4/15

615 75 23
                                    

Zayn'le birlikte onun arabasına binerken düşünebildiğim tek şey onu kırmamın neden beni bu kadar etkilemesiydi. Bundan daha önemli bir konu olmasına rağmen düşündüğüm tek şey buydu. Belki de bu yüzden sanat eserlerim diğer bütün sanatçılardan daha fazla satıyor ve seviliyordu. 

Olaylara bakış açım hep kendi tarafımdan oluyordu. Bunun nasıl olduğunu değil de kendime ne kadar yansıttığımı önemsiyordum. Fakat bu seferki biraz farklıydı. 2 gün önce hayal ederek çizdiğim çocuk şu an benim evimde, benim koltuğumda, benim televizyonumu izliyordu. Ve bizi sevgili sanıyordu. 

Ben mi çıldırıyordum yoksa etrafımdaki herkes mi şizofrendi? 

Onu bir yerde görmediğime emindim. Onu kendi beynimde yarattığıma emindim. Nasıl bu mümkün olabilirdi ki? 

"Louis?" Zayn'in sesi bakışlarımı arabasının siyah döşemesinden ona doğru çevirmeme neden olmuştu. "Efendim?" dedim sakin bir sesle. "Onu tanımadığına emin misin?" bu soruyu soracağını biliyordum. Onu o kadar uzun süredir tanıyordum ki bir el hareketinden hatta nefes alışverişlerinden bile ne diyeceğini anlayabiliyordum. "Tanımıyordum Zayn. Tanısam neden sana söylemeyeyim? Ayrıca eşcinsel olduğumun bile farkında değilim ki bunu sen de biliyorsun. " 

Zayn beni kafasıyla onayladığında Niall'ın evine varmak üzere olduğumuzu ağaçların sıklaşmasından anlamıştım. Fakat çocuklara haber vermemiştik ya Niall ve Ed uygunsuzsa. Bu düşünceyle dudaklarımın arasında tuttuğum kahkahayı Zayn'in yankı yapan siyah arabasının ortasına koyuvermiştim. 

Zayn'in anlayamayan bakışları suratımda durduğunda kafamı iki yana salladım ve geriye doğru yaslanıp gözlerimin altını sildim. Sonunda durabildiğimde Niall'ın evinin önünde durmuş bir vaziyette Zayn'e düşündüğüm şeyi anlatmakla meşguldüm. Benim kahkaham bittiğinde ve onunki başladığında kapı ziline zorla basabilmişti. 

İçeriden gelen birden fazla ayak sesiyle ve tanıdık gelen iki kıkırdamayla Liam'ın çoktan Niall'lara gelmiş olduğunu anlamak zor değildi. 

"Hey." Niall kapıyı açıp bizi içeri alan Liam'ın koluna bir yumruk attıktan sonra konuşmuştu. Daha hoşgeldin bile dememişti! "Üstleriniz çıplaktı Nialler! Ne düşünmemi bekliyordun?" Liam kıkırtısını yeniden ortaya serdiğinde Niall ters giymiş olduğu tişörtün kollarını içine sokup tişörtü döndürmeye başlamıştı. "Keşke bunu bağırarak söylemeseydin!" Niall sessizce tısladığında Zayn ve ben onlara karşımızda öküze bakan tren gibi duruyorduk. 

Niall sonunda pes ettiğinde ve kollarını çevirdiği tişörtünün içinden geçirmeyi bitirdiğinde bize bakıp "Hoşgeldiniz." diyebilmişti. Zayn'le havalı bir şey yaparak aynı anda kafalarımızı iki yana sallayıp aynı adımlarla salona yürümeye başlamıştık. Bu yaptığımıza fark ettiğimizde ise salonda oturan sarışın kıza mı şaşırmalıydık yoksa kendi yaptığımız hareketlere mi karar verememiştik. 

"Neler oluyor burada?" Zayn kıza bakarak konuştuğunda aslında bunu içeri girmekte olan Niall'a yönetilmiş bir soru olduğu aşikardı. "Ed-" bir şey dememe izin vermeden beni susturan Niall olmuştu. "Sonra." dedi benim lafımı tamamlarken. Omzumda hissettiğim sıcak tenle kafamı çevirdim ve Liam'ın Zayn'le beni koltuğa oturtmasına izin verdim. Herkes kadar kız da şaşkındı. O kızı şuracıkta dövmek istesem de Niall'ın açıklamasını dinlemek istiyordum. 

Sadece istemekle kalmıştım çünkü salondaki herkes sessizce durmuş birbirlerine bakıyordu. Bu sırada kızı inceleme fırsatı bulmuştum ve inceliyince kızın üstündeki uzun gelen mat yeşil gömlek, kabarık saçları ve kırmızılaşmış dudakları hiç iyi bir şeyler olmadığını kanıtlamama yetmişti. "Yeter." sonunda sesimi yükselttiğimde kızın küçücük bedeninin titrediğini fark etmiştim. 

Drawing (LarryStylinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin