Eda'nın yanına gittim ve
" Daha yeni senin oyunların yüzünden neler yaşadık haberin var mı? "
" Neden bahsediyorsun sen?"
" Haberin yokmuş gibi davranma emre her şeyi öğrenmiş. Ve bil bakalım bütün bu olanlar yüzünden kimi suçluyor ikinizde benim arkadaşlığıma değmezmişsiniz.Ama gerçi Emre'nin suçu yok tüm suç sende beni de her şeye alet ettin oda benden biliyor doğal olarak "
" İlayda gerçekten de dediğini anlamıyorum"
" Eray'ı öğrenmiş !? "
" Ne olmuş ne olmuş? "
Eda bu haberi aldıktan sonra sınıftan fırlayarak Emre'nin yanına gitti.
Ben hemen pencereyi yaklaştım Ve ne konuştuklarını dinlemeye başladım.
Hiç bir şey duyulmuyordu ama Emre'nin sinirli olduğu her halinden belli idi. 10 dakika sonra eda sınıfa Üzgün bir ifadeyle geldi.
Bana yaklaşarak
" Senden çok özür dilerim bu işe bulaştırmamam lazımdı lütfen bir daha olmaz affet beni "
" Tamam ama bir daha böyle şeyler yapma mümkünse beni tekrar emreyle de barıştır senin yüzünden en yakın arkadaşımı kaybettim! "
Ah ne dedim ben daha yeni en yakın arkadaşım dedim eda bunu çok bozulacak neyse canım ödeşmiş olduk işte o beni sinir etti ben de bunu.
Ben sanki bir şey söylememiş gibi gidip yerime oturdum. Eda da kafasıyla tamam der gibi bir işaret yaptı.
Bu sefer rolleri değişmiştik ben emreyle edayı değil eda emre ve beni barıştıracaktı.
Tenefüste eda ve ben tam Emre'nin yanına giderken İbrahimle çarpıştım.
Ne ara oldu nasıl oldu anlamadım. Sanırım merdivenlerden öküz gibi indiğim için çocuğun üstüne düşmüştüm ama allahtan o kibar bir çocuktu ki
" İyi misin " demekle yetindi.
Bana SORU sormuştu şaka gibiydi allahım hayatta mıydın yoksa değil miydim?
Hem üstüne ben düşmüştüm hem de bana sormuştu ama ezmiştim çocuk bana neden sorsun ki?
Diye tam düşünürken
" İyiyim asıl sen kusura bakma " dedim.
Oradan hızlıca uzaklaştım. Hani birini öldürür de oradan hemen uzaklaşırsın ya vallahi ölen bendim ama Kaçan da bendim tabi. Ben İbrahimi şokunu yaşarken Eda beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
" Kızım biraz kendine gel korkutuyorsun beni! "
" Ha ha iyi-iyiyim ben "
" Belli oluyor canım çok iyisin "
"Neyse bu konuyu daha fazla konuşmayalım yoksa yerimden kalkamıycağım hadi gidelim de şu işimizi halledelim ".
" Doğru bir de o iş vardı değil mi? "
" vallahi kusura bakma eda hanım o işi başımıza sen açtın o yüzden ortalığı da sen toplayacaksın "
Emrelerin sınıfa doğru yöneldikkızlar kapının önündeler de eda onlara Emreyi sordu.
" Emre sınıfta ama yanına gitmenizi tavsiye etmem"
Eda sinirli bir şekilde
" Nedenmiş o? "
Eda bir hışımla sınıfa daldı ve Emreye bağırarak
"Kusura bakma emre ama benim hatalarımı bu kıza mal edemezsin! "
Emre şaşkın bir şekilde
" Ne! "
Bir tenefüs boyunca eda emre ve ben olayın aslını konuştuk tabi bunun sonucunda eda emre ayrıldılar Ama biz emreyle aramızı düzelttik.
Edayla ayrılmalarına üzüldüm ama nasıl olsa yine barışmak için bana geleceklerdi ben bir şekilde hallederdim. Olayı hallettikten sonra eda oradan ayrıldı tam ben de kalkıyorum ki emre kolumdan tuttu ve
" Sanırım sana bir özür borcum var biraz konuşmak ister misin? "
" Boşver önemli değil zaten alışığım ben böyle şeylere "
" Olmaz öyle şey en yakın arkadaşımı kırdım affettirmem lazım kendimi "
" Yok gerçekten önemli değil "
" Ne oldu sana bilmediğin bir şey olmuş belli hadi anlat da çözeyim ödeşmiş olalım "
" Anlatılacak bir şey değil sıradan günlük ve umutsuz "he anladım konu yine ibrahim değil mi? "
" Zaten anlamasan şaşardım hemen anlıyorsun ne düşünsem senden bir şey saklayamayacak mıyım ben ya? "
Sonra kocaman bir gülümseme belirdi ikimizde de o an düşündüm emre gibi bir dostum olmasa ne yapardım acaba tam o anda emre
"Hadi kalk İbrahimle konuşmaya gidiyoruz yada sen dur dur ben gidiyorum "
" Saçmalama ne konuşacaksın otur oturduğun yerde! "Anlatacağım işte senin onuu sevdiğini"
" Saçmalama emre otur otur oturduğun yerde"
Emre benim son sözümü dinlemeden sınıftan koşarak gitmişti bile.
Ben peşinden gitmeye çalıştım ama yetişemedim bulamadım nereye gittiğini tüm okulu aradım ama ne İbrahimi ne de Emreyi görmüştüm.
O gün okul çıkışında emreyle yürüdük eve doğru sınıftan fırlayıp nereye gittiğini sordum ondan. Emre
" İbrahimle konuşacağım demiştim ya konuştum işte " ne ne yaptım dedin sen öldürürüm seni şaka yaptım de Çabuk hemen şaka yaptım de desene ya! "
Emre kahkaha atarak
" Hayır şaka falan yapmıyorum "
" Ne dedi peki ya da sen ne dedin çabuk söylesene? "
" Tamam sakin ol anlatıyorum. İlk sınıfına gittim erkekler tuvaletine çağırdım senin ona hislerini anlattım ama bundan senin haberinin olmadığını söyledim. Oda ilginç bir şekilde seninle konuşmayı kabul etti "
" Ya emre git başkasıyla uğraş ya İbrahim ve benimle konuşmak Hahahha çok gülerim bak işte "
"Vallahi ya yarın yanına gelecekmiş öyle söyledi"
"Bak eğer yalan söylüyorsan öldürürüm seni"
" Tamam eğer yalan söylüyorsam yarın öldürürsün beni "
Allah Emre'nin bu söylediğinden sonra çıldırmış gibi Emreye sarıldım.
Öyle ölüm gibi bir şey... pardon morg nerede acaba dedi bir yanım. Nefesim kesildi biliyorum fazla çocukçaydı ama zaten çocuk değil miydik.
Şimdi diyeceksiniz hangi olaya nefesin kesildi?
Ben de anlamadım açıkçası ama dua ettim içimden umarım nefesini kesen İbrahim'in benimle konuşacağı haberi olmasıydı tek umudum Emreye karşı bir şey hissetmemekti .
Diğer gün olmuştu evet nihayet bugün İbrahim'in benle konuşacağı gündü yani bugün resmi tören veya ulusal bayram ilan edilmeliydi bence sizcede öyle değil miydi? Öyleydi öyleydi.
Kızlarla okulun yolunu tuttuk tabi yine.
Kızlara olanları anlattım onlarda en az benim kadar şaşırdılar tabi biraz kız paniği Saçima başıma baktılar oranı böyle yap şunu böyle yap şöyle deme şöyle konuş bir sürü bir sürü şeyler söylediler. Ama sorsan İlayda hangisi hatırlıyorsun?
Cevap veriyorum ,hiçbirini.
Tam kızlarla okula varmak üzereyiz yolda emreyle karşılaştık tabi emreyle eda ayrı olduğu için yine düşman taraflar gibi baktılar birbirlerine.
Tam okula girecektik emre arkamdan İlayda diye seslendi. Döndüm ve
"Efendim?
" Nasıl hissediyorsun bugün kendini heyecanlı mısın? "
" Bilmem sanırım "
" Bence gerek yok bu kadar heyecana o heyecanlanmalı senin kadar özel biriyle konuştuğu için."
İşte bu yüzden emre benim her şeyim di kızlar kişi başı 1000 kelime kullandılar Ama hiçbiri bu kadar kalbime dokunmamıştı hiçbiri beni bu kadar sakinleştirmemişti.
" peki gelip sana anlatabilir miyim ne olduğunu? "
" Aptal aptal konuşma ya tabiikide ilk bana anlatacaksın "
Gülümsedim ve sınıfa geçtim. Son tenefüsBen bahçede otururken ibrahim yanıma doğru yaklaştı ve
" Biraz konuşalım mı? "
" Olur"
Ama benim elim ayağım Nasıl titriyor size anlatamam. Yürümeye başladık beraber tam hayalimdeki gibi ama birşeyler eksikti hayallerden...
Aşk sanırım, ilk defa o an anladım İbrahim'e aşık olmadığımı. Tam ben bunları düşünürken İbrahim şu sözlerle düşüncemi böldü
"Benden hoşlandığını söyledi Emre doğru mu ?"
"Sanırım " dedim gülümseyerek.
"Seninle konuşmamın sebebini yanlış anlama ben sadece böyle duygulara kapılmanı istemem sana sadece arkadaşça karşılık verebilirim ama onun dışında üzgünüm..."
O bunları söyledikten sonra tüm film senaristlerine göre ağlamam gerekir ama ben Koca bi boşluk hissettim içimde Kocaman bir hiç.
Neden diyeceksiniz şimdi. Bilmiyorum aylardır hayalini kurduğum an bir anda cehenneme dönmüştü ama ben üzülmemiştim sanırım bunlar hep onun yüzünden olmuştu çünkü o yoktu. Evet evet aşk yoktu işte, tam o sırada İbrahim'e döndüm
"Sorun değil "
"İyisin demi ?"
"Evet zaten çok üzülmedim hayatında başarılar"
"Sanada"
O gün eve geldiğimde hala üzülmüyordum sanırım bi yanım iyi oldu bile diyordu hatta. Kendine anlam veremiyordum Nasıl oldu bu hayallerim yıkılmıştı ama ben put gibi duruyordum. Neyse aradan 1 ay geçti biz Eda ve selenle kantinde oturuyoruz bir anda Eda
"Emreyle barışsak ne güzel olur"
Selen şaşkın bi şekilde
"Yok artık iyice kayışı kopardın sen "
"Ne var be seviyorum yapamıyorum onsuz"
"Hahahaha güleyim de araya gitmesin kızım daha 2 ay önce çocuğu oynatıyordun ne ara aşk oldu bunun adı "
"Seleeen!"
"Ay tamam tamam karışmıyorum ne halin varsa gör"
Eda bir hevesle
"İlaydaaa"
"Hıh"
"Sen bu işe bi el atarsın demi güzel arkadaşım"
"Biz senle anlaştık bir daha bulaşmam dedim ben "
"Lütfen "
"Hayır!"
"Tamam o zaman sadece şu kağıdı Emre'ye versen?"
"İyi tamam başımın belası"
"Cansın be!"
Çıkışta emreyle eve dönerken Eda'nın bana verdiği kağıt geldi aklıma hiç açıp okumak gelmemişti aklıma acaba versem mi diye düşündüm. Sonra bir nefeste Emre'ye
"Eda sana kağıt yolladı, al"
"İstemem, nerden çıktı bu şimdi ?"
"Bilmiyorum"
"Ne yazıyor içinde ?"
"Bakmadım"
Emre kağıdı açtı up uzun bir aşk mektubu yazmıştı Eda hiç sevmezdim böyle şeyleri ama merakta ediyordum açıkçası. Tabii ki de merakıma yenik düşüp
"Ne yazmış ?"
"Beni çok sevdiğini falan ama çok güzel yazmış ya "
"Barışacak mısın ?"
"Sanırım çünkü çok pişman görünüyor"
"Anladım, neyse benim kalem almam lazım yarın görüşürüz"
"Görüşürüz"
Biraz bozuldum açıkçası ama salaktı bu Emre zaten tam edaya göre bi tipti aptal aşık Eda'nın en sevdiği erkek tipi. Bunlar barıştılar bütün yaşananlar bir anda unutuldu can ciğer kuzu sarması oldu. Tabi 15 tatil girdi araya edayla selenle her gün görüştük ama emreyle hiç görüşmedim sadece mesajlaştık Eda da emreyle sinemaya gittiklerini gezdiklerini anlattı durdu tüm tatil boyu. Günler geçti tatilde bitti tabi sınavda yaklaşmıştı ama ben hiç çalışmıyordum içimden gelmiyordu. emreyle her gün hangi okul daha iyi hangi lisenin durumu Nasıl diye düşünüyorduk.
Tabi bizim emreyle göbek bağımız bir olduğu için aynı okulu düşünüyorduk. Tabi bu çalışmayla biz anca meslek lisesine giderdik o ayrı bir konuydu.
Eda ve Emre kendi rekorlarını kırdı ama haklarını yememek lazım hiç ayrılmadan 2 ay çıktılar. Tabi bu arada askeri lise sınavları da varmış Emre bunu duyunca hemen yanıma geldi
"Askeri lise sınamalarına gireyim mi ?"
"Bilmem istiyor musun?" Dedim
"Evet" dedi
"Tamam o zaman başvuru yapıyorum "
"Tamam yap "
Sonra zil çaldı ve sınıfa girdim. Son 3 aydır hayatımızda herşey böyleydi emreyle aldığımız nefesi bile birbirimize sorar olmuştuk emreyle en sevdiğimiz şarkı ortaktı beraber yemek yiyorduk. İlk defa hayatımda bana bu kadar yakın ve samimi bir arkadaşım oluyordu. Askeri sınav Zamanı gelmiştı artık. Emre haftasonu sınava gitmişti ama ben Nasıl heyecanlıydım içimden hep dua ettim kazanması için bildiğim tüm duaları okudum vallahi.
Hafta içi gelmişti hemen okula adım atar atmaz Emre'nin sınıfına gittim.
"Hah sonunda buldum seni ne yaptın Nasıl geçti ?"
"Bilmem iyi geçti sanırım yarın açıklanacak sonuç "
"Yarına kadar ölmezsem heyecandan "
"Sen mi ben mi valla"
Öbür gün olmuştu zar zor.
Hemen bulmuştum Emre'yi
"noldu açıklandı mı ?"
"Yok bakıyorum şimdi "
Heyecandan altıma yapacaktım nerdeyse. Allaah! Valla kazanmış!!
"Kazandım İlayda sonunda be !"
Çocuk Nasıl sevindiyse beni tutup havaya fırlatır gibi sarıldı.
"Ayy Emre düşücem şimdi ya dikkat et "
Emre kahkaha atarak
"Oldu be! sen olmasam asla başaramazdım"
"Olur mu Can'ım öyle şey "
"Olur olur iyiki varsın be!"
"Aa dur ben gidip bi edaya haber vereyim" dedi Emre.
Çıkışta hep Beraber bunu kutlamak için kafeye gittik. Orda otururken ben
"Hangi bölüm geldi?"
"Kara "
"Hımm"
"Pek sevinmedin bölümüme heralde?"
"Yok canım olur mu öyle şey.Nerde peki bu okul "
"Ankara "
"Nee!Gitmesen mi Emre ?"
"Neden?"
"Hem çok uzak hem de hava olsa sanki daha iyi olmaz mı ?"
"Öyle mi diyosun?"
"Yani tabii ki sen bilirsin ama bence böyle pilot olsan gösteriler falan yapsan F16 ya binsen falan böyle ben seni izlemeye gelsem. Amaaaan bende ne saçmalıyorum siz Edayla karar verin işte."
Emre gözleri parlayarak bana bakıyordu
"Gitmiyorum. Senin istediğin gibi olsun "
" ama ama olmaz ben sadece saçmaladım"
Elimi tuttu ve
"Olmaz lisede hazırlanır üniversitede havaya giderim sende izlersin beni"
" sırf ben istiyorum diye mi vazgeçeceksin"
"Evet sen benim için çok değerlisin, gitmiyorum"
O an kalbimde bi çarpıntı hissettim sanki deprem oluyor gibiydi ilk defa biri benim için hayallerinden vazgeçmişti tam o sırada Eda...NOT: arkadaşlar birinci bölümde bahsettiğim 7.sınıfı 8.sınıf olarak değiştiriyorum.
Multimedya: Eda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABRAKADABRA (Aşk Terbiyecisi 1)
ActionSebep bazı Leyla, bazı Şirin’di; Hatrım için yüce dağlar delindi; Bilek gücüm Ferhat ile bilindi; Kuvvet benim, kudret benim, şer benim, Yeryüzünde ben ürettim veremi; Lokman hekim bulamadı çaremi; Aslı için kül eyledim Keremi; İbrahimin atıldığı ko...