Bölüm 1

5.4K 85 30
                                    

"Uyan." Annem kulağımın dibinde en az on veya on beş kere bu kelimeyi söylemişti.

Bense biraz daha uyumak ve sıcacık yatağımdan kalkmak istemiyordum.

Annem her tekrarlayışında sesi biraz biraz sesini yükseltmeye başlamıştı ama ben hala yatıyordum ve kalkmadım. Sonunda "Ne yapıyorsan yap be!" Dedi ve gitti. Şimdi uyuyabilirdim.

Ama maalesef annem bir sürahi dolusu suyla gelmişti. Bunu gözlerimi ufak ufak açarken görmüştüm. Yavaş yavaş dökmeye başlamıştı. Üşümeye başlamıştım. İstediği kadar döksün, nevresim takımı zaten yıkanacaktı.

Sonra annem sonunda başımdan aşağı tüm suyu bir anda boşalttı. Kendimi kuş sanan oyuncak ayı gibi fırladım yataktan.

"Ne yaptın anne ya!" Anneme biraz kızmıştım ama bu sıcak havadan dolayı biraz serinlemek iyi gelmişti.

Anneme kızdıktan sonra kalktığım gibi tuvalete yarı uykulı yarı uyanık gittim. Elime yüzüme iki su çarptım, biraz da olsa kendime geldiğimi hissettim.

Banyodan çıktıktan sonra mutfağa girdim. Annem Halil Ibrahim Sofrasından kat kat güzel bir sofra hazırlamış, sofra karşımda 'gel beni ye' dercesine ben ona bakıyordum, o bana bakıyordu.

Babam sadece bu güne özel miydi bilmiyorum ama çeşit çeşit zeytin, peynir, salam, sucuk, yani aklınıza ne gelirse almıştı. Bu sabah iyi bir ziyafet çekecektik anlaşılan.

Ablam ve ben sofrayı gördüğümüzde gözlerimiz faltaşı gibi açılmış, uykumuz falan bir anda yok olmuştu.

Babam "Ben bunlara dünya kadar para verdim, koklaya koklaya tadını çıkara çıkara yiyin." dedi.

Ailedeki herkes kahkaha attı.

Sonra ben ablama "Karnını iyi doyur, bu gün zihin oyunlarına gideceğiz. Bol bol ceviz yemen ve elindeki tüm kitapları yutman gerekebilir" dedim ve güldüm.

"Sen ilk önce kendini düşün, sen hiç bir etabı geçemeyeceksin, sen ceviz yesen daha iyi." dedi.

"Çaktırmasana ya şurda bir şaka yapalım dedik onu da yüzümüze vurdun" dedim. Ablam güldü. Sonra kahvaltımıza devam ettik

Ablam da ben de hazırlanmak için odalarımıza çekildik. Erken kalkmıştık çünkü ablam bir ya da bir buçuk saatte zar zor kıyafetini seçiyor, üzerini giyiyor ve tam olarak hazır oluyordu.

Ben ise yirmi dakikada kıyafetimi giymiş, saçımı taramış ve parfümümü sıkmış güzel ayakkabılarımı temizliyordum.

Ablam hazırlanana kadar kitap okumuş, çalıştığım bilgileri on veya on beş kez tekrar etmiştim. Ablam artık hazırlanmış kapının önüne çıkmıştı. "Hadi kalk kalk. Senin yüzünden geç kaldık!" dedi.

"Bir buçuk saatte hazırlanan benim sanki " dedim ve ablama laf soktum.

"Of seninle mi uğraşıcam" dedi ve ayakkabılarıma bastı.

"Ne yaptın ya! Daha yeni temizlemiştim!" diye ablama biraz çıkıştım. Iki tane ıslak mendil aldım ve çıktık.

Asansörün çağırma düğmesine bastı ablam. Bense o sırada ayakkabılarımı temizliyordum. Temizledikten sonra inat olsun diye WhatsApp dan mesaj yağmuruna tuttum. Ablamın mesaj sesi durmadan ötüyordu. Dakikada üç yüz ya da dört yüz mesaj attığım ya da yağdırdığım doğrudur.

Sonra ablama "Vurur yüze ifadesi tonlarca mesaj attım bitanesi" dedim.

"Yeter atma artık şu mesajları" diyordu, ben atmaya devam ediyordum.

Bende "Ayakkabıma basmayacaktın" dedim. O sırada apartmandan çıkmış siteden de çıkmak için site çıkışına doğru adımlarımızı atıyorduk. Site bahçesinden geçtik ve site çıkışına vardık.

Otobüs durağına gelmiştik. Ablama mesaj yağmuruna tutmayı bırakmış, Zihin Oyunlarını düşünüyordum.

Otobüs gelmişti. Akbilimi hazırlamış otobüse binmeyi bekliyordum. Tam önümde durdu, bindim, ve boş bir yere oturdum.

Artık konuları tekrar edebilirim..

Diğer Kitabımız olan Parkur Oyunları için: https://www.wattpad.com/myworks/53678401-parkur-oyunları


Zihin OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin