4.BÖLÜM: "OKUL"

184 42 0
                                    

Multimedia: Emir

Taylor Swift - Wildest Dreams

*

4.BÖLÜM: "OKUL"


Sabah her ne kadar alarm yüzünden kalkmak istesem de kabuslarım yüzünden kalktım. Kabus görünce terlemeyen biri olduğum için yataktan kalkıp duş almaya gerek duymadan sadece yüzümü yıkadım. Havanın hafif aydınlık olduğunu görünce saate baktım, 06:00. Okulun başlamasına yaklaşık üç saat olduğu için sıkıntıdan tekrar yatağa oturdum.

Dün olanları hatırlayınca gözlerimi yumdum. Fazla insafsızcaydı. İçimdeki melek "Koş kurtar onları Cihangir piçinin elinden!" desede dinlemeyecektim. Sen meleksin nasıl küfür edersin? Onu dinlemeyip şeytanın sesine kulak verdim.

"Senelerdir başa çıkıyorlarsa bir bildikleri vardır elbet. Seni ilgilendirmez." Doğruydu ama Savaş'ın o sözleri, bir anda parlaması aklımı kurcalıyordu. Utku ona göre daha güler yüzlüydü, Cemre ise çocuksu davranışlarıyla çok tatlıydı. Hepsinin farklı karakterleri var gibiydi ya da beni tanımadıkları için tam olarak gerçek kişiliklerini göstermemişlerdir. Eğer doğduklarından beri bu muameleye katlanıyorlarsa aileleri neden ses çıkarmıyordu? Peki ya mahalledeki insanlar? Bu olanlara kafa yormayı bırakıp kendi hayatımdaki olayları düşünmeye başladım.

Dünden beri boğazımdaki düğüm geçmek yerine gördüğüm rüyadan sonra daha bir büyümüştü. Öyle kötü hissediyordum ki. Sanki gerçek hayattaki duyguları daha az, kabusumdaki olayları daha gerçekçi yaşıyor gibiydim. Kabuslarım sürekli tekrarlandığı için daha katlanılamaz hale geliyordu. Bazen kabus görmemek için yatmıyordum fakat bir süre sonra dayanamayıp uyuyordum. Her gün görmesemde kabusları gördüğüm zaman çok fazla etkileniyordum.

Kafamı kaldırdım ve düşüncelerim dallanıp budaklanmasın diye odamı incelemeye başladım. Duvarların koyu mor rengi ortamı kasvetli hale getiriyordu ama ben eşyalarımı açık renk kullanarak o havayı dağıtmıştım. Giysi dolabım, çalışma masam ve sandalyem, yatağımın yanında iki küçük masa; kırık beyazdı. Yatak örtüsü, halı ve camın önünde duran kitap okuma koltuğum; koyu mordu. Sadece kitaplığımın rengi farklıydı; mat siyah.

Odam küçüktü ama seviyordum, sadece benim zevkime uygun döşenmişti. Zamanında bunun için babamla iyi bir tartışma içine girmiştik, neyse ki benim zaferimle sonuçlanmıştı.

Duvardaki saatin 07:43 olduğunu görünce yataktan kalktım. Dolaptan okul kıyafetlerimi çıkardım, giydim. Kendime boy aynasından bakttığımda, siyah okul eteğimin yamuk olan kısmını düzelttim. Okul kıyafetlerini seviyordum. Siyah dizimin bir karış üstünde etek ve beyaz gömlek. Üzerime soğuktan donmamak için kalın polarımı giydim, yine işimi garantiye alıp dizimin altında kalın siyah çorapta giydim.

Aynaya yaklaşıp yanağımda hüküm süren sivilceye baktım. Her ne kadar sivilceden nefret etsem de bir o kadar çikolata yiyordum ve sonuç hüsran oluyordu. Aynadan sivilceyle kesişmeyi bıraktım, saçımı at kuyruğu yaptım. Odadan çıkarken günün çabuk geçmesi için bildiğim tüm duaları sıraladım.

***

Bugün pazartesi olduğu için normalde tören olurdu fakat havanın soğukluğu yüzünden İstiklal Marşı'nı sınıflarımızda okuduk. Normal devlet lisesinde 11. Sınıf öğrencisiydim. Okulu her kalsik öğrenci gibi sevmeyenlerdendim.

Sınıfta, cam kenarı en arkada ben ve Belinay oturuyorduk. Belinay tanıdığım en  sempatik kızlardan biriydi. Morali bozuk olmadığı zamanlarda en çok kahkaha atan ve kahkahasını durduramayan tiplerdendi. Siyah saçları, beyaz teni ve ela gözleriyle bana göre oldukça güzel bir kızdı. Liseye başladığım ilk sene, aynı sırada oturmaya başlamıştık ve o yıldan beri hep beraberdik.

SUSKUNLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin