Bölüm 1 ; Başlangıç

451 45 23
                                    

Hayatta her zaman mutlu olmak için yeni başlangıçlar yapmamız lazımdır. Şu anda tam yaptığımda bu. Yeni aşkların, yeni düşmanlıkların ve yeni umutların dolu olduğu bu sene de acaba nelerle karşılaşacağım. İşte yeni hayatımın başlangıcına doğru gidiyorum kusursuz son ses müzikle yoldayım. 

''Ne kağıt kalemsiz olmayı bilir ne de ben sensiz kalmayı. Neden bir dert biter diğeri gelir? Ateştir bu iyi bilir yakmayı. Kuşları anladım da senin, kanatların yok nasıl uçtun da gittin? Kırık cam misali hatalarım acıtır, seni böyle mi ka-'' ''Ah, siktir!''

Arabanın aniden durmasıyla hafiften öne doğru savruldum. Ön camdan dışarıya baktığımda arabanın kaportasından dumanlar gökyüzüne doğru yükseliyordu. Hemen arabadan indim hasarı kontrol etmek için ama hava soğuk olduğundan arabanın içinden şişme kırmızı montumu alıp üzerime geçirdim. Arabanın kapağını açtığımda dumanın motordan yükseldiğini gördüm. Ne yapacaktım ki ben ıssız ormanda ? Hava da kararmıştı üstelik. En iyisi biraz yürümek ve telefonun çekebileceği bir yer bulmak. Issız, soğuk ve karanlık geçen yürüyüşümde etrafı aydınlatan tek şey telefonumun feneriydi. Neredeydim böyle ? İşte tam korktuğum da buydu.Kaybolmak. Şu an nere de olduğum hakkında tek bir fikrim var o da koskocaman ormanda yalnız olduğumdu. Hep öyle değil miydim zaten ? Yapayalnız kimsesiz sadece başkaları için hayata tutunan birisi. O da neydi ? Kurtuluşum tam karşımda duruyordu. Eski, büyük  ve sadece dışarısında loş bir ışıkla etrafı aydınlatan bir kulübe. 

Kapıyı açtığımda gıcırtıları aldırmadan kulübenin içinde yürümeye devam ettim. Baya eski bir yer olmalıydı tozlanmış kitaplar, birbirinden alakasız eski resimler ve üzeri çarşaflarla kapalı mobilyaların bulunduğu bu kulübe sıcacık ve sakindi. Özenle dizilmiş plaklar yaşlı birinin burada yaşadığını andırıyordu. Arkamı döndüğümde ise karşımda bir kapı vardı içerinden birilerinin sesi geliyordu. Acaba evde yaşayan birisi, birileri orada mıydı ? Yardım istemek amacıyla gülümseyerek kapıyı açtığımda karşımdaki manzara ile dona kaldım. İnanamıyordum. Gülümsemenin yerini şaşkınlık kaplarken korkuyla gözlerim doluyordu. Korkuyla bir iki adım gerilerken üç çift gözle karşılaştım. Buradan çıkıp gitmem gerekiyordu durmamalıydım, düşüncelerimden ayrılırken koşar adımlarla kulübeden çıktım. Arkamdan kapının sertçe kapatılışını ve ayak seslerini duydum. 

Pınar'ın bana her zaman ki söylediği sözü uygulamalıydım ; Her ne olursa olsun hiç bir zaman arkana bakma derdi. 

O an gözümün önünden gitmiyordu. Bir cinayete şahit olmuştum. O adamın hali..

''Kaçma'' sesi çok sertti. 

Korkudan ne yapacağımı bilemeyip daha hızlı koşmaya çalışıtım. Arkama bakacakken yerdeki dallara takılıp yere doğru kapaklandım. O anki adrenalimle hemen ayağa kalkıp koşmaya devam ettim. Ayak sesleri gittikçe uzaklaşıyordu. Az ileride aydınlık bir yer görmüştüm. Belki oraya gidersem beni bulamazlar.

*Petrolün arkasından dolaşıp hemen tuvalete girdim. Korkudan elim ayağıma dolanmıştı resmen. İçerinden sesler yükselmeye başladı. Bu sesin sahibi sanki 'kaçma' diyen çocuğun sesine benziyordu ya da bana öyle geliyordu. Hemen içerideki sesleri dinlemeye başladım. 

''Buradan geçen veya buraya gelen kırmızı montlu bir kız gördün mü ?''   Kahretsin sesi çok sertti. 

''Hayır efendim görmedim.''

Kısa ve öz geçen bu konuşmada kalbimi ağzımda hissediyordum.Hemen buralardan kaçıp gitmem gerekiyordu ama tek başıma yapamazdım bu kadar şey olmuşken çok zordu. Telefonu mu çıkartıp saate baktım kahretsin çok geç kalmıştım. Hemen rehbere girip Pınar'ı aradım neyse ki çok geçmeden açtı.

Kırık Ruhlar (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin