Multimedia: CemreLorde - Royals
*
2.BÖLÜM: "KATLİAM"
Gördüklerim karşısında tam anlamıyla dilim tutuldu. Tüm benliğim öfkeyle kavrulurken, ben öylece baktım. Çünkü gördüklerimi daha tam kavrayamamışken ortaya atlamak cesaret değil, aptallık olurdu.
Tüm mahalle insanları toplanmış, katliam diyebileceğim olayı izliyorlardı. Mahallenin ortasında kalın bir direğe bağlanmış kandan yüzünü göremediğim ama tahminen vücuduna ve giyinişlerşne bakınca, benimle aynı yaşlarda -17 veya 18- olan çocuk kemerle dövülüyordu. Elinde kemer olan adam mı desem amca mı desem bilemediğim yaşlı adam, çocuğa insafsızca kemer darbelerini indiriyordu.
Oradaki insanların neden ses çıkarmadığını direğin yanındaki izbandut gibi olan 10'a yakın adamdan olduğunu varsaydım. Çünkü zevk için izlediklerini düşünmek hem kanımı donduruyordu hem de aç olan öfkemi doyurmaya yeterde artardı.
Elinde kemer tutan adam sanki komik bir şey varmış gibi gülerken, ben şaşkınlıktan öylece bakıyordum. Yanımda varlığını unuttuğum Cemre'nin hıçkırığını işittiğimde ona doğru döndüm. Ellerini ağzına koymuş, dolu gözlerle karşısında dayak yiyen çocuğa bakıyordu. Kolunu kavradım ve anlamsız gözlerle ona baktım.
"Cemre, ne oluyor?" Transtan çıkmış gibi bir anda bana doğru döndü.
"Ha, ne oldu?" Şaşkınca soru sormasını anlıyordum çünkü karşımızdaki çocuk kemerle dayak yiyordu. Ki Cemre'nin buraya 'abi' diyerek koşmasını unutmamıştım.
Yüzümü hafif yüzüne yaklaştırdım, gözlerimi kısarak ona baktım. "Cemre neler oluyor, diyorum!" Sesimi yükselttiğim anda Cemre irkildi ve tekrar karşısındaki direğe baktı.
"Kemerlenen kişi abim." Neden durdurmadığımızı soracakken sanki anlamış gibi, "Az sonra bitecek ve sıra başkasına gelecek." dedi.
Ne demek oluyordu bu? Neden kimse durdurmuyodu? Bu katliam diye anlamlandırdığım olaya, neden herkes seyirci kalıyordu? Tam o tarafa doğru adımımı atmışken Cemre kolumu tuttu.
"Bak oraya." Tekrar dönüp oraya baktığımda iki izbandut adam demiri çevreleyen ipi çözüyordu. Az sonra ipi çözdüklerinde çocuğun yere düşeceğini zannediyordum ama çocuk sanki kemerlenmemiş gibi direkten sırtını çekti. Onu döven adama baş selamı verip, mahallenin diğer tarafına doğru yürüdü. Ne? Selam verdi!
Bu olanlar karşısında zaten iri olan gözlerim kocaman açıldı ve dosdoğru Cemre'ye döndüm. "Ne demek oluyor bu olanlar?" Şaşkınlığım sesime direk yansımıştı, Cemre yaşlı gözlerini bana çevirdi.
"Gel, anlatacağım." Kolumu tutup ince olmasına rağmen kolayca beni çekip, dayak yiyen abisinin gittiği yola götürdü. Giderken yeni bir erkeğin o demire bağlandığını gördüm, durup derin bir nefes aldım.
"Cemre son kez soruyorum. Bu olanlar neyin nesi!" Artık çıldırmanın eşiğindeydim. Böyle bir katliama herkesin sakince izlemesi ve o sadist adamın gülerek milleti kemerlemesi akıl sınırlarımı aşıyordu.
"Bak Bade, sakin ol. Abimin yanına gidelim söz veriyorum anlatacağım. Ama lütfen onu görmem lazım." Çaresizce kurduğu bu cümlelerine sadece kafa salladım ve beni çekiştirmesine izin verdim.
Cemre bir yerde durunca bende önünde durduğumuz eve baktım. Dört katlı, en aşağısındaki katın garaj olduğu, duvarları koyu laciverte boyanmış ve mahalleye göre oldukça dikkat çeken yere boş gözlerle baktım. Cemre garajın önüne doğru giderken bende annesini takip eden ördek misali peşine takıldım. Garajın kapısını açıp bana kısa bir bakış attı. O içeri girerken bende içeriye doğru adımımı attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUSKUNLAR
Roman pour AdolescentsBİLMEDİĞİM BİR MAHALLEYİ KEŞFEDERKEN NEREDEN BİLEBİLİRDİM Kİ O MAHALLENİN HAYATIMI TAM ANLAMIYLA DEĞİŞTİRECEĞİNİ? YAŞADIKLARIYDI ONLARI "SUSKUNLAR" YAPAN. SUSTUKLARI İÇİN DEĞİL; İÇTEN İÇE İSYAN ETTİKLERİ İÇİN. HÜKMEDİLMEKTEN KAÇIP, KÖLELEŞTİRİLDİKL...