Bölüm 7 - Bir küçücük yalnız yaprak

48 6 0
                                    

Bir varmış bir yokmuş . Evvel zaman içinde küçücük bir yaprak varmış . Bu yaprak ,kocaman ,sıcacık ve huzurlu bir ağaçta yaşarmış . Bir gün bir kötü adam gelmiş ve ağacın bulunduğu yeri sevmemiş . O kötü adamda ağacı yakarak yok etmek istemiş . Bu istediğini de gerçekleştirmiş . Ama tam ağaç alev topuna dönerken bir rüzgar esmiş ve bu yaprağı biraz uzağı düşürmüş . Bu küçük yaprak , ağacı yanarken onu seyretmiş . Bu küçük yaprak hayatının bittiğini hissetmiş . Artık önemli değilmiş çünkü bir küçücük yaprak ağacından uzakta kurumadan yaşayabilir miymiş ? Küçük yaprak kötü adamın kendisini almasını beklemiş. Oysa demek ki o küçük yaprak önemli değilmiş ki o kötü adam yaprağa aldırmadan gitmiş . Günler sonra pis ve kocaman bir adam küçük yaprağı cebine sıkıştırıp uzak diyarlara taşımış . Taşıdığı uzak diyarda bir tane daha kendisinden bile ufacık yaprak varmış . Bu iki yaprak tanışmış ve küçük yaprak , bu daha çok küçücük yaprağı çok sevmiş . Ama bir gün , bu daha çok küçücük yaprakta yanmaya başlamış...
................


Üç aydan beri buradayım . Bu üç ayda bir çok şey yaşandı . Çoğunlukla koşuşturmalı geçti . Adam haftada bir kez 'o da sadece balkon olmak üzere' dışarı 10 dakikalığına çıkmamıza izin veriyordu. Akıllarına geldikçe de bize yemek veriyorlardı. Anlaşılacak o ki üç gün içinde 9 yerine 5 öğün besleniyorduk . Hayatımda yediğim en iğrenç şeylerdi ama şikayetçi değilim . Bazen Natasja o kadar acıkıyor ki , benden önce tabağını bitiriyor sonra da fark ettirmemeye çalışarak benim tabağıma bakıyor . Bunu istemsiz olarak yapıyordu . Her ne kadar bende aç olsam da ona kendi payımdan kalanları da veriyorum . Bunu yaptığımda yüzünde ki o minnettar ve mutlu ifade bana benim açlığımı unutturuyor . Sanki adeta ruhumu doyuruyor . Ama içimdeki o küllerin ısısı hiç sönmüyor . Hala cayır cayır yanıyorum .

Yatağımda oturup saatler öncesinden gözümü diktiğim ve kılımı dahi kıpırdatmadığım yerde oldukça derinlere dalmıştım . Her yerim bir yara misali acıyordu . Şu son sıralar bunu çok yapıyordum . Sabit bir yere saatlerce bakıyordum . Tüm algılarım ben oraya bakarken kapanıyordu . Sanki bu dünyadan, birisi beni alıp götürüyor sonra yine aynı yere bırakıyordu . Natasja'nın yataktaki kıpırtısı dikkatimi onun üstüne çekti . Gözlerinden yaş geliyordu ve sanki canı acır gibi kıvranıyordu . Üşüyormuş gibi de titriyordu .O halini daha önce nasıl fark etmedim? Hayır akşam olmak üzeriydi ve ben sabahtan beri aynı şekilde boş boş dalmıştım . Hemen yanına gittim . Elimi koluna değdirince sıcaklığının çok fazla olduğunu fark ettim. Ateşi vardı ! Yanıyordu ! Adam onunla birlikte yatmama kızdığı için bende gece onla yatardım ama adam gelmeden öncede yerime giderdim . Bazen gece yarılarında kontrol ettiği için erkenden kendi yatağıma giderdim . Ama zaten ben öyle yapsam da kış ayındayız ve üşütmüş olmalı . Çok üşüdüğü için bir anda üzerime atladı . Bana onu sarmamı ister gibi bakıyordu . Gözlerinden akan her yaş ruhumu delip geçiyor .Kalbimden daha fazlasını eritiyordu . Ne yapacağımı bilmiyordum ama bunun ona zarar vereceğini biliyordum . Natasja'm da beni terk ederse yaşayamazdım ben . Adama haber vermek zorundaydım .Başka çarem yoktu . Elimi kafasının altına koyup onu yatağa geri yatırdım . Üstünden örtüsünü aldım ve uzağa fırlattım . Daha fazla ateşlenmesine izin veremezdim . Şuan bu ironiye bile kafamı yoramazdım . Yanıyordu !

Natasja'nın zihnine "Korkma" diye fısıldadım . Bana gözlerini kocaman açarak sanki bir hayaletmişim gibi baktı . Haklıydı . Bu yeteneğimi ilk defa kullanıyordum . Zihninden "nasıl ?" diye geçirdi.

Natasja: Bunu nasıl yaptın ? (Sesi titriyordu)

Bende karşılık olarak yeniden zihnine fısıldadım . "Bu benim yeteneğim . Korkma her şey düzelecek . Her şey iyi olacak" dedim ve bunu ona fısıldadığım anda pişmanlık duydum . Annemin bana verdiği vaatlerin aynısıydı bunlar . Natasja bana sarılmak için bir hareket yaptı ama onu engelledim . Nesi olduğunu anlamıyordu . Tek bildiği bu durumun canını yaktığını ve benim ona şefkat göstermemdi . İçimden 'Affet beni ,bunu senin için yapıyorum' diye geçirdim ve kapıya yöneldim . Kapıyı açmam gerekiyordu . Annemden defalarca telekinezi sayesinde kapıların kilitlerini açtığını görmüştüm ama nasıl yapıldığını bana öğretmediği için bilmiyordum . Deneyecek zamanımda yoktu . Kapı kolundan hızlıca çektim . Bir çatlama sesi geldi ve kapı kolu kapıdan ayrıldı ve aynı zamanda elimden de uçtu . Tam Natasja'nın kafasına geliyordu ki hızımı kullanıp hemen yakaladım ve geri döndüm. Kapı açılmıştı . Elimdeki parçanın ucunu ve kapıdaki kopuk kısmı sıcak nefesimle eritip kolu yerine taktım ve soğuk nefesimle yine eski ısısına getirip tamir ettim . Natasja arkamdan şok gözler içinde beni izliyordu . O an ona açıklama yapmadan kendimi koridora attım ve etrafıma bakındım . Bizim odamızdan farksız bir temizlenme şekliyle sıradan beyaz duvarlı bir koridordu . Gözlerimi kapatıp seslere odaklandım . Bir kadın bir şey anlatıyordu . Ne dediğine değil nerede olduğunu anlamaya çalışıyordum . Mutfakta olmalılardı . Kadının sesi bardaklara çarptığı için bardaklardan bir çınlama yayılıyordu . Muhtemelen alt kattaydılar . Hemen koşup merdivenlerden inip mutfağa daldım . Adam bir sandalyede oturuyordu . Kadın ise bulaşık yıkıyordu . Koşup adamın pantolonuna yapışıp çekiştirmeye başladım . Adam beni fark ettiği anda bir şok yaşadı .

Adam : Sen... Lanet olsun sen.. nasıl ?

Daha sert çekiştirmeye başladım . Sonunda zorunlu olarak ayağa kalktı . Ve bana bir tekme attı . Yerimden bile kıpırdamadım . Sonra sağ elimin işaret parmağıyla yukarı işaret ettim . Bu arada hala adamın pantolonunu çekiştiriyordum . Sonunda .

Adam : Pis böcek, ne demek istiyorsun ?

Diye sordu . sonunda dayanamayıp adamın bacağına yapışıp yukarı kata doğru sürüklemeye başladım . Arada bana vurmaya çalışsa da başarılı olamıyordu .

Adam : Bırak beni ! Yoksa seni öldürene kadar pataklarım !!

Tehdidini bile takmadan sürüklemeye devam ettim .Son zamanlarda çok ölüm görmüştüm . İçimi acıtsa da yoluma bir tepki vermeden devam ettim . Odaya gelince Natasja'nın olduğu yere baktım . Tortop olmuş kıvranıyordu yatağının üstünde .Sağ elimle Natasja'yı işaret ettim . Adam bir küfür etti sonra ona doğru yaklaştı . Natasja gözünü açtığında yerinden sıçradı . Bu adamdan çok korkuyordu . Sonra da bana baktı . Onu buraya benim getirdiğimi bilmiyordu . Adamın başında öyle dikildiğini görünce bana 'yardım et' der gibi baktı . Sanırım yine ona kızacağını zan etti . Adam onun yerine dışarı çıktı ve bir koşu elinde bir battaniye ile geri geldi . Natasja'yı fazla hoyrat bir biçimde battaniyenin içine sardı . Adam bunu yaparken Natasja bir çığlık attı . Adam Natasja'nın çığlığı ardından fazla sert olmasa da bir kere tokat attı . Natasja hemen sustu . HAYIR YAPMA ÖYLE ! SADECE ONA YARDIM ET ! Natasja usulca ağlamaya başladı . Şuan o küçücük kalbi göğüs kafesinden çıkacakcasına hızlı atıyordu . Üzgünüm benim Natasja'm .İnan bana sadece sana yardım etmesi için çağırdım onu . Buna mecburdum...

Adam onu sardıktan sonra kucakladı ve bana döndü .

Adam : Döndüğümde seninle ilgileneceğim . Sıradan yöntemler seni yola sokmayacak .(Dedikten sonra bağırarak) Kadın hastaneye gidiyorum . Ufak böceklerden biri arıza çıkarıyor.

Böyle dedikten sonra odadan çıkıp kapıyı üzerime kilitledi . Bana dediğini düşündüm 'Sıradan yöntemler' bunu derken ki düşündüğü şey tüylerimi ürpertti . Bir kırbacı düşünüyordu . Nefesim yine kesildi . Burada yapayalnız kalmıştım . Boş duvarlara baktım . Natasja'm . Ne olur iyi olsun . Daha neler olduğunu bile anlayamıyordu . Ben biliyordum ve anlıyordum . Bu durumda kimin şanslı olduğunu düşündüm . Yatağıma ilerledim ve oturdum . O yanıyordu . Ateşin bir başka çeşidi . İçimi yakan o ateş . Niye benden her şeyimi almak istiyordu . YAKMA ONU ATEŞ . GEREKİRSE BENİ YAK . ONU YAKMA !


Ölmek İçin Başka Bir Gün SeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin