way out || hemmings

epilogue

"Valentine!" diye çıkıştı kapıyı açtığımda. Kapıda dikilen saçları birbirine karışmış, gözlerinin altı çökmüş ve oldukça zayıflamış bir Luke Hemmings vardı. Nefesim kesiliyor gibi hissediyordum, burada ne işi vardı ?

"Sanırım sende hala bir kaç eşyam vardı,onları almaya geldim güzelim." işaret ve orta parmağını yanağıma uzatıp makas aldığında kaşlarımı çattım. "Sarhoş veya uçuk falan mısın?" dedim o içeri geçerken.

Sorumla birlikte duraksayıp bana döndüğünde onu daha yakından gördüm.

O dağılmıştı.

"Seni çok özledim." bir şey unutmuş gibi yanıma geldiğinde aniden bacaklarımı kavrayıp beline doladı. Dudaklarını açlıkla dudaklarıma bastırırken ellerimle onu itmeye çalıştım. Ama ellerimi tutup parmaklarımızı kenetlediğinde sırtımın duvara değdiğini hissettim.

"Seni çok özledim." dedi tekrardan fısıltıyla. Yutkunup onu onayladığımda, o gittikten sonra her şeye yeniden başlayacağımı farketmiştim. Ama bunu ona söylemeye fırsat kalmadan beni tekrar öptüğünde üzerimdeki tişörtü sıyırıp atmıştı.

Bu yanlış hissettiriyordu, tanrı aşkına onu daha dün televizyonda sevgilisiyle el ele görmüştüm. Bir kaç küfür ve çikolata seansından sonra yeni kendime gelebildiğimde aniden ortaya çıkıp beni öpmesi çok yanlıştı.

Altımdaki şortun varlığı kaybolduğunda soğuk duvar irkilmemi sağlıyordu ama Luke'un vücudumda gezinen ıslak dudakları yanında bir hiçti.Kendimi ona bastırıp ismimi mırıldanmasını sağladığımda daha da sıkı tutunup gülümsedim.Bende onu özlemiştim.

"Luke?" dedi titrek ve ince bir ses. Gözlerimi açıp karşımda kapıda dikilen esmer kıza baktığımda kalbimin sıkıştığını hissettim.

Bu oydu, televizyonda eski sevgilimin elini tutup, konserde gösteriş yaparmış gibi onu öpen kızdı.

Luke duraksadı fakat çok sürmeden öpücüklerine devam etti. Kahverengi gözleriyle bana şaşkın bakışlar yolladığında şokta olduğunu anlamıştım.

Omuzlarından tutup Luke'u ittiğimde geri çekildi ve gözlerime baktı. Yanaklarım ısınmıştı ve her an ağlayacakmış gibi hissediyordum. Sanki yeni aklına gelmiş gibi arkasını dönüp esmer kızı gösterdiğinde umursamazca bana geri döndü.
"Oh, o mu ? Dert etme, atlatır." elleri belimi kavradığında onu tekrar ittim.

Ona ne olmuştu böyle ?

Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp,insanları kırmamak için gayret gösteren Luke, şimdi sevgilisinin dert etmeyeceğini düşünerek onun önünde eski sevgilisini yiyordu.

Bir kaç gündür twitter ve tumblr'dan onu bu hale sen getirdin gibi mesajlar alıyordum fakat gerçekten görene kadar inanmamıştım. O gün havaalanında yaşananlar tabi ki videoya alınmıştı ve bu bana olan nefreti üçe katlamıştı, ironikti. Luke'un instagram isminin değişmesi,hayranları sikine takmaması, gözlerinin uyuşturucu kullanıyormuş gibi görünmesini ve konserlerde bir kaç şarkı sözü unutmasını bana bağlıyorlardı, üstelik tek yaptığım bir defa da olsa kendimi düşünmekti. Ki bu daha ironikti.

"Hayır,hayır ağlama Val." dedi ve hızla parmaklarını yanağıma bastırdı. Burnumu çekip ellerini ittiğimde, o hatayı tekrar yapmak üzere olduğu mu fark ettim. "Kalan eşyalarını topla ve git Luke." dudaklarıma eğildiğinde fısıldadım ve kaşlarını çatışını izledim.

Belki Luke'u aşamamıştım ama istemediğimden değildi. Hayatımdan gerçekten çıkmasını istemiştim, bunu kalpten dilemiştim hatta. Ama bu dileğim gerçekleştiğinde kalbimden geriye kalan pek bir şey yoktu. Tanrı Aşkına, Jennifer Anniston bile Brad Pitt'i aştıysa, Luke kolay lokma olmalıydı değil mi ? Fakat ben hala onun üzerine atlayıp Angelina Jolie gibi bir sürü çocuk yapmak istiyordum.

Belki de bundan yıllar sonra birilerine, torunlarıma veya çocuklarıma, bir yıldız ile,Luke Hemmings ile çıktığımı anlatırdım ve sonra bir daha hatırlamazdım.

Onlara hayatıma ışık getiren ama kayıp gittiğinde hayatımı mahveden o yıldızı anlatırdım.

Elinde bir kaç kumaş parçası ile kapıyı ardından sertçe kapatan Luke Hemmings'i anlatırdım.

_______

Son bir söz yazmak istedim, ama hepimiz biliyorduk ki bu hikayenin mutlu sonu olamazdı :(

Bu hikayeyi hatırlamanız dileğiyle,,,