruşturarak çevirmiştim.Yağmur kapıdaydı.''Selamlar''. Poyraz Yağmur'u görünce bana bakıp pis pis sırıtmıştı.Duru''sana da selam''.Öfke dolu bakışlarımı Poyraz'a yolladıktan sonra Yağmur beni yeni görmüş gibi kafasını bana doğru çevirmişti.Gözleri birden koyulaşınca sinirlendiğini anlamıştım.Nihaha.Bütün sesiyle bağırmıştı.''Poyraz bu sürtüğüm burada ne işi var''?

HA ? Sürtük? Ben?

Ben bu kızı yolardım arkadaş zaten burama kadar geldi bıktım .Sinirle ayağa kalktıktan sonra en fazla beş metre önümde ki Yağmur'a bir uçan hollandalı edasında zıplamıştım.Yağmur'un tiz çığlığı odayı inletirken Poyraz'ın çığlığı bütün depoyu inletmişti.Poyraz hala çığlık atarken Duru Poyraz'ı cimcikleyip susturmuştu.Bende o ara Yağmur'un karnında saçlarını yoluyordum.Duru ile Poyraz bizi ayrımaya çalışırken Yağmur bana atacağı tokadı Poyraz'a geçirmişti.Ben ile Duru kahkalarla yere devrilirken Yağmur bu fırsattan yararlanıp üstüme çıkmıştı.Boğuk bir çığlık atıp yana devrilirken yağmurun bana attığı yumrukla dünyam kaymıştı.Evet şu anda kafamın üstünde sandalye onun üstünde televizyon görüyordum .Gözlerim hafifçe görme yetkisini kaybetttiğinde en son odaya sinirle giren Aras'ı görmüştüm.Zaten burnumdan gelen sıcak sıvı benim başımı daha da döndürürken bilincimin son raddesine gelmiştim.Aras bana eğilip ellerini başımın arkasıdan geçirip havalandırırken gözlerim kaymış ve kendimi derin bir ağrıyla karanlığa gömmüştüm.

Son 

ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin