Okuyan canım arkadaşlarım :) Lütfen eğer beğeniyorsanız bölümleri lütfen oylamayı ve yorum yapmayı eksik etmeyin !!! İyi okumalar !
Yaşam ne demek ki . Bir insan ömrü ne kadar ki. Her bir nefes ne kadar değerli ki . Bir keresinde bir kız olduğunu duymuştum . Kardeşiyle kavga etmişti . Anneleri onlara kızmıştı . Sonra babaları onlara bir konuşma yapmıştı . Anneleri gibi onlara bağırmamıştı ama söyledikleri onların canını daha çok yakmıştı . O konuşmada biri kız biri oğlan olan çocuklara karaktersiz , pislik ve hergele gibi hakaretlerde bulundu . Onlara verdiği yemeği hak etmediklerini söyledi ve bu tüm olayın suçlusunun kızın olduğunu söyledi . O bütün gece boyunca aklından intihar etmeyi düşündü . Ailesine iğneleyici bir mektup yazdı ve bıçağı aldı . Tam bileğini kesecekken durdu , vazgeçti ve mektubu sobaya atıp yaktı . İnsanlar ne kadar çabuk yaşam ile ölüm arasında ki ince çizgiyi belirleyebiliyor . Küçücük bir olayda bile insan nasıl böyle bir şey düşünüyor . Büyük olaylarda bile alınmayacak kararlardır bunlar . Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insan . Bir insanın nefesi bu milyarlara kıyasla ne kadar değerli ki . Ben niye yaşamak zorundayım . Sıradan biri olarak ölmekte kabulümdür . Yeter ki daha fazla acı olmasın . Keder boğmasın artık . Ölemediğim her günün yasını tutmayım. Bu sözler şimdiki bana ait . Peki Natasja'nın ateşlendiği günkü bana dönersek . O gün saatlerce oturup adam ile dönmesini bekledim . Natasja'm , daha ufacık ve her şeyden habersiz masumum. Adam onu Metroville'de ki hastaneye götürdü . Bu şehir ben ve benim gibi güçleri olan insanlara ait bir şehirdi . Böylece Natasja'nın gücü sıkıntı çıkarmazdı .
Adam Natasja'yı götüreli çok olmuştu . Adamın zihninden neler yaptıklarını görebiliyordum . Natasja'nın o küçücük kalbinin ne kadar hızlı attığını hissedebiliyordum. Doktor onu muayene ettikten sonra ona ilaç verdi. Doktordan ayrıldıktan sonra hemen geri dönüş yoluna girdiler(tabi ki ilaçları aldıktan sonra ) . Adam o gürültülü kamyonetiyle eve yanaştı . Natasja'yı yan koltuğuna koymuştu ve şimdi onu sertçe alıp içeri girdi . Kadın onları karşıladı .Adam ilk iş kadına beni sordu . Kadın , adama uslu durup hiç ses çıkarmadığımı söyledi. Adam bir şeyler memnun bir şekilde homurdanıp biraz daha konuştuktan sonra kadının yanından ayrılıp yukarı çıkıyordu . Adam Natasja'yı tek eliyle tutup diğer eliyle anahtarı cebinden alıp bulunduğum odanın kilidini açtı . Natasja adamın kucağında battaniyenin içinde kedi misali kıvrılmış uyuyordu . Yüzü kıp kırmızıydı ama terliydi . Bu onun ateşinin olmadığı anlama geliyor . Rahatlıyorum . O iyiydi . Adam onu yatağına ilk defa yavaşça bırakıp bana döndü . Natasja çok huzurlu görünüyordu. Adamın hemen gitmesini istiyordum . Böylece Natasja'nın yanına yatabilirim. Ama adam gitmek yerine bana sabit bakıyordu . Benim tüylerimi ürpertecek şeyler düşünüyordu . Pis bir şekilde gülmeye başladı. Onunla göz gözeydik . Ve beni hızlı bir hareketle hoyratça omuzuna attı . Odadan çıktıktan sonra kapıyı kilitlemeyi ihmal etmedi . Bu kapıyla gerçekten bir derdi vardı . Kaçabileceğimizi bile bile bunu yapıyordu . Adam aşağı kata inip beni evin arkasında kalan çok daha pis bir odaya getirdi .
Bundan sonraki bölümden rahatsız olabilecekler varsa okumasın . Şiddet içeriklidir. Bir daha ki uyarıda normalleşecektir. Uyarı aynı bölüm içindedir.
Bu oda yarı karanlıktı . Duvarlar eski bir ahşapla kaplıydı . Yerler daha açık bir renk ahşapla . İki tanı dolap ve bir tekli koltuk harici hiç bir eşya yoktu . Adam beni yere bıraktı .Üzerimde ki üç aydır giydiğim benim için dünyalara bedel olan aynı elbiseyi yırtıp üzerimden attı. Elbisenin kenarında bir çıngırak vardı . Ailemin bana aldığı ilk oyuncak . Onu orasından çekip fırlattı ve üzerimde ne varsa yırtarak çıkardı . Beni odanın ortasında dizleri üzerinde oturmamı sağladı . Odanın ilerisindeki dolaba gidip bir şey aldı . BU BİR KIRBAÇ ! Canımı yakalayacağını düşünüyorum ama kırbacın ip kısmının üzerinde sarı taşlar vardı . Yine aynı taş 'gergeus'. Aynı o günkü zincirler gibi. Adam yanımda dikildi . Konuşmaması beni kötü hissettirmeye başladı . Ama hala korkmuyordum . Gördüklerimden ve kayıplarım dan sonra bu beni korkutmuyordu . Zaten canımı bile yakalayacaktı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek İçin Başka Bir Gün Seç
Viễn tưởngHiç daha önce yaşama inandın mı ? Bir seçim hakkın olduğuna .. Ben hiç yaşamaması gereken kızım . Bir başlangıcım oldu sonum kadar gereksiz . ..Kalbini daha öncelerde kaybetmiş , kaybolmuş ve yapayalnız ..Ölmek için bile fazla ölüyüm ben .. ...