5.BÖLÜM "SUSKUNLAR SOKAĞI"

192 41 11
                                    




Multimedia: Bade

John Newman - Love Me Again

*

5.BÖLÜM: "SUSKUNLAR SOKAĞI"


Kolumdaki saatin, akrebi ve yelkovanı anlaşmış gibi üçü gösterirken eve geç kalmamam konusunu aklıma kazıdım. Bir kavga daha çıkarsa öfkemi kontrol edemezdim. Zaten mahallede olanlar yüzünden pimi çekilmiş bomba gibiydim, her an patlayabilirdim.

Saate bakmaya son verip, mahalleye doğru giden sokakta yürüdüm. Attığım her adımda kafamı dik tutarak korkmadığımı beden diliyle anlatmaya çalışıyordum. Çünkü beden dili; rakibime kol gücünden çok psikolojik sekteye uğratır, afallatırdı.

Cihangir denen adamı kendimce rakibim bellemem, savaş bayraklarını çıkarmam ayrı bir konuydu fakat bu sefer suskun kalacağımı pek sanmıyordum. Bu yüzden gardımı tam anlamıyla almam benim lehime olurdu.

Mahallenin girişinde olan dönemeçte durup derin bir nefes aldım. Şu an mahalleyi görmüyordum, dönemeçten sonra karşıma çıkacaktı. Mahallede tekrar aynı vahşeti görmek, ölümüne korkutuyordu beni. Korkuyordum fakat Cihangir'den değil bizzat kendimden, yapacaklarımdan ötürü.

Esen sert rüzgarla saçlarım yüzümde dans etti. Bileğimdeki, bileklik niyetine kullandığım tokayı çıkartıp saçlarımı at kuyruğu yaptım. Havanın soğuk olması benim aleyhimeydi çünkü titrememi zar zor durduruyordum. Okul eteğimin Marliyn Monroe misali uçuş uçuş olmasını hesaba katmıyordum.

Beklemek fayda sağlamıyordu, kısıtlı olan zamanımı törpülüyordu. Vücudumda şaha kalkan cesaret, korkunun dilini yutmasına sebep oldu. Vakit cesaret vaktiydi. İfadesiz yüzüm ve dik yürüyüşümle dönemeci geçip mahalleye girdim.

Mahallenin ortasındaki direğe kimsenin bağlanmamış olması aç olan öfkemin durulmasına sebep oldu. Mahalledeki tüm evler direğin etrafını 360 derece sarmıştı. Sadece Cemre'yle garajına girdiğimiz lacivert ev, diğer evlere oranla daha geride kalıyordu. Etrafta kimsenin olmamasını garip karşılasam da aldırmadım.

Yavaş adımlarla lacivert eve doğru yol aldım. Ortamın yeşillik olması yapılan katliamı kamufle ediyor gibiydi. Yalnız, unutulan mühim bir ayrıntı vardı; direği çevreleyen kan.

Lacivert evi görünce garaj kapısına yürüdüm, kapıyı sertçe ittirdim. Kum torbası beni karşılayınca tüm öfkemi ona kusmak istedim. Yumruk darbelerimi insafsızca indirmek istedim ama yapmadım. Pimi çekilmiş bomba yanlış yerde patlarsa, patladığı yeri yakardı.

"Bade?" Kum torbasıyla bakışmayı kesip adımı söyleyen Cemre'ye baktım. Dörtlü koltukta Utku ve daha önce görmediğim esmer bir kızla oturuyordu. Şaşkınlığı tüm suratını esir almıştı.

Ona cevap vermedim, etrafı göz hapsine aldım. Her şey aynıydı, dün ile değişen tek şey benim düşüncelerimdi. Dün oturduğum tekli koltuğun boş olduğunu görünce oraya oturdum. Cemre'lere dönüp "Selam." dedim. Benim ifadesiz yüzüme karşı Cemre, şaşkın suratıyla ışıl ışıl gülümseyerek "Hoş geldin." dedi. Utku ise sırıtarak "Suratsız." dediğinde gözlerimi devirdim.

Koltuğun sonuna oturmuş esmer kızın kaşlarını çatarak bana baktığını fark ettim. Aynı bakışlarla onu süzdüm. Cemre gibi siyah saçları vardı fakat Cemre'nin beline kadarken onun omuzlarında bitiyordu. Siyah zeytin gibi gözlerine rimel ve eyeliner sürüp daha belirgin yapmıştı. Yüzü genel olarak güzeldi, iddalıydı. Benim yaşlarımda gözüküyordu.

Cemre boğazını temizleyip bakışmamızı bozdu. Beni gösterip kıza "Bade," dedi. "Dün mahallede karşılaştık ve arkadaş olduk." Kıza yapığı açıklama bitince bana döndü.

SUSKUNLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin