4.Bölüm- Bar

85.8K 4.1K 680
                                    

Merhaba güzellerim,

Birçok okuyucu yeni bölümü yayınlamamı istediği için geç olmadan bu bölüme kavuşmanızı istedim. Yorum ve oylarınızı heyecanla bekliyorum.

Bölüm Şarkısı : Banks- Before I Ever Met You

Multimedia: Sırayla Çağın Gürsoy, Enes Erdem, Demir Sezen, Ada Solmaz, Ece Aksoy, Efe Aksoy, Naz Gürsoy

İyi okumalar..

''Kalabalıklar daima tehlikelidir. İçlerinde mutlaka ruhlarını ucuza satan alçaklar bulunur.''- Victor Hugo

Kaçış.

Benliğimin yıllardır ustalaştığı yegane eylemdi.

Baban ruhumu ve bedenimi öldürürken de kaçtım, şimdi de kaçıyordum. Çağın Gürsoy'un tehditkar söyleminden dolayı bir haftadır kaçıyordum. Naz yüzünden bu zor bir eylem olsa da o buz mavisi gözlerden olabildiğince uzaklaşmıştım. Hatta bu kaçma işinde o kadar usta olmuştum ki her an tetikte ve hızlı kaçabilme yeteneğine ulaşmıştım. Enes bu tavırlarıma gülse de neden kaçtığımı bilmediği için rahattı. Ona Çağın'ın her şeyi anladığını söylesem o sıcak kahve gözlerini sinirle çatar ve hesap sormaya giderdi. Bunu yaşamak istemediğim için de susmak ve kaçmak en iyi seçenek gibi gelmişti.

Her zamanki gibi Naz ile çıktığımız bir anayasa dersinden sonra yemekhaneye doğru yol alıyorduk. Aklımda bugün için hangi bahaneyi kullanıp aralarından kaçsam sorusuyla sessizce yol alıyordum. Naz ise bu sessizliğime zıt olarak durmadan konuşuyordu.

"Bu akşam kesinlikle gelmelisin. İlk defa eğlenmek için bara gideceğim ve sensiz olmak istemiyorum." Duyduğum ani teklifle başımı Naz'ın masum yüzüne çevirdim. Onunla eğlenmek tabi ki isterdim ama Naz, babamı tanımadığı için onun böyle bir şeye izin vermeyeceğini bilmiyordu.

"Ben gelemem. Dersler yoğunlaşıyor Naz. Onlarla uğraşıyorum."

Belki de dünyanın en mantıksız ve gereksiz bahanesiydi ama daha bu sabah yaşadığım iğrenç anları düşünürken babamla konuşmak bile istemiyordum. Yine şansım benden yana olmayıp, uyumadığı için yaşadığım acıların hepsi bedenimi sızlatıyordu. Sessizliğim, bedenimdeki keskin hisleri örtmeye çalışırken daha fazla problemi kaldıramazdım. Naz parlak yeşil gözlerini ve en tatlı gülümsemesi ile bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Lütfen Ada, sensiz gidemem ki. Sen benim en yakın arkadaşımsın. Seninle gitmezsem kimle gideceğim?"

Enes'in bize doğru gelen heybetli vücudunu görünce hemen Naz'a onu gösterdim. Bir mağazada çalışan satış elemanı gibi Enes'i göstererek konuşmaya başladım.

"Enes seninle gelmekten mutluluk duyar. Gece hayatı deyince aklına gelebilecek ilk kişi." Küçük bir reklamla Enes'i Naz'a gece için ayarlarken Enes şaşkın yüzü ile bana bakıyordu.

"Neler oluyor burada?"

"Naz gece dışarı çıkmak istiyor ama benim işim var. Bu tatlı cuma gecesi boş olabilecek birini düşündüm ve direk aklıma sen geldin."

Enes her şeyi anlasın diye ona bakarken bal rengi gözleri suratımda dikkatlice dolaşmaya başladı. Sabah yediğim dayaktan sonra makyajımı çok iyi bir şekilde yapsam da Enes sanki her şeyi görüyormuş gibi bakıyordu. Biçimli kaşlarının yavaştan çatılmaya başlamasıyla ve hafifçe kolumu tuttu. Ardından Naz'a döndü ve kibar ama aynı zamanda ciddi sesiyle konuşmaya başladı.

   "Bu gece işini birazdan konuşuruz Naz. Eğer izin verirsen Ada ile özel bir şeyi konuşmam gerekiyor."

Sonlara doğru sert çıkan ses tonu ile gözlerimi yere eğerken Naz bana da yemek alacağını söyleyip yanımızdan gitti. Ben Enes'in hala neye sinirlendiğini düşünürken bizi tenha bir yere götürmesi ile etrafa baktım. Bu geçen gün Çağın ile geldiğimiz odaydı. Haftada bir kere birinin beni burada sıkıştırması ile gözlerimi istemsizce devirdim. Ta ki Enes'in hırıltılı sesini duyana kadar.

Varoluşun HissiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin