Kapıyı çekip çıkmamın ardından en fazla beş dakika geçmişti , yine tek başıma kalmıştım. Sokağın ortasında dikilmiş öylece bekliyordum. Babamın peşimden gelip bana sarılmasını istiyordum . Yine eskisi gibi olalım istiyordum. Kimse aramıza giremesin istiyordum. Ben yine eskisi gibi olmak istiyordum . İstiyordum sadece...
Karşıdaki parka yürümeye başladım Banklardan birine yerleşip bacaklarımı kendime çektim. Başımı ellerimin arasına gömdüm.
- FLASHBACK -
Kapıyı çaldıktan sonra o kadının açmasını bekliyordum fakat karşımda babamı buldum. İçimde yükselen adrenalinle birlikte kalbimin atışları hızlanmıştı. Sanırım babamı özlemiştim . Fazlasıyla...
Kollarımı hızlıca beline sararken başımı göğsüne yasladım . Babam sanki ben yokmuşum gibi geri çekilirken aramızı açtı. Yüzüne ifadesizce bakmaya başladığımda kafasını çevirerek kanepelerden en yakın olanına oturdu. Eliyle 'gel ' işareti yaparak yanına çağırınca yavaş adımlarla yanına ilerledim.
" Bu kaçıncı oldu Esin , kendine çeki düzen ver artık. " Neyden bahsediyordu şimdi? Yüzüne bakmaya devam edince ses tonunu yükselterek bağırdı. " Gecenin bir vakti evden kaçmak ta ne ? "
Gözlerim dolmaya başlarken titrek bir nefes aldım. " Ben kaçmadım " dedim sessizce.
" Ne demek kaçmadın ? Annen hiç de öyle demedi. Yalana mı başladın şimdide . Hı? " diye tekrar bağırdı.
" O benim annem değil . Beni o evden attı. Anladın mı? "
" Tamam hayatım boşver , bir daha yapmaz ." dedi bir tanecik karısı. Ayağa kalkıp karşısına geçince suratına bir yumruk atmamak için zor duruyordum. " Ne diyorsun sen ya ? Ben mi kaçtım evden , sen atmadın mı ? Hadi söylesene . " diye bağırdım . Babam da ayağa kalkarak aramıza girdi. Gözlerini yalandan doldurup içeri ilerlemeye başladı. Babam her ne kadar ismini söylese de ilerlemeye devam etmişti. Tabii babam hemen bana dönünce de bana sinsi bir sırıtış yollamaktan geri kalmamıştı.
" Laflarına dikkat edeceksin . O senin annen " diye kükredi yüzüme.
" O BENİM ANNEM DEĞİL " diye tekrar ettim bastırarak. O kadın benim annem olamazdı. Kimse annem gibi olamazdı.
Yüzüme inen tokat darbesiyle geriye doğru sendeledim. Ağlamaya başlamıştım işte. Acıdan dolayı değil babamın o kadın yüzünden bana el kaldırmasına ağlıyordum.
Göz yaşlarım durmaksızın akarken dizlerimin üzerine düştüm. Hıçkırıklarım artarken elimin tersiyle gözlerimi sildim. Babam yanıma eğilip kaldırmaya çalışınca deliler gibi bağırdım. Avazım çıktığı kadar Şu an ne yaptığımın bir önemi yoktu. Tek bildiğim şey susmaya devam edersem daha fazla acı çekeceğimdi. İçimdekileri çıkarma vakti gelmişti. " Dokunma bana " diye bağırdım ağlayarak.
" Dokunma"
Babam beni zapt etmeye çalışırken bir kez daha bağırdım. " Sen , baba biliyor musun? Sana defalarca dedim. Anlatmaya çalıştım. Ama sen... " burnumu çekerek devam ettim. " Bana inanmadın baba , o kadına inandın. Görmüyor musun yaptıklarını ha ? Ayda 1-2 gün geliyorsun. Senin için önemli olan hep işlerindi zaten. Sen baba beni hiç anlamadın. Artık kalmayacağım burada . " diyerek bitirdim söyleyeceklerimi. Yavaşça kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapının kolunu kavradığım gibi babam önüme geçti.
" Eğer ... eğer bu evden çıkarsan seni silerim , yemin ederim ki bir daha bu eve giremezsin."
Artık hiç bir şey umurumda değildi. Ve ben o kapıdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KIRINTILARI #Wattys2017
Chick-LitBabasını hiçe sayan bir genç kız , hayatını hiçe sayan. İki arkadaş. Kardeşler gibi yakın. Büyük sırlar , pişmanlıklar , göz yaşları ... İmkansız olan aşklar. Unutulmuş hayaller. İntikam isteyen bedenler. Bir genç kızın sırlı hayatı... "Kurtulmak...