one

16.1K 235 68
                                    

Elimdeki kalemin arkasını masaya bir kere daha vurdum ve bir kere daha. Gözümü bir anlık ondan ayırıp saate baktım. Zaman ne kadar da hızlı geçmişti. Cezanın bitmesine yarım saat vardı.

Yanımda oturan çocuk testin üzerine şekiller çizmeyi bırakmıştı şimdi de yırtmaya başlamıştı. Bay Hood ise kulağında kulaklık elindeki tükenmez kalemle sınavları değerlendiriyordu. Önüne düşmüş saçlarını arkaya itti ve derin bir nefes vererek arkasına yaslandı. Kolundaki saatte baktı ve sınıfa baktı. Sınıfa bakmasıyla gözlerimi kağıda çevirip kağıtla ilgilenmeye başladım.

"Bayan Dawson testinizi çözdünüz mü?" gergince suratına baktım ve kafamı olumsuz anlamda salladım. "Peki bunun geçerli bir sebebi var mı?" aslında var ama şuan size söyleyemem.

"Yok efendim." Kaşlarını kaldırarak büyük dudağını ısırdı. Nefesim kesildi ve ciğerlerim kullanılamaz hale geldi. "Konuyu anlamadığınız için mi yapamıyorsunuz?" aslında dersi dinlemek yerine sizin hakkınızda kirli hayaller kurduğum için yapamıyorum da denilebilirdi ama siz bunu bilmeseniz de olur.

"B-ben matematik anlamıyorum efendim." Diğer derslerim o kadar da fena değildi aslında. Bu seneye kadar matematiğim iyiydi fakat ders dinlememeye başlayınca düştü. Cezaya kaldığım tek dersti.

Bay Hood ayağa kalktı ve yavaşça bana doğru yaklaşmaya başladı. "Bak Anissa açık konuşacağım, bizim burada öğrettiğimiz matematik ileri düzey matematik değil, ne olursa olsun öğrencilerin anlayabileceği düzeyde, tamam belki matematiğe yeteneğin olmayabilir ama şuradaki..." parmağı ile önümdeki testin ilk sorusunu gösterdi ve devam etti. "denklem çözülmeyecek cinste değil." Heyecandan kısa kısa nefesler alıyordum.

"Dinlemezsen anlamazsın, benim anlattıklarımı anlamıyorsan istersen başka bir öğretmenden ek ders alabilirsin. Hem belki okul ortamında anlamıyorsundur, evde ek dersle açıklarını kapatabilirsin hala çok geç değil." Cevap veremeyecek kadar heyecanlanmıştım. Bay Hood ilk defa bana soyadım yerine adımla hitap etmişti. Bu şekilde inlemesi için her şeyimi verebilirdim.

"Siz belki ek ders verebilirsiniz?" birden bire gelen cesaretle konuştum. Bay Hood düşünür gibi yaptı. "Aslında iyi bir fikir olabilir." Gözlerim heyecanla parladı. "Matematiği geçmek için her şeyi yapabilirim." Bay Hood ceketinin iç cebinden kalemini çıkarttı ve testimin üzerine bir şeyler karalamaya başladı.

"Yarın okul çıkışı benim evime gel saat 6ya kadar neler biliyorsun onlara bir bakarız sonra da ona göre metotlar uygularız." Göğsüm sıkışmıştı ve kendimi hissedememiştim. Bunun bir randevu olmasını isterdim ama buna bile razıyım. Beni evine çağırmıştı. İnanamayarak olumlu anlamda başımı salladım.

Bay Hood yanımdaki çocuğun yanına giderken "Çıkabilirsiniz Bayan Dawson." Dedi. Test kâğıdını özenle çantama koyduktan sonra dar pantolonumun belini düzelttim ve kapıdan dışarı çıktım. Telefonumu cebimden çıkartarak annemin numarasını tuşladım

"Anne?" annemin ilgi dolu sesi kulağımı doldurdu. "Cezan nasıl geçti hayatım daha yararlı olabildi mi?" gözlerimi devirdim ve okulun otoparkına doğru ilerlemeye başladım. "Öyle böyle işte gelince anlatırım." Otoparkın kaldırımına oturdum. "Tamam hayatım benim de alışverişim tam şimdi bitmişti 10 dakika sonra oradayım" teşekkür edip telefonu kapattım. Twitter'ı kontrol ettim. Burada sıradan bir hayatım olabilirdi ama sosyal medyada gayet aktif bir rolüm vardı. Dünyanın her yerinden arkadaşlarım vardı.

Türkiye'de yaşayan arkadaşım Selin mesaj atmıştı. Çoğu zaman saat sıkıntısı yaşasak da bu durum en yakın arkadaşım olmasına engel değildi. "Yarın Bay Hood beni evine ders çalışmaya davet etti!" yazıp gönderdim. İki dakika sonra telefonum korkunç bir şekilde titremeye başladı.

maths teacher // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin