Bölüm 4

931 33 10
                                    

Indiğimde dışarısı çok sıcaktı. Millet hep dışarıya akın etmişti, ben sitenin bahçesinden geçerken herkes bana bakıyordu. Kesin yakışıklılığım dikkat çektiriyordu. Durun durun, tişörtüm kirli ah lanet olsun.

Hemen değiştirip aşağıya indim.

Hızlıca yürüdüm, hiç otobüs falan beklemeden taksiye atladım ve salonun adresini verip yola koyuldum.

Taksiciye hızlı olmasını ve acele yetişmem gerektiğini söyledim. Hızlıca ara sokaklardan geçerek saniyeler içerisinde salona getirdi.

Yarışmacılar yarışmaya üçer üçer alınıyor, ikisi kazanıyor, biri kaybediyor. Salonun kapısına baktığımda ağlayarak çıkanda vardı, sevinçten göbek atan da vardı. Bi an düşündüm, acaba Serdar ile ben de mi böyle ağlayarak çıkacaktık? Ikimizde çok çalışmıştık ve kazanmak istiyorduk.
Serdar ile birlikte kapıdan ağlayarak çıkanlara bakıyor, sonra birbirimize bakıyorduk. Ikimizde de eminim korku sarmıştı içimizi.

Serdar'ın, benim ve birinin adı daha okunmuştu. Adını pek dikkate almadım. O yüzden adını hatırlamıyordum.

Sırayla çağırdılar. Ilk beni aldılar.

Odada bir bayan, önünde bir masa ve üzerinde bir tane çadır, çeşitli yiyecekler ve balta bulunuyordu.

Bayan konuşmaya başladı: "Hoşgeldin genç adam. Şu an zihin oyunlarının başlangıcındasın. Masanın üzerindeki nesneleri görüyor musun? O eşyalar senin oyununun bir parçası. Sana o eşyalar ile ilgili bir sorum olacak. Doğru cevap verirsen, ilk bölümü geçeceksin. Yanlış cevap verirsen, kaybedeceksin. Hazırım dediğinde süreni başlatacağım. Anlaşıldı mı?"

"Evet" sözü çıktı sadece ağzımdan. Daha sonra "Hazırım." Dedim.

Soru, 'Issız bir adaya düşsen yanına hangi eşyayı alırdın?' dı.

Düşünüyordum, zaman hızla akıyordu: tik, tak, tik, tak.

"Issız bir adaya düşsem yanıma alacağım tek şey balta olurdu." Dedim. Sonra "Eğer çadırı seçseydim, ne ateş için çalı çırpı toplayabilirdim, ne başka bir şey." Diyerek ekledim.

Kararımdan emindim ve odadan çıktım. Çıktığım gibi bir oh çektim ve biraz da olsa rahatladım. Hava almak için salonun bahçesine çıktım.

Biraz hava aldıktan sonra Serdar yanıma geldi. Daha sonra bizimle yarışmaya katılan kız da geldi ve "Merhabalar. Benim adım Eda" dedi. "Tanıştığımıza sevindim."

Serdar'da "Benim adım Serdar. Bunun adı da Melih" dedi beni göstererek. "Bende tanıştığımıza sevindim" dedim.

"Yarışma çok gergindi." dedim. "Sizce de gergin bir yarışma mıydı?"

Eda "Bence de gergin bir yarışmaydı, farklı bir soru sordular, böylesini beklemiyordum." dedi.

Serdar da "Bende beklemiyordum" dedi.

Sonra ailesi Eda'yı çağırdı. "Görüşürüz, başarılar hepimize." Dedi. Bizde "Sanada" dedik ve Eda yanımızdan ayrıldı.

Yorumlarınızı bekliyorum. Bu sefer biraz daha kısa oldu. Kusura bakmayın :)

  Diğer Kitabımız olan Parkur Oyunları için: https://www.wattpad.com/myworks/53678401-parkur-oyunları  


Zihin OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin