Yine bir cuma akşamıydı.Babam her zaman ki gibi eve 7'den sonra geliyordu. Televizyon seyretmeyi bırakıp ablamın yanına mutfağa gittiğimde ablamın yemek için tepsiyi hazırladığını gördüm. O sırada zil çalınca babamın geldiğini sanıp hızla kapıya koştum ve tam kapıyı açacaktım ki babamın dediklerini hatırladım: ''Ecrin kapıyı açmadan önce kim o? '' demeyi unutma demişti. Bende aynısı yaptım ve kapıdakinin aslı olduğunu anlayınca biraz üzüntüyle kapıyı açtım. Çünkü gelenin babam olduğunu sanıyordum. Aslı'nın olduğunu görünce niçin geldiğini merak ettim.Elindeki poşeti görünce bunun anneme geldiğini anlamam çok geç olmadı. Poşetleri elime alıp aslıya teşekkür ettim ve kapıyı kapattım. Annemin çalışma odasına girip poşetteki kumaşları yerlerine yerleştirdim. Aslı'nın annesi Kevser teyzeyle annem çok sıkı iki dost ve çalışma arkadaşıydı. Ablamın yanına gittiğimde masayı hazırladığını gördüm ve balkona çıktım. O sırada annem ve babamın geldiğini görünce hızla kapıya koştum ve kapıyı açmamla babamın üstüne zıplamam bir oldu. Çünkü babama çok düşkündüm. Beni eğlendirmeyi iyi biliyordu. Her zamanki gibi dudaklarımı büktüm ve cebinden çikolatayı çıkarmasını bekledim. Her zamanki gibi kazanan ben oldum. Babamın yanaklarını sıkıp ''Bu çikilota gibi sini yirim yirim '' dedim.
Yemekler yendikten sonra ablamla annem sofrayı topladılar. Babam da televizyon seyrediyordu. Birden son dakika haberleri geçti ve sabahleyin Avrupa yakasında küçük çaplı bir deprem olduğu ve artçı depremler olabileceği söyleniyordu.Yarın cumartesiydi ve babam beni lunaparka götürecekti bu yüzden annem erken yatmamı söylemişti. Ablamla beraber odamıza geçtik. Havanın soğuk olmasından dolayı ablamla beraber yataklarımızı birleştirdik ve uykuya daldık.
Ezan okunurken ablama sarılı şekilde uyandım hava tam açılmamıştı daha. Sonra bir ses duyuldu. Dışardan çığlıklar geliyordu. Ablamın da kalkmasıyla odamızın kapısı açıldı. Annem kapıda görüldü ve bir anda duvar aşağıya çöktü. Ve annemi son görüşüm o oldu.
Bir anda ''Anneee!!!'' diye bağırmamla uyanmam bir oldu. Yatakta doğruldum ve yanı başımda annem ve babamın fotoğrafını görünce yine bir rüyadan uyandığımı anladım. Bunun bir kabus mu, hayal mi, rüya mı olduğunu bir türlü çözemedim hiçbir zaman. Aradan 11 sene geçmesine rağmen hala onların hasretiyle ömrüm geçiyordu. Bir gün babamın yine ceketinin iç cebinden çikolata çıkaracağı günü bekliyordum.
O depremden sonra ablam Belinay ile Feride teyzemin yanına taşınmıştık. Teyzem bir kliniğin sahibiydi. Ablam Marmara üniversitesi dişçilik okuyordu. Ablam teyzemin kliniğinde staj görüyordu.Bugün erken uyanmam bir yandan iyi oldu. Çünkü bugün Poyraz Kolejinin sınav sonuçları açıklanacaktı.Zaten heyecandan da pek uyuduğum sayılmazdı. Aslı ile beraber aynı sınava girmiştik. Bu bizim için büyük bir fırsattı. Bu sınava 1200 kişi girmişti ve sadece 10 kişi alınacaktı. Ben annesiz babasız bu hayatı sürdürecektim. Aslı ise o depremde annesini kaybetmişti.Telefonumun çalmasıyla Aslı'nında heyecandan uyuyamadığını anladım. :)
/// İLK BÖLÜM BİTTİ ARKADAŞLAR ///
/// BOL BOL YORUMLAR BEKLİYORUZ ///
/// ABLAM PINAR'A TEŞEKKÜR EDERİM ///
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Ben !
HumorHerkesin tanıdığı 'SEN'le İçinde yaşadığın 'SEN' Aynı MI? Herkesin herkesten sakladığı içinde fırtınalar kopartan sırları vardır. Emir ve Ecrin 'in bu sırları ortaktı. Belki de Ecrin'i Emir'e çeken bir neden de buydu. Emir Ecrin'i gitgide karanl...