Sonun Başlangıcı

147 16 13
                                    

Çok rüzgarlı bir gündü.İngilterenin Staithes yerleşim yerinde normal bir gün başlamak üzereydi.Balık tutmakla geçimini sürdürenler sabahın ilk ışıklarında işlerine koyulmuşlardı Sahilde ise sabahın ilk ışıklarında bir kadın sahilin en uç noktasında şemsiyesini denize düşürmüş ardından bakarken,ufak ufak yağmur tanecikleri yüzünü ıslatıyordu.İki çocuk simsiyah ayakkabılarıyla koşuşturuyor ve bağırışıyorlardı aynı zaman içinde.Anneleri ıslanmasına rağmen izin veriyordu oyunlarına.Bu anne ve çocuklar iki katlı belli ki içten merdivenli kıpkırmızı bir evden dışarı hızla çıkmışlardı.Hemen sahil yolundan ilerlemeye başladılar.Öyle ki çocukluğun tüm büyüsünü o anda yansıtıyorlardı bu çocuklar .Hiç bir dertleri tasaları olmadan hızlı hızlı koşuyorlardı sulara basa basa.Sonra bir adam çıktı ortaya sahil tarafından,göz altı torbalarından biraz ağladığı belli oluyordu.Adamın simsiyah saçları ve gözlerine ek olarak güzel şekilde taranmış saçı vardı ,yanlış kesilmiş bıyığına karşılık. Komik duran bu yüzünle bu adamda bu evden çıkmıştı. Uzun boyuna rağmen küçük adımlarıyla yürüyordu sahil boyunca.Bu yürüyüşünü sürdürürken bakmadı bile etrafına bir şeyden haberi olmayan bir başka adama çarptı biraz sonra düşük bir ses tonuyla özür dileyip devam etti yoluna .Ses çıkartmadan ilerledi.Üç kız aynı evden çıkanlar kafilesine ekleniyordu. İkisinin ellerinde kalın kalın kitaplar vardı biriside iplik köyün tek fabrikası olan iplik fabrikasına doğru gidiyordu.Bu kızlardan öğrenci olanlardan birisi gözlüklü uzun saçlı,birisi sade beyaz elbiseliydi ve yüzünde bir kaç ben vardı.Üçüncü kız ise içlerindeki en uzun boylu kızdı. Bu Roberts fabrikasında çalışan kızlardan biriydi sadece.Sahil yolundan ağlayan uzun boylu adamı takip ettiler .Yüzlerinde ağır bir ruhsuzluk yatıyordu.Hiç konuşmadan ayak sesleri duyulacak şekilde yürüyorlardı.Bir kaç dakika sonra bir kadın çıktı orta yaşlı, durgun suratlı ve çok mu çok çökmüş gibiydi.Uzun uzun denize doğru baktı baktı durdu.Nereden çıktı bu güneş der gibi güneşe doğru bakıp sanki yağmurun devam etmesini istiyordu.Hisleri ileriden böyle algılanıyordu.Karanlık çökünceye kadar denizi izlemek istediği belliydi,öyle bir ima uyandırıyordu.Orta yaşlı kadının orada olduğunu gören bir kadında oraya gitti sessizce denize doğru baktı hiç ses çıkarmadan .Aynı evden son çıkan kimseydi.Bu iki kadının aralarında en fazla 5 metre olabilirdi. İkisi de yönlerini denize dönmüş seyrediyorlardı.Sonradan gelen kadın sarışın ve çok güzeldi.Bir şeylere canı sıkılmış gibi bir hali vardı.Yüzü hep yere bakuyordu

Bu iki kadının Ne idi denizden istedikleri ,öyle uzun uzun bakmaların nedeni neydi diye arkadan geçenler onlara bakıyorlardı .Aslında bu sahilden çok fazla insan geçmemesine rağmen o gün bir başka yoğunluk yaşanıyordu.İlk çıkan kadın ve çocuklarında görülen belirtiler bir bir o evden çıkan herkes de görülmüştü. Bundan sonra çıkan yaşları 16dan fazla olmayan bu kızlar ise okullarına gitmiş ve derslerine kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Görüldüğü gibi değişik havaların estiği bu evden çıkan adam ise gözlerinin altı şişecek kadar ağlamasının bir nedeni olmalıydı.Yavaş adımlarla ilerledikten sonra çıkan kadınlarda denize bakarak aynı yöne doğru yol almışlardı.O sahil evinden cikan bu insanlar ise bir şekilde yollarına devam etmiş ve yaşam çizgilerini sürdürmüşlerdi.Butun herkesin çıkmasına bakan ikinci katın penceresindeki adamda kendini dışarıya göstermemek için gidenlere perdenin arkasından yarım gözle bakıyordu. Bu adam ise saçları ortadan kel ve büyük burunlu bir adamdı.Yaşı 60 üzeri olan bu adam herkes gittikten sonra emin olup dışarı seyretmeyi bırakmıştı. Bu hayatlarını balık tutarak geçiren bir kasaba için çok kalabalık bir gündü.Normal günlerde sahilde bu kadar kalabalık olmazdı ama bu gün biraz çizginin dışına çıkılmıştır. Balıkçılar işlerine tüm hız devam ederken çocuklar zil sesiyle sınıflarına girerken bu küçük ve tatlı köyde yeni bir gün başlamıştı.


Pencerenin ArdıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin