" Hiç bir şey anlatmam gerekmiyor. " diye çıkıştım.Derin huzursuzca yerinde kıpırdanmış Berke ye yardım isteyen gözlerle bakıyordu.
Mert kahkahalar atmaya başladığında gözlerimi üzerine kilitledim. Birden bu ruh hali değişimi garibime gitmişti.
Gülmesi bile çok tatlıydı.
Aşırı tatlı.
" Hey sadece şakaydı. Sinirlenme hemen . " dedi gülücüklerinin arasından. Vücudum gevşerken derin bir nefes aldım. " Hiç bir şey anlatmana gerek yok. Az çok tahmin edebiliyorum zaten. Neyse karnın aç mı? " Tahmin ettiği şeyi deli gibi merak etsem de hiç bir şey demedim.
Kafamı sallayarak " Aslında biraz açım. " diyerek onayladım. Derin ayağa kalkıp karşımda durdu.
" Üzerini falan değiştirmek ister misin? Ben yiyecek bir şeyler hazırlayayım size. "
Aslında bir banyo yapsam fena olmazdı. İkimizde salondan ayrılıp uzun koridorda bulunan en sondaki odaya girdik. Derin ardımızdan kapıyı kapatırken bana döndü. " Burada kalabilirsin. Bir şeye ihtiyacın olursa mutfakta olacağım. " diyerek beni yalnız bıraktı. Oda o kadar küçük değildi. Hatta biraz büyüktü. Duvarlar açık bebek mavisi rengine boyanmıştı. Kapıdan girdikten sonra hemen sol tarafta kocaman bir gardırop, onun yanında ise bir kitaplık vardı. Tam karşıda bir yatak ve sağ tarafta ise çalışma masası mevcuttu. Yatağa yeni serildiği belli olan mavi üzerinde beyaz benekler olan nevresim takımının üzerine kuruldum. Buraya gelmeden önce çantamın içine tıktığım kıyafetlere göz gezdirirken bir kaç parçayı ayırdım. Mutfağa doğru ilerleyerek Derin ' in yanına geçtim. " Şey banyoyu kullanabilir miyim acaba? " İlk kez gördüğüm ve ilk kez kaldığım bu evde banyoya girme fikri bana tuha gelse de yine de sormuştum. Derin doğradığı domateslerden başını kaldırarak bana döndü.
" Tabii ki ama ilk önce karnını doyur. " Beyaz masanın etrafında bulunan sandalyelerden birine oturdum. Derin hazırladığı sandviçleri masaya bırakarak dolaptan meyve suyunu çıkardı. Bardaklara eşit miktarda doldururken Mert ve Berke de masa da yerlerini almıştı. Hep beraber karnımızı doyurmaya başladık. Berke sandviçini bitirdikten sonra Derin ' in yanağını öperek içeri geçti. Kısa süre sonra Mert te gitmişti. Kirlileri toparlamak için kalktığımda Derin elimdekileri bıraktırdı. " Sen otur ben yaparım" İtiraz ederek kafamı salladım. " Yardım edeyim bari içim rahat etmez. "
Ama bu dediklerim Derin ' i kararından vazgeçirmiş miydi? Hayır.
Beni itekleyerek dışarı çıkardıktan sonra banyoyu gösterdi. " Sen şimdi işini hallet ben içeriyi hallederim." diyecek bir şeyim olmadığına göre mecbur kabul etmiştim.
Gösterdiği kapıdan içeri girdiğimde ardımdan kapattım. Kıyafetlerimi çıkarıp kenara koydum. Suyu açarak küvetin dolmasını bekledim. Ve dolaptaki köpüklerden içerisine sıktım. Vücudumu içerisine sokarak yıkanmaya başladım. Buraya gelmekle en iyisini yapmıştım. Aksi halde daha fazla katlanabileceğimi sanmıyordum.
Yıkanma işimi tamamladığımda dolaptaki katlanmış olan havlulardan lacivert olanı bedenime sardım. Sessizce kapıdan çıkıp odaya girecektim ki Mert ile karşı karşıya gelmem bir oldu.
" O benim havlum mu? " dedi sinsice sırıtarak.
" Nereden bileyim ben rastgele aldım. " dedim sesimdeki titremeye engel olamayarak. Hala dikilmeye devam edince içimden bir an önce burayı terk etmesini istiyordum. Gözleri vücudumda arsızca gezinirken kendimi çok kötü hissetmiştim. Sonunda Berke ' nin Mert ' e seslenmesiyle bir anlık boşluğundan yararlanarak odaya doğru koştum. Ve kapıyı kapatarak sırtımı kapıya yasladım. Mert ' in kahkahaları buraya kadar geliyordu. Lanet olsun rezil olmuştum. Nefes alış verişlerim belli düzenine uygun atmaya başladığında yatağın üzerine ayırdığım kıyafetleri üzerime geçirdim. Siyah iç çamaşırlarımı giydikten sonra Hardal renginde olan taytımı altıma geçirdim. Onun üzerine de krem renklerinde bir kazak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN KIRINTILARI #Wattys2017
ChickLitBabasını hiçe sayan bir genç kız , hayatını hiçe sayan. İki arkadaş. Kardeşler gibi yakın. Büyük sırlar , pişmanlıklar , göz yaşları ... İmkansız olan aşklar. Unutulmuş hayaller. İntikam isteyen bedenler. Bir genç kızın sırlı hayatı... "Kurtulmak...