NOT: bundan sonra Adelina'nın ağzından devam edecek.
Ellerim koca sweetimin içinde, 5. sıraya oturmuş biyoloji olduğunu tahmin ettiğim dersi dinlemekle meşguldüm. Fazla konsantre olduğum söylenemezdi fakat ilgi duyduğum bir şeydi sonuçta.
Kapının çalınma sesiyle irkilip kafamı kapıya çevirdim. Az önce yanında olduğum rehberlik öğretmeni sınıfa koca gülümsemesiyle giriverdi.
"İyi dersler arkadaşlar. Yarından itibaren okulumuzda yakınımızda işler durumda olan müzik okulundan gelen başarılı bir öğrenci tarafından müzik dersleri verilecektir. Derslere katılmak isteyen olursa odamın kapısındaki listeye adını yazabilir." dedi ve benimle gözgöze gelince birkaç saniye duraksayıp tekrar devam etti.
"Bu arada yeni gelen arkadaşınızla da kaynaşmaya çalışın. Kendisi İspanya'dan buraya okulumuz için geldi." dedi ve bu sefer gerçekten gitti. Hı evet İspanya'dan geldim yeter artık.
Çok geçmeden zil çaldı. Herkes mutlu görünüyordu fakat benim için pek bir şey ifade etmiyordu. Neyin nerede olduğu gösterildi ama çoktan unuttum bile. Zaten şu aptal da adam gibi anlatamamıştı.
Ön sıralara toplanmış birkaç yeni sınıf arkadaşımın (!) benim hakkımda olan konuşmalarını duyuyordum.
"Bizi anlıyor mudur?"
"Anlamasa neden sırf bu okulda eğitim almak için gelsin? Biraz mantıklı ol Jelly! Anlamasa nasıl eğitim almış olsun?!" Gerizekalı!"Çok ters birine benziyo. Yanına gitsek bize kızar mı?"
"Aptal aptal konuşmasanız olmaz değil mi?"
Gerçekten de aptal gibiler. Adam gibisi beni bulsa şimdiye birkaç arkadaşım olurdu zaten.
Kapının önünden geçenlere bir göz atarken sağ taraftan bir kafa uzandı. Şu bana okulu gezdiren (!) salağa benziyordu. Benzemiyordu. Oydu...
"Adel! Bir saniye gelebilir misin?" ne cürret?!
"Hayır."
"Lütfen."
"Git!"
Lafımın üzerine küçük çocuklar gibi inatlaşıp yanıma geldi ve masama oturdu. Masama! Benim!
"Kantinde biraz oturmak ister misin?"
"Burada da oturuyoruz ya. Hem seninle oturmak istediğimi nereden çıkardın?"
"Tamam. Biz de burada otururuz." gülümsemesene kardeşim!
Sınıfa bir göz attığımda alakalı alakasız herkes bizi izliyordu.
"İstemiyorum. Hadi git. Tenefüsü yalnız geçirmek istiyorum." dedim gözlerimi seyreltirken.
"Sen de amma aksi çıktın. Müzik bişeyi varmış. Gidecek misin?"
"Gidersem sen de gelecek misin?"
"İster misin?" niye göz kırptı ki şimdi?
"Hayır." cevabımı duyar duymaz yüzü düştü.
"Benden o kadar mı haz etmedin?"
"Bilmem. Daha tanışmadık." tam bir şeyler demek için nefes aldığı sırada zilin sesini duyunca aldığı nefesi bırakıp kamburu ve upuzun boyuyla sınıftan çıktı.
Zilin ardından sınıfa girenlerden biri yanıma gelip bağırarak konuşmaya başladı.
"Rehberlik Öğretmeni seni çağırıyor!" kulaklarım delindi teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Fly: DREAMS (Türkçe)
Novela JuvenilHer şeyini geride bırakıp ailesi tarafından yeni bir hayata başlamaya zorlanan ve Amerika'ya taşınan İspanyol Adelina Pérez... Sırf istediği müzik okulunda eğitim alabilmek ve başarılı bir şarkıcı ve dansçı olabilmek için ailesini, akrabalarını, ark...