Bölüm 4 ; Yurtdışı

187 16 12
                                    

Multimedya Eftal :)

Gözlerimi açtığımda hala uçuştaydık ve tuhaf olan şey yanımda Koray vardı. Gözlerimi ovalamaya başladığımda etrafıma bakındım. Koraya dönüp, 

''Ne kadar zaman kaldı ?'' diye sorduğumda saatine bakıp düşünür gibi yaptı. 

''Daha 4 saat var,'' dediğinde başımla onaylayıp önüme döndüm. Telefonu cebimden çıkardığımda Alara'dan 3 cevapsız arama vardı. Hemen arayıp açmasını bekledim. Çok geçmeden açtığında arkadan garip bir şekilde bağırış ve gülme sesleri geliyordu. 

''Ne oluyor orada ? O seslerde ney ?'' dediğimde gülmeden edemedim. 

Gülerek ''Kıvanç Pınar'ı deli etti. Şimdi de Pınar Kıvanç'tan intikamını alıyor ama bende arada kaynıyorum'' dediğinde gülmeye devam ettim.

''İntikam alma şekli nedir ?'' diye sordum ciddi ve düz bir sesle. 

''Yastık fırlatma,'' dediğinde yüzünü buruşturduğuna emindim. ''Neden bana anlatmadın bunları ?'' dediğinde verecek bir cevap arıyordum. 

''Seninde canını sıkmak istemedim. Bilirsin işte,'' diyerek kısaca cevapladım. Bu konuda ne derse haklıydı. Birbirimizden şimdiye kadar hiçbir şey saklamamıştık ama bunu ben bozmuştum. 

''Peki o zaman senin derdin benim derdim tamam mı ? Asla canımı sıkmaz. Bu zamana kadar hep bana destek oldun, oldunuz hatta. Şimdi bende sıra. Kardeşim dediğin insan böyle zamanlarda yanında olmazsa ne anlamı kalır ki o kardeşliğin ? Seni seviyorum. Ulaşınca ara beni,''dediğinde Koray bana bakıyordu. 

Koray'ın gözlerine bakarak ''Bende seni seviyorum görüşürüz,'' dediğimde istemsizce gülesim geliyordu. Gülmemek için al dudağımı ısırmaya başladım. Kulaklıklarımı çıkartıp sevdiğim şarkıyı açtım. Her sözünde büyüleniyordu insan. 

Annem çok küçükken ölmüştü. Daha 3 yaşındaydım o zamanlar. Kimse bana bir şey demiyordu. Tek dedikleri şey 'Büyüyünce anlayacaksın' lafından başka bir şey değildi. Annemin ölümünden sonra babam evlenmişti. Her ne kadar zor olsa da annemin yokluğunu arıyordum. Anne sevgisine ihtiyacım vardı ama beni sevmemişti üvey annem.. Çok değer vermeme rağmen her hareketimde bir kusur arar ve ceza verirdi.

Acı çekmeye alışmıştım. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak. Herkesin hayatında sorunlar vardır. Kimsenin hayatı güllük gülistanlık değildir. Benim kisi böyleydi işte. Beni sevmeyen, bana değer vermeyen bir kadın için gidiyordum. Kulaklıklarımdan birisi çekilince gözlerimi açıp Koray'a baktım. 

''Film izleyelim mi ?'' dediğinde anlamayarak ona baktım. Doğru mu duymuştum ben ? 

''Film mi ?'' diye gevelemeye başladığımda ''İzlemek ister misin ?'' dedi. 

''Tabi, neden olmasın,'' dediğimde hafifçe gülümseyip tabletini çıkardı. ''Hangi filmi izleyeceğiz ?'' diye sorduğumda omuzunun üzerinden bakarak ''Ölümcül Oyuncaklar'' dediğinde anlamış gibi yaparak hafifçe kafamı salladım. Kulaklığın tekini uzattığında filmi izlemeye başladık. 

Koray'ın bana bu kadar iyi davrandığına inanamıyordum. O kadar şaşırtıcıydı ki. Onu ormandaki gördüğüm halinden çok değişikti. Birden bana dönüp ''Gördün mü ?'' diye sorduğunda hazırlıksız yakalanmıştım.

''Neyi ?'' dediğimde ''İblisi öldürdü,'' diye cevap verdi. Gözlerim dudaklarına kaymıştı. Kıvrımlı bir dudaklara sahipti. Tekrar gözlerine baktığımda o da dudaklarıma bakıyordu. Bu kadar yakın olmamız beni deli ediyordu. Koray'ın yumruğunu sıktığını gördüğümde yutkunarak arkama yaslandım ve oturuşumu dikleştirdim. Aynı pozisyona geçince tekrar filme odaklandık. Öpüşme sahnesi gelince başka tarafa bakmaya başladım. Bu hareketimi görmüş olacaktı ki gülmeye başladığında abartılı bir şekilde gözlerimi devirdim. 

Kırık Ruhlar (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin