3.Bölüm - Gülümsedi
''Bir gülüşü var...
Sizi ilgilendirmez."*-*-*-*
Yemeğimzi yedikten sonra ağabeyim salona geçip televizyonun karşısına oturdu. Ben ise sofrayı topladım ve mutfakta biraz meyve alıp tabağa koydum. Bir tane de çöpler için ekstra bir tabak çıkarttım ve ben de ağabeyimin yanına ilerleyip koltuğa oturucaktım, ki abimin resmen koltuğa uzanıp bana yer yapmadığını gördüm. Meyveleri ve tabağı masaya koyup abimin önünde dikildim. Iki ellimi de belime yerleştirdim.
,,Abi? İzin verirsen bende oturmak istiyorum" dedim. Abim gülüp oturur pozisyonuna geldi ve ayaklarını masağa uzatıp yine elline kumandağı aldı ve televizyona bakmaya devam etti.
Bu haline gülümsemeden edemedim. Bende koltukta yanına oturdum ve masadaki meyveleri ile tabağı ellime aldım. Meyve bıçağıyla meyveleri soyup tabağa koydum ve abimin kucağına düşmeyecek şekilde yerleştirdim. Televizyona öyle bir dalmıştı ki bir an kucağına koyduğum meyveleri fark etmeyecek sanmıştım.
Ama ayağına inen ağırlıkla, kucağına baktı, sonra da gülümseyerek bir elma aldı elline. Bende bir tane elma alıp gülümsedim ve tıpkı onun gibi ayaklarımı masaya uzattım.
Abim ilk başta gülümsedi ama sonra kaşlarını çatıp, bir bacağıyla bacaklarımı itti. Bunları yaparken gözünü bir an bile televizyondan ayırmamıştı. Ilgisiz gibi görünmek istiyordu ama bunu başaramıyordu.
,,Benim muhteşem bacaklarımı uzatığım masaya, sen nasıl çirkin, çarpık bacaklarını uzatırsın" dedi hala televizyona bakarken.
,,Mükemmel bacakların mı?" diye sordum bir kahkaha atarken ,,Özür dilerim ama abi senin bacakların maşallah orman gibiler" diye ekledim gülmeye devam ederken. Kahkahamı bastırmaya çalıştım ,,Ah, özür dilerim ormana küfür etmiş olurum. Orman yanında normal kalır" dedim bir kahkaha daha atarak.
Abim güldüğümü görünce gülümsedi ama sonra yine ciddi ifadesine bürünerek ,,Sus! Abi'ye öyle şeyler denmez" dedi.
,,Abimmmm" dedim 'm'leri uzatarak ve göğsünde bağladıyı kolarının bir tanesini öptüm. Ağabeyim de gülüp kolunu omzuma doladı ve beni göğsüne çekti. Saçlarıma bir öpücük bırakıp kanalları dolaşmaya devam etti.
,,Ailemizdeki herkezin maşallah sütün gibi bacakları var" dedi uzatığı ayağına eli ile vurarak. Bir kahkaha attım. Neden bu bacak konusunu bu kadar abartmıştı bilmiyorum, sadece bir şakaydı.
Cevap vermeden televizyona bakmaya devam ettim. Televizyona dalmışken abim bana seslendi ,,Hadi Aslı'm git yat sabah erken kalkıcaksın" dedi ve elliyle kolumu tutup kaldırdı.
,, Off abi ya. Hem yarın saat 8'de işe gideceğim, daha erken" dedim ve kendimi yine koltuğa bırakıcaktım.
Ama Mert Karahan hiç durur mu?
Durmaz!
Ellini koltuğa koydu ,,Bir: abi'ye 'off' denmez." Dedi ağzını yayarak benim taklidimi yaparak. Gülümsedim ve sözlerine devam etmesini bekledim ,,İki: Abi'ye karşı gelinmez.
Üç: Doğru yatağa gidiyorsun, saat 12'de bile işe gitsen, uykunu alman lazım... ve bu yüzden..." dedi ve kalktığı için sözünü yarıda bırakıp. Elleriyle omuzlarımı tuttu ve beni yatağıma kadar omuzlarımdan iterek yönlendirdi.Ben yolda homurdanırken onun hiç umrunda değildi. Odama geldiğimizde kapıyı açtım ve içeri girdim. Abimde yanıma gelip alnıma bir öpücük kondurdu ve kapıdan çıkmadan önce ,, İyi geceler" dedi ve odadan hiç bir şey demeden çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Aşk
RomanceÖleceğim gün bugün müydü? Karnıma giren keskin acı ile aklımdan geçen tek soru buydu: bugün ölecek miyim? Neden? Bu şekilde ölmek zorunda mıyım? Hem daha mutlu olamamışken. O kadar çok çabalamıştım ki mutlu olmak için. O kadar çok savaşmıştım ki. Ta...