1800'lü yıllar
Kimse canımı böylesine yakmamıştı.
O farklıydı. Herkesten bir farkı vardı. Beni kendine çeken bir şeyi vardı. Prens olması ile alakası yoktu. Belki bu çekim güzel bir duyguydu. Uzun zamandır böyle bir duygu yaşamamıştım. Hem canımı yakan hemde beni iyi hissettiren. İnsanlar bu lanetli duyguya aşk diyorlar. Benim taştan oluşan kalbimi gerçekten iyi hissediren ama aynı zamanda acıtan bir duyguydu.
Ona baktığımda hızlanan kalbimi anlamıyordum.
Elimi karnıma koyduğumda hissettiğim duyguyu anlamıyordum.
Çocuğumun olmasıyla cadı neslinin devam etmesi benim için gururdu. Babasının kral olması ve annesinin de cadı olması çok zıttı.
Bunu babasına söylemem gerekti. Bunu bilmeye hakkı vardı. Bu tahtda çocuğunun da hakkı vardı. Emin ve hızlı bir şekilde saraya doğru ilerliyordum.
Kapıya geldiğimde görevliler beni durdurdu.
"Hanımefendi içeri giremezsiniz. "Dedi iri yapılı olan.
Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım. "Beni içeri ya şimdi alırsanız ya da sonuçlarına katlanırsınız."dedim ikisinide bakarak.
İkiside buna güldüklerinde elimi hafifçe kaldırdım. İri yapılı olanı sağ tarafa küçük olanı da sol tarafa fırlatıp içeri girdim. Onun yanına gitmek için sabırsızdım. Bu yüzden hızlı davrandım. Odasının kapısının önünde duruyordum. Açabilirdim ama çok heyecanlıydım. Kendimi biraz sakinleştirdikten sonra kapının kolunu yavaşça aşağıya indirdim. Kapı hafifçe açılınca onu gördüm. Camdan dışarı bakıyordu. Arkadan olan görüntüsünü bile ne kadar asıl olduğunu fark ettim. Kapıyı tamamen açıp içeri girdiğimde beni fark etti ve arkasına hızla döndü. Şaşırmıştı. Ama bir yandan da beni gördüğüne sevinmiş gibiydi.
"Ss-en"
"Evet ben."dedim ve ona daha çok yaklaştım.
"Seni bir daha görmem diye düşünüyordum. Ama şimdi karşımdasın. "Dedi ve elini yanağıma koydu. Ama buna vaktimiz yoktu. Büyük ihtimalle görevliler kendine gelmişlerdi. Ve beni götürmek için geleceklerdi. Bu yüzden konuya giriş yaptım. Mavi gözlerine baktım. Ve konuşmaya başladım.
"Ben hamileyim."dedim ve şişmiş karnımı ona gösterdim.
Şaşkın gözlerle bana baktı ve birden kaşlarını çattı.
"Bunun yalan olmadığını nerden bileyim? Ayrıca sen bir cadısın eğer seninle olan ilişkimi halk duysa bana ne yaparlar hiçbir fikrin var mı?"diye sinirli bir şekilde bağırdı.
"Benim gidecek bir yerim yok."sesim de benimle beraber incinmişti.
"Sen cadısın bir yer bulursun. Şimdi git. Kimse öğrenmeden git. Ve bir daha da gelme." Bu sözler o kadar ağırdı ki uzun süreden beri akmayan gözyaşlarım gelmeye başlamıştı bile.
Cidden bu duygu yüzünden ölmek istemiştim. İşte o an hiçbir şeyi umursamamıştım. Ama onun dediğini yapmıştım. Gitmiştim. Ama geri gelecektim. Ben her zaman geri gelirdim.
Selam uzun zamandır yoktum biliyorum. Çünkü lise çok zor lan. Sınav haftası başladı. Gerçi hala bitmedi ama bitmesine az kaldı. O yüzden yazamadım. Özür dilerim. Umarım beğenirsiniz sizi cok seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cadı
ParanormalBazıları sonradan kötüdür. Bazıları ise doğuştan. Sadece fark edemezler kötülüğün küçük bir bebeğin içine saklandığını.