Elif'in ağzından;
O günden sonra ne zaman Besteye'ye baksam suçluluk duygusu içimi aç bir kurt gibi kemirdi. Çocukluğumuzdan beri kardeş olduk birbirimize. Ne zaman bir derdim olsa ailemden önce o na gittim hep. Şimdi ise ondan babasının olduğunu saklayarak kardeşliğimize ihanet etmiş gibi hissediyorum.
Ah benim gül yüzlü arkadaşım ne de güzel gülüyor. Çocukken 'Baban ne iş yapıyor?' sorusuna cevap veremeyen arkadaşım şimdi babasının hiç beklemediği biri olduğunu öğrendiğinde ne yapacak? Heleki benim bunu bilip de ona söylemediğimi öğrendiğinde tepkisi ne olacak? Benden duyarsa annesine nasıl tepki verecek? Allahım sen bana yardım et. Ben o küçük kız kardeşimi kaybetmek istemiyorum.
Çağlar'ın kolumu deşmesiyle uçsuz bucaksız düşüncelerimden kurtuldum.
"Ne var lan hoşaf?" diye çıkıştım. Birkaç gündür sinirlerim alt üst olmuş durumdaydı. Beni gören ilk reglini olmuş bir kız sanabilirdi.
"Birşey sordum duymadın mı?" diye sordu kaşlarını çatıp.
"Haa hayır duymadım. Ne dedin?" diye sordum bende tek kaşımı kaldırıp.
"Bu okuldaki seçmelere az kaldı diyoruz sen ne düşünüyorsun diye sormuştum." dedi o da bana tek kaşını kaldırıp. Daha fazla Beste'nin yüzüne bakarak bu lanet olası şeyi saklayamazdım. Bir hışımla oturduğum sandalyeden kalktım.
"Biz kazanıcaz. Nokta. Neyse gençler ben kaçar. Biraz hava almam lazım."dedim hızlıca Beste'nin gözlerine bakmamak için savaşırken ve kafeden koşar adım çıktım.
Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyordum ama bu işi en kısa zamanda halletmem gerekiyordu.
Aklıma okulda Poyrazlarla kilitli kaldığımız gün geldi. Poyraz Mirza bozuntusunu tanıyordu. Evet Mirza'nın nerede olduğunu Poyraz'a sorabiliridim. Hemen telefonumu çıkarıp Poyraz'ı aradım. Dördüncü çalışta açtı telefonu.
" Alo?"
"Alo! Poyraz ben Elif sana çok önemli birşey sormam lazım." dedim nefes almadan.
"Sor bakalım cimcime." dedi bıkkınlıkla.
"Bana birdaha cimcime dersen gelir seni dilinden tavana kancayla tuttururum bu bir. Mirza bozuntusunun adresini biliyormusun bu da iki." dedim. Bir iki dakika hiçbir şey demedi. Sonrasında ise sesi gergin geliyordu.
"Ne yapacaksın Mirza Beyle sen?" diye sordu o sert sesiyle.
"Ne yapacağımı boşver sen şimdi söylüyormusun ben ögreniyim mi?" diye sordum tehditkar sesimle.
"Öğrenebilir misin ki?" diye sordu şaşkınlıkla.
"Emin ol öğrenirim." dedim tüm özgüvenimle.
"Peki tamam sana bi adres vericem bizim evin adresi. Yağız da Mirza Beyin yanına gidecek sende onunla gidersin. Oldu mu cimcime?" dedi son cümlesine vurgu yaparak. Demek Yağız da bu işin içinde he. Tanrım ne işler dönüyor burada!
"Oldu." dedim ve telefonu yüzüne kapadım. Çok geçmeden mesaj geldi. Buraya yakın bir yer olduğundan koşmak istedim. Tamam kabul biraz da pintiliğimdendi. Taksiye vereceğim parayla çok daha güzel çikolatalar alabilirim bence.
10-15 dakika sonra soluk soluğa verilen adrese gelmiştim. Kapının önünde Yağız'ın motoru duruyordu. İster istemez gülümsetti bu beni. Gülümseyerek apartmanda Yağız ile Poyraz'ın adının yazdığı zile bastım. Üç kat çıktıktan sonra aralık bir kapı vardı. Kapıyı biraz daha aralayıp içeri bağırdım.
"Yağıııızz." belki böğürmüşte olabilirim.
"Gel gel kapı aralık." diye bağırdı o da içerden bir yerden. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Salon olduğunu tahmin ettiğim aralık kapıyı ittirip içeri girdim. Koltuklardan birine oturup kumandayı elime aldım ve televizyonu açtım. Ben rastgele zaplarken kapının yanında bir hareketlilik gözüme çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laylaylom
Teen FictionKimse masum değil. Yaşanılanlar farklı. Tek ortak nokta Müzik. O sadece babasız büyüyen hiç bir şeyden haberi olmayan kız çocuğu. ( BESTE NEVA ) O sadece küçük yaşta tecavüze uğrayan masum görünümlü şeytan. ( ELİF ) O sadece annesini ka...