four

11.7K 228 86
                                    

Beklenmedik bir anda gözlerimi açarak uyandım. Yine her gün olduğu gibi o korkunç kâbusu görmüştüm. Ve yine ağlıyordum. Bir insan nasıl rüyasında ağlayabilirdi?

Derin nefes alışlarımı kesmeye çalıştım. Yine Selin'i uyandırmak istemiyordum. İki gündür gece bağırarak uyanıyordum ve kız uykusuz kalıyordu. Zaten daha buradaki uyku düzenine alışamamıştı daha da engel olmak istemiyordum. Telefonumu elime aldım ve saate baktım. 04.24.

Sessizce yeniden kafamı yastığa koydum ve ağlamaya başladım. Bu kadar aşık olmamam gerekirdi. İki gündür matematik derslerinde eski halime geri dönmüştüm. Tek fark dersi dinlememin sebebi ona bakmak değildi. Kafamı sıraya gömüp sesini duymamaya çalışmaktı. O da zaten beni gördüğünde kızarıyor ve benimle konuşmuyordu bile.

Gözlerimi silmek için kafamı kaldırdığımda güneş doğmaya başlamıştı. Okula gitmek için kalkmam gereken saat gelmek üzereydi. Yataktan kalktım ve banyoya girdim. Suyun sıcaklığını ayarladım ve küveti doldururken soyunmaya başladım. aynadaki çelimsiz görüntüme baktım. Bay Hood'a aşık olduğumdan beri en az 7 kilo vermiştim. Zaten o kadar kilolu bir kız değildim ama artık kemiklerim sayılıyordu.

Yemek yiyordum ama sadece birkaç lokma. Vücudum güzel bile değildi Bay Hood'un beni sevmesi için hiçbir sebebim yoktu.

Sıcak suya jelleri döktüm ve içeri girdim. Rahatlamaya ihtiyacım vardı fakat o görüntüler sanki göz kapaklarıma yapışmış gibi ne zaman gözlerimi kapatsam önüme çıkıyordu. Küvette yeniden ağlamaya başladım. Sessiz ağlamaya alışmıştım.

"Anissa iyi misin?" sesim çıkmıyordu ama beni anlıyordu. "On dakikaya çıkarım." Vücudumu yıkadıktan sonra küveti boşalttım ve saçlarımı yıkamak için duş başlığını açtım. Saçlarımı yıkadıktan sonra havluma sarıldım ve dışarı çıktım. Saçlarımı havluyla öylesine kuruladıktan sonra çamaşırlarımı giyinmeye başladım. Bu arada Selin de tuvalete girmişti.

"Tatil olduğu halde okula gitmem çok tuhaf." Diye lavabodan çıkarken gülümsedi. O da üzgünlüğümün farkındaydı ve beni gülümsetmeye çalışıyordu.

"Bugün içmeye gidelim mi?" Selin bunu diyince şaşırdım. "İçmeye?" kafasını salladı. "İyi de sen içmezsin ki." Kafasını yine salladı. "Evet ama kızlar gecesi gibi bir şey yapalım ve Amerikan filmlerindeki o barlara gidip mükemmel geceyi yaşayalım." Onun bu hevesli haine kıkırdadım. Her şeyi filmlerdeki gibi zannediyordu. Evet, çoğu olay filmlerdeki gibi oluyordu. Hatta şuan Bay Hood'la yaşadığımız olaylar tam bir film senaryosu gibiydi.

"Tamam." Kafam sallarken o da gülümsedi. "Gerçekten mi?" inanmıyor gibi gözlerini büyüttü. "Evet, bir iki içer geliriz."

Her zamanki gibi kendi valizini yok sayarak benim tişörtlerimden birini giydi. Ben de onun valizine yaklaştım.

Hey bu tişörtler de fena değildi. Hatta güzellerdi. İçlerinden en beğendiğim siyah kollu tişörtü çektim. Önünde arkasında ve kollarında beyaz semboller vardı. kendi dolabımdan da lacivert dar pantolonumu çıkarttım ve giyindim.

Selin gözlerine rimel sürüyordu. İşi bittiğinde yanına gittim ve sarıldım. Onun yanımda olmasına hala inanamıyordum. Hala nasıl burada olduğunu düşünüp duruyordum. Hele ki böyle zor bir zamanda yanımda birine ihtiyacım vardı ve bu kişinin Selin olması çok güzeldi.

Şaşkınlığı geçtikten sonra o da bana sarıldı. "Hey sakin ol tamam mı, bugün güzel bir gün olacak." Göz yaşlarımı geri yollamaya çalıştım. Evet bugün güzel bir gün olacaktı.

-

"Günaydın arkadaşlar." Bay Hood'un sesini duyduktan sonra ellerim titremeye başladı. Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Her gün matematik dersi olmasaydı belki daha iyi hissedebilirdim. Aslında kimi kandırıyorum ki, onu görmeye muhtaçtım.

maths teacher // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin