Hayatımın Başladığı Nokta

Evdeki Gizli Kat

Gözlerimi açtım.Birde ne göreyim Rüzgar'la dudak dudağa uyuya kalmışız.Üstüme baktığımda üzerimdeki tişört gitmiş yerine Rüzgar'ın bluzlarından biri gelmişti.İşin garibi geceden hiçbir şey hatırlamıyordum.Kendimi geri çektim.Rüzgar da uyandı.
-Ne oldu?
-Gece ne oldu?
-Ne demek ne oldu?
-Hiç birşey hatırlamıyorum?
-Ciddi olamazsın.
-Ciddiyimde niye bu kadar şaşırdın?
-Pek unutulacak bir gece değildi.
-Bir dakika bu ne demek oluyor?Dalga geçiyorsun dimi benimle?
-Yoo,dalga geçmiyorum.
Dedi ve beni öpmeye başladı.Ben de karşılık verdim.
-Anlat bakalım.
-Neyi?
-Şu unutulmayacak geceyi.
-Aaa Mira bunu sana hiç yakıştıramadım.Hiç anlatılırmı.
-Ama hatırlamıyorum.
-Bu senin sorunun.Ben çok net hatırlıyorum.
-Rüzgarrr.
-Ne?
Gülmeye başlamıştı.
-Öldürürüm seni.
-Tatlım sen beni dün gece öldürdün zaten.
-Yaaa anlatsana.Bak sinirlendiriyorsun.
-Sinirlen.Sinirlenince ayrı bir güzel oluyorsun.
Yine öpmeye başlamıştı derken kapı açıldı.Kim mi girdi içeriye.Kim olacak Dalga.
-Ass siktir.Pardon yaa diyeceğimde burada pardonluk bir durum yok.Bak şunlara bak yaa içeri girdik hala ayrılmadılar.
Biz Rüzgar'la olayın şokuyla hala dudak dudağıydık.Geri çekildim.
-Yalnız Rüzgar bak senden böyle bir şey beklemezdim.Ayıp ettin kardeşim.
-Lan ben nerden senin kardeşin oluyorum?
Dedi ve yerdeki tişörtümü Dalga ya fırlattı.Dalga tişörtü aldı ve önünde tuttu.
-Şuan da sizi sevişirken bastım ve bana kız kardeşimin tişörtünü mü fırlatıyorsun?
-Hee fırlatıyorum.Ne olmuş?Artistleniyor musun sen bana?
-Tamam Rüzgar abi tamam sakin ol.
Tabi burda duruma el atmam gerek.
-Rüzgar abi derken.Sen ondan büyük değil misin?
-Kızım buda sorumu cüsseyi görmüyor musun 2 katım.Bunun altında kalmak betonun altında kalmak gibi bir şey olur herhalde.
-Tamam yeter hadi ikinizde dışarı.
-Niyeymiş o?
-Üstümü değiştiricem?
-Dalga allah belanı vermesin .
Dedi ve gittiler.

*****

Üstümü değiştirdim.Lila rengi bir kazak,siyah deri pantolon ve spor ayakkabılarımı giyip,saçlarımı topuz yapmıştım.Odadan çıktım.Merdivenler tam odanın karşısındaydı. Merdivenin tam yanında ilgimi çeken bir şey vardı.Karanlıkta gözükmeyen ama orada var olan ve bir kat daha aşağıya inen bir merdiven.Bende ki merak hiç durur mu?Hemen merdivenlerden aşağıya inmeye başladım.Merdivenler bitmişti ve tam karşımda Çelik bir kapı vardı.Kapının açmak için bir kapı tokmağı yoktu.Onun yerine kapının yanında duvara monte edilmiş dokunmatik bir alet vardı.Üzerinde sayıların olmasından bu aletin kapı tokmağı görevini bir şifre ile yaptığını anlamıştım.Düşünmeye başladım.Acaba şifre ne olabilirdi.Düşündükçe içimdeki heyecan ve merak artıyordu.Ve sonunda bulmuştum.En azından bir tahminim vardı.Aletin üzerine 1997 şifresini girdim.Doğduğum ve kaçırıldığım yıldı bu ve ev anneme ait olduğu için şifrenin bu olabileceği aklıma gelmişti.
Ve doğru şifre buymuş.Kapı açıldı.İçeride bembeyaz metal duvarlar ve  yerler vardı.Gelişmiş bir çok alet vardı.Sanki bir  Zaman makinesiyle 50 yıl sonraya gitmiştim.Odanın tam ortasındaydı en büyük bilgisayar ya da her neyse onun başında duran kızıl saçlı,mavi gözlü bir kız ve kumral kıvırcık saçlı,yeşil gözlü bir erkek duruyordu.Bana baktılar.Daha sonra kız yanındaki çocuğa "Böyle olacağını söylemiştim" dedi.