.......

78 0 0
                                    


Taş büyüdükçe "Herkes görecek" korkusuyla ağzını açmamaya çalışıyormuş. Çünkü, göğsünde büyüyen kapkara bir taşla yaşamak onu çok utandırıyormuş. Çevresinde yüzen balıkları görünce ağzını sımsıkı kapıyormuş. Çevresine bakınıp, yüzen canlı olmadığını anlayınca, ancak o zaman ağzını korkuyla aralıyormuş. Eskisi gibi kayalara tutunup ağzını denizin akıntısına açmak, kabuğun içindeki sedefin yansıyan parıltısını kullanarak balıkların dikkatini çekmeye çalışmak onun için artık bir düşmüş. Midye tüm neşesini yitirip kedere gömülmüş...

Bir gün, ağzını hafifçe aralamış denizin akıntısını solurken, yanına yaklaşıp aralıktan içeriye bakmaya çalışan balığı görünce, çok utanıp hemen ağzını kapatmış. Balık midyenin çevresinde kıvrılarak dolanıp yine karşısına dikilmiş. Yüzgeçlerini açıp kapayarak:

- Niye kapattın ağzını?

- Sen niye öyle dikkatle bana bakıyordun?

- Çok değişik bir şey görür gibi oldum.

- Bende öyle bir şey yok.

- Yanılmıyorsam var.

- Sence ne olabilir?

- Sanırım çok değerli bir şey.

- Ben bir midyeyim. Midyede değerli hiç bir şey olmaz.

- Hayır olur. Sen farkında değilsin.

- Neyin farkında değilim?

- İncinin. Bence sende inci var.

- İnci nedir?

- Midyelerde olur. Çok değerli bir taştır. İyi göremedim. Ağzını tam açmamıştın. İçerisi de karanlıktı. Sanırım senin incinin . rengi de siyah.

- Kapkara bir taş işte.

- Çok değerlidir. Biraz ağzını açsan da görsem. Büyük mü acaba?

SİYAH İNCİ.........Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin