Tarifsiz hislerle çevrelendi etrafım. Farklı renklerden oluşan duygu tonlarıydı bunlar, daha önce hissetmediğim kadar orjinal ve eşsizlerdi. Hala gözlerime bakıyordu.Bu sefer daha derindi bakışları... Kalp ritmim gözlerine odaklandıkça sanatsallığını yitirip saçmalamaya başlamıştı. Bu çok karmaşıktı! Buraya onun gerçek olmadığını kendime kanıtlamaya gelmiştim. Ama göz bebekleri kendi gerçekliğimi sorgulamama sebep olacak kadar keskindi. İçime batırdıkça canımı yakmayan bir bıçak misali.
-"Daha ne kadar orada duracaksın?" dediğinde ne kadar süredir sessiz kaldığımı unutmuştum.
Söyleyecek bir şey bulamadım kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açtığında hala gülümsüyordu. Üstünde ki beyaz gecelik başka kimseye bu kadar yakışamazdı sanırım. Onu ikinci görüşüm olmasına rağmen ona bağımlı hale gelmiştim. Hastalıklı bir şeydi bu. İçeri girdim bana yolu gösterirken yürüyüşünü izlemek bile huzur vericiydi. Oturmam için parmağıyla koltuğu gösterdi. Hala hiç birşey söylememiştim. Kalp atışlarım o kadar yüksek geliyordu ki düşünmeme engel oluyordu adeta. O an ki psikolojimi anlamış olacak ki içeri gidip iki tane kadeh ve bir şişe kaliteli fransız şarabı getirmişti. Hareketleri o kadar özenliydi ki. Başka bir insan bu kadar düzgün olsa yapmacık olduğunu düşünürdüm. O ise bu haliyle o kadar içten o kadar samimi geliyordu ki. Şarabı doldurup uzattı. İlk kadehi hızlıca içtim. Çünkü rahatlamam gerekiyordu. İkinci kadehi doldurduğunda kendi şarabını yudumladı ve piyanonun başına oturdu.
O tanrısal melodisini çalmaya devam etti. Yakından ve onu izleyerek dinlediğimde daha da sonsuz bir huzur olduğunu anlamıştım müziğinin. Sonsuza kadar bu halde kalabilirdim. İçimdeki anlam arayışında haykırıp insanları katletmeme sebebiyet veren benliğim. Çığlık atmayı bırakmış o bile bu melodiye kulak veriyordu.Cevap veremediğim sorulardan merakımı en çok rahatsız eden bu eşsiz duygu fırtınasını yaratan melodinin notaları mıydı? Yoksa notalara hayat verentapılası kadının parmakları mı? Şarabın düşük alkol oranı bile melodiye kulak verip kanımda dans etmeye başlamıştı. Hafif bi sersemlik ve bir mayışma hissiyle ayağa kalktım. Nedensizce arkasına gidip boynuna dokundum. Elle tutulur bir tepki alamamıştım. Ama piyanonun parlak siyah yansımasından net olmasada yüzünde tebessüm oluştuğunu sezebiliyordum.
Hayır bu olmamalı! Hayatıma anlam veren sebep ve bu sebebe hizmet eden amaç önemsizleşiyordu onun yanında. Hemen arkamı döndüm melodiyi duymamak için içten içe çığlıklar atıyordum . Ceketimi almak için koltuğa doğru dönüp uzandım. Çığlıklar işe yaramış olacak ki müzik sesini işitmiyordum.Çıkmam gerekiyordu. Kapıya yönelmek için arkamı döndüğümde hemen önümde duruyordu. Burunlarımızın arasında 2 cm den az vardı. Sadece durmakla sınırladımkendimi çünkü ellerimin titrediğini farkettim. İstemsizce gözlerimi kapattım.
Cennette gibiydim dudağımda yumuşak ama gittikçe sertleşen bir öpücük hissettim. Dünyanın en güzel tadıydı sanırım dilimde hissettiğim acımasızca bağımlılıkyapıyordu her geçen saniye daha fazla.Korkusuz, cürretkar bi o kadarda masum ve eşsiz Aslında öpücüğün dudaklarımı acıtmasının benim suçum olduğunu anladım.Beni öpmeye başladığında farkında olmadan tüm gücümle onu kendime bastırdığımı farkettim. Sezgilerim biraz dinlenmek için izin istemişti. Onların yerinede duygularım ve hormonlarım fazladan mesai yapıyor gibiydi. Çünkü hareketlerim yapmayı düşündüklerimin zıttıydı ve buna engel olamıyordum. Üstümü çıkarmaya başladı. Bende onun üstünü çıkardım ki. İçimden sadece sarılmak geldi. Onunla sevişmek istemiyordum en azından şimdilik. Dünyaya ,insanlığa ve sisteme karşı içimdeki anarşist duygulardan muaf birini bulmuştum. O kadar güzeldi ki ona zarar vermeyi değil onu korumayı bir ömür onunla yaşamayı istemiştim. Sanki düşüncelerimi okuyor olacakki sadece sarılıyordu bana sımsıkı.
-"Benimle uyur musun?" diye fısıldadı kulağıma ismini bile bilmediğim ama varlığına tapılası duyguların hissettiğim eşsiz kadın.
Hiç bir şey söylemedim. Fakat bu sefer söyleyemediğimden değil bu anı kelimelerle kirletmek istemedim. Etrafımda farklı renk bulutları iç içeydi renkler birbiriyle yavaş ve uyum içinde dans ediyordu. Sonra o bulutların renkler değilde duygularım olduğunu farkettim. Onunlayken duygularım somutlaşıyordu. Elinden tutup yatağa doğru yavaş yavaş götürdüm. Uzandı gözlerini gözlerimden ayırmadan sonra yüzünde bir gülümseme belirdi. Yanak kaslarımın hafif ağrısından anladığım kadarıyla öpüştüğümüzden beri yüzümde aptal bir gülümseme vardı. Gidip yanına uzandım ve gözlerimi kapattım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eşi Olmayan Tutku
Mystery / ThrillerBir tat keşfettim yok onun ne eşi ,ne benzeri. Varolanların hepsinin ortak temel sebepleri. Hayatın anlamını aramaya başladığım günden beri. Kaybettim tüm hislerimi anladım benliğimin kendisiyle olan iç savaşını. İçimde kendimden nefret etmekten sık...