9.Bölüm - ''YABANCI''
Bölüm Şarkısı: Emre Aydın feat. Model - Bir Pazar Kahvaltısı
Multi: Araf Durukan -Daniel Hamaj-
ARMİNA'DAN
Derin bir nefes aldım, o ciğerlerimi açan enfes kokusunu içime tekrardan çektim. Yakıcı güneş tenimi ısırırken biraz daha sokuldum ona. Yüzümü boyun girintisine gömdüğümde oda eliyle daha çok bastırdı başımı boynuna.
Bugün pazartesiydi. 1 haftaya yakındır okula uğramadığım için vizeler yaklaşmış ve elimde notlarım yoktu. Bugün mutlaka gitmeliydim ama şöyle bir şey vardı ki dersim 2 saat sonraydı.
Hemde çok uykum var iken.
Hemde okula gitmek istemez iken.
Hemde şu an ki konumum o kadar güzel iken..
Ama bu son seneyi bir sıkıntı olmadan atlatmak istediğim için okulu çabucak bitirip rahata kavuşmak, mesleğimin sahibi olmak istiyordum.
Aslında babamlardan kalan mirasımız olan iç mimarlık şirketini yürütebilirdim. Tabii bunun için üniversitede Mimarlık Bölümünü seçmeliydim. Ama ben Konservatuar Bölümü seçtiğim için pekte uygun değildi bu işi yapmama.
Çizimim iyiydi. Bunu herkes söylüyordu. Ama içimdeki o ateşli müzik aşkı yüzünden bu bölümü seçmiştim. Aslında amcalarımdan yardım alsam bu işi yürütebilecek bir kızım. Çünkü daha öncelerde o şirkette katıldığım bir kaç toplantı olmuştu.
Kafamdaki bu düşünceleri bir rafa kaldırdıktan sonra isteksizce Çağlayan'ın göğsünden kalktım.
Çoraplarımı ayağıma geçirdikten sonra yatağın obir tarafına yuvarlanarak geçtim.
O kadar tatlı uyuyordu ki.. Saatlerce onu aralıksız izleyebilirdim.
Saçları karmakarışıktı. Öyle ki yüzünde yastığın izi çıkmıştı. Biçimli burnu, kıvrımlı uzun kipriği, kadınları kıskandıracak derecede güzeldi.
Etli dudakları hafif aralıktı. Yorganı bacağının arasına almış, her zamanki gibi üstü çıplak, kafasında yastık vardı.
Çok dağınık uyuyordu. Bazen öyle bir uyuyordu ki başı aşağıda, ayakları havada uyandığı oluyordu.
Yada bazen kafası ağzımda falan oluyordu. Ben bile böyle uyumuyordum.
Ben bile..
''Çağlayan..''
Tabii ki de beni duymadı. Sesimi biraz daha yükselttim.
''Çağlayan.. hadi kalk.''
Çıt yok.
''Çağlayan dedim!''
''Ha..''
Gözlerimi devirdim.
''Ha öküz ha! Hadi kalk. Okula geç kalacağız!''
''Hıhı..''
''Çağlayan kalk dedim!''
''Tamam be tamam!'' dedi yastığı sinirle yere fırlatıp kalkarken.
Gülümseyip dolabıma doğru yürüdüm.
Çağlayan'a giymesi için siyah kot, yünlü koyu gri bir sweet ve siyah deri ceket çıkardım. Yeni evimin dolabında ona ait bir kaç parça kıyafette yerleştirmiştim.
Aslında o evi buraya taşımayı istese de tabii ki de Dilek anne buna izin vermemiş, evlenmeden beraber uyumamıza bile zor göz yummuştu.
Ama Çağlayan bunu umursamadan her gece benim evimdeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUZ 2 ~Okyanusun Hikâyesi
Dragoste-Serinin ilki olan UYUZ kitabının devamıdır!- ☆☆☆ "...Aklımdan geçenleri artık bir terazide tartamıyorum. Hep bir dengesizlik, hep bir eşitsizlik oluyor. Ne yapacağımı ne zaman mutlu olacağımı bilmiyorum. Huzur du istediğim şey. Birazcık huzur. Bira...