Her zaman bir şans vardır.

22 0 0
                                    

'' Hoşlanıyor musun ondan? ''

Duyduğu soruyla on metre ilerisindekine diktiği bakışlarını ayırabilmişti nihayetinde Bahar.Sağ yanından gelen sesin sahibine bakıp oldukça aşağılayıcı bir bakış attı.

'' Zamparadan mı? Daha neler. '' dedikten hemen sonra yeniden ona döndü Bahar.

'' Öyleyse tam on yedi dakikadır kesintisiz onu kestiğine göre sapık olmalısın? '' dedi Şafak dalgacı bir edayla.

'' Kesintisiz on yedi dakikadır onu kestiğimi fark ettiğine göre sende beni kesiyor olmalısın,kabristan gülü. ''

Şafak gülümsemekle yetindi.

'' Sahi,sen ne zaman geldin oturdun buraya? ''

Bahar'ın tüm dikkati dağılmıştı.Artık yanındakiyle ilgileniyordu.

'' Bir süredir diyelim.Sahi ondan hoşlanmıyorsun öyle değil mi? '' derken ciddileşmişti Şafak.

'' Yok be,saçmalama.Tipim değil bir kere. '' dedi alayla.

'' Öyle mi? Neymiş senin tipin peki? '' diye sordu Şafak yine ciddiyetle.

Masaya koyduğu dirseğine başını dayayıp zamparayı incelemeye başladı yeniden Bahar.

'' Bir kere çok resmi.Eğlenmeyi bilmiyor gibi.Yada zamanında çok eğlenmiş ve bıkmış,emin değilim. ''

Şafak sessizce sadece onu dinliyordu.

'' Yani bir düşünsene.Oldukça varlıklı bir ailesi var.Oturduğu yerden baba parası yiyebilecekken idealist bir genç olup tıbba girmiş.Ya adamda ki sorumluluk duygusu tavan yapmış durunda resmen. '' dedi dalgaya vurarak Bahar.

Onay beklercesine yüzüne baktı.Fakat Şafak ses çıkarmayıp devam etmesini bekledi.

'' Olgun... Tamam,aslında bu iyi bir şey.Ama bilirsin,olgunluk insanın sırtına büyük yük bindiriyor.Ben bu yükü taşımayı kabullenmiş bir insanım.En azından karşımdakinin relax olmasını isterim. ''

'' Başka? '' diye sordu Şafak.

'' Kızıl boynuzda kuzeni çıktı.Buna ne diyorsun? Kanı bozuk bir kere. ''

'' Haksızlık ediyorsun. '' dedi Şafak.

'' Gizemli bir de. '' diye devam etti Bahar onu duymamazlıktan gelerek.

'' Ben daha net insanlardan hoşlanırım.Yani erkek adam dediğin dobra olmalı.Pat pat yüzüne söylemeli her şeyi.Söylemese bile bakışlarıyla anlatmalı.Normalde bir insanın gözlerine on saniye baktığımda notunu veririm.Ama bunda farklı bir şeyler var.Bir şeyler saklıyor gibi.Ama onu da çözeceğim,görürsün. ''

Yine ona dalmıştı.

'' Zavallı kız. '' diye düşündü Şafak.

Fazla ciddileştiğini fark ettiğinde gülümsedi Bahar.

'' Hepsini geçtim ela gözlü değil. ''

'' Ela göz mü? ''

'' Hı-hı... Allah'ı var şimdi yakışıklı çocuk.Boyu posu desen maşallah subhanallah.Eyfel kulesi gibi kirpikleri var.Bal rengi gözleri de çok şirin.Ama elalar benim en büyük zaafım.Yani ondan hoşlanmıyorum. '' deyip kafasını yeniden yanındakine çevirdi.

'' Anlatabild- '' Susup yutkunmasına sebep olan şey fazla yakınında parlayan iki çift ela gözdü.

Gözleri daha önce dikkatini çekmemişti.Ne o mezarlıkta yaşlıyken,ne kızıl boynuzla boğa güreşine giriştiğinde,ne de bir kaç dakika öncesine kadar.Nasıl da fark etmemişti Bahar bu güzel elaları? Bahar söylediği şeyden dolayı utanmıştı.Ama gözlerini bir saniye olsun ayırmamıştı elalarından.

'' Biliyor musun,eğlenmeyi iyi bilirim.Eğlendirmeyi de öyle.Baba parası yemek en büyük hobim.Ayrıca şu sorumluluk işleri de benlik değil.Benden rahatı gevşektir ama gel biz buna gençliğimi yaşıyorum diyelim... ''

Üzerinde durulması gereken bir konu vardı.Bu çocuk çok yakındı ve gittikçe de yaklaşıyor gibiydi!

'' Şeytani akrabalarımda yok... ''

O yaklaştıkça anladığı bir şey vardı Bahar'ın.Gözleri.Çok.Güzeldi!

'' Bir de,elalarımın çok güzel olduğunu söyleyenler olmuştu. '' dedikten sonra göz kırptı Şafak.

'' Dürüst insanlarmış. '' diye ağzından kaçırdı.Evet,işte şimdi utanmıştı.Boğazını temizleyip ondan uzaklaştı.

'' Yani.Ela işte.Bilirsin,güzel renk. '' derken gözlerini kaçırdı.O arada gözlerine takılan iki çift balında hakkını yememek lazım.

'' Ne dersin Bahar Akgül..? '' diye sorduğunda dikkatini yine onun elalarına vermişti.Fakat ilerde gözlerini onlara dikip pür dikkat izleyen zamparaya yandan kaçamak bakışlar atmıyor da değildi.

'' Sence bu netlikle, seninle bir şansım olur mu? ''

'' Sen bana yürüyor musun? '' diye sordu ciddiyetle Bahar.

Kendinden emin bir şekilde başını salladı Şafak,evet anlamında.İtiraf etmeliydi ki çok etkilenmişti Bahar.

'' Pekala... '' Bakışlarını kaçırdığında yine zamparayla göz göze gelmişti.Büyük bir ciddiyetle onları izliyordu.

Bir an aklına gelen şeyle omzuna vurdu.

'' Hey! Bana ufaklık demiştin. ''

'' Sorun olur mu? Ufaklıkları severim. '' diyerek gülümsedi Şafak.

'' Sübyancı mısın? '' diye sordu Bahar dalga geçercesine.

Şafak güldü.Bu çocuk hep gülmeliydi!

'' Önce benim soruma cevap vermelisin. '' dediği şeyle gülümseyerek uzun uzun elalarına baktı.Derin bir nefes verdikten sonra ayağa kalkıp sandalyesinin arkasına astığı kısa ceketi üzerine geçirdi.Çantasını koluna takarken o da ayaklandı.Elini omzuna atıp sıvazladı Bahar.Ve kulağına doğru eğildi.

'' Her zaman bir şans vardır. '' diye fısıldadı.

Geri çekilip elini uzattı ardından Bahar.

'' Görüşürüz Şafak. ''

Aldığı yanıtla koca bir gülümseme yerleşti yüzüne Şafak'ın.Hedefe giden yolda ilk adımı atmıştı.

Uzattığı elini tutarak dudaklarına doğru götürdü ve tıpkı bir hafta önce yaptığı gibi nazik bir öpücük kondurdu elinin üzerine.Gülümsemesi daha da büyüdü.

'' Beni dinlemişsin,çok güzel kokuyor... '' dedi elini bırakmadan.

Bahar güçlükle elini çekti ve o elle yüzüne düşen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.

'' Hoşçakal. '' dedi tebessüm ederek ve yanından geçerek çıkışa doğru yürümeye başladı.

'' Hoşça kalacağımdan hiç şüphem yok. '' diye bağırdı arkasından Şafak.

Duyduğu şeyle tebessümü yerini kocaman bir gülümsemeye bıraktı.

///

































Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sonbahar-Eylül EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin