Bölüm 1.8

9 2 0
                                    

Sabah olunca yine ters yerinden kalkmış Thomas kahvaltı masasında beklerken bir yandanda gözlerini ovuşturuyordu. Derin derin ederken çocukların ceplerine harçlıkları koydu ve onların okullarına gitmesi için servise binmelerini izledi kapıdan. Sonra kapıyı kapatıp yukarı çıktığında kahvaltının kuru bir kaç şeyden hazırlandığını gördü ve sinirlenmemek için diğer odaya geçti. Biraz kendini iyi hissedince  içeri geldi ve bir kaç ekmek kızarması ve tere yağınını iyice inceledi gözlerinin ucuyla  ve karısının yüzüne imali imali baktı.
"Bu yaptığın hiç kadınlığı sığıyormu  Emily bana hiç güzel kahvaltılarından hazirlayamıcakmisin dedi Thomas
"Emily ise istifini bozmayarak sen git diğer kocalık yaptığın kadınlarla yap kahvaltını, birde benim huzurumu bozma ,senden hiç bir şey istemiyorum her zamanki yaptığını yap ve  bak çık git ne bekliyorsun derken Thomas'ın yüzüne bakmıyordu
" Bak bunu kaç kere daha anlatacağım öyle bir ilişkim yok anliyormisun yok diye bağırdı Thomas
"Emily aldırışsız bir tavırla neyse,ne begeniyorsan o çok sevdiğin restoranında vardır orada yap kahvaltını diyerek karşısındaki acik olan ama sesi kısık televizyona çevirdi yüzünü.
"Senden varya senden senden diye bağırırken sözünü yarıda kesen Thomas arkasındaki kanepeden  biraz önce koyduğu cekedini aldı ve direk kapıya yöneldi.
Emily o giderken hiç ama hiç o taraflı olmuyor  ve televizyonu izlemeye devam ediyordu. Aklındaki tek soru ise  ise dışarı çıkıp çıkmamak sorusuydu. Yıllar önceki o aşık o hevesli kız hali Bernard'ı dusunurken bedenini kaplıyor ve Emily'in düşüncelerinde belirtiyordu. İçinden bir ses onu gitmeye sürüklerken , başka  bir ses de evli olduğunu ve bunun yanlış olduğunu söylüyordu. Arada izlediği dizilerde evli kadınların başka kişilerle ilişkiye girdiklerini izlediğinde kızan bu kadın şimdi onun için ters olabilecek bu düşünceyi savunuyor hatta  Bernard hakkında ayni bu düşünceleri ciddi ciddi düşünmeye başlıyordu. Ama kocasının onu bırakmak istememesini bir turlu anlayamıyor ve   bu konu hakkındaki soru işaretlerini gideremiyordu. Bir kaç kez önceden boşanma isteğini Thomas'a söylemişti söylemesine ama bir turlu olumlu bir cevap alamamıştı.
Bu boşanma istekleri onda çok ama çok öncesinden belirmişti  aslında. Bernard'ı tanımadan öncede bu tür düşüncelere sahip olmuşsa da beklediği şeyleri o düşünceleri  gerçekleştirememişti.
       Günlerden çarşambaydı bulundukları gün   ve insanın içini ısıtan güzel hayaller kurduktan  güneşli bir güne başlamışlardı. Bu alanların genelde yağmurlu olduğu bu günlerde güneşi gördüğü için mutlu olan Emily artı olarak   Bernard'ı düşünüp  ve onu görme isteğiyle dolduğundan  içi dışarı çıkmaya karar vermişti. Emily yaptığı ilk iş olarak  en sevdiği boydan kırmızı elbisesini giymiş ve ustune büyük ceketiyle sokağa çıkmıştı. Saat 10 gibi sahile balıkçılardan başkası çıkmazken onun çıkması kendini biraz deli gibi hissettirsede , bunun gayet huzurlu buluyordu. Sahile doğru yola çıktıktan yarım saat sonra sahile varan Emily sahilin berraklığıyla güneşin içinde bıraktığı duygularla gözlerini kapatmışken sahildeki bir bankta gözlerini açtığında  birden karşısında Bernard'ı görünce şaşırdı ve ufak bir çığlıkla gülmeye başladı.
"Bernand ise yüzünü korkudan sararmış şekilde tutarak Neden buluyorsunuz Emily yoksa size komik mi göründüm dedi
"Emily gülmesini kesmesi için eliyle dudaklarına bastırdıktan sonra,hayır hayır tabiki öyle görünmüyor sunuz ama birden ortaya çıkmanız şaşırttı beni. Gerçekten burada ne arıyorsunuz bay Wilson diye sordu yüzündeki gamzelerinin tümüyle ortaya çıkmasından sonra
"Lütfen Bernand deyin bana derken yanına oturmak için izin istedi el işaretiyle
"Tamam Bernand burada ne yapıyorsunuz peki
"Gerçeği söylemek gerekirse sizi bekliyordum Emily
"Bunu duyduktan sonra biraz utanan ve şaşıran Emily neden beni bekliyor sunuz ki dedi.
"Sizi uzun zamandır bekliyordum bir yerlerde en son pazar daydım yine sizi beklemekteydi ama ne olduysa sizi o pazarda göremedim sonra umutsuz buraya geldim, buradaki yapılan kahve hoşuma gidiyor soracak olursanız. Bu arada burada ne kadar zaman geçirdiğini gerçekten bilmiyordum. İşte sizi görmeden geçen günlerin ardından umudunu kesince buraya gelmeye başlamıştım işte. Sonra birgün sizi burada gorunce bir daha gelirsiniz diye burada daha fazla zaman geçirmeye yanı sizi  beklemeye karar verdim. Sonraki gün yanı bugün tekrar buradasınız ve sizi gördüğüm için ne kadar mutluyum bilemezsiniz Emily
"Emily ise sadece yanında oturan delikanlının gözlerine bakarak gerçekten mi  dedi sadece serisinin en tiz vuruşuyla
"Evet öyle işte sizi beklerken sizi gormek o kadar çok güzel o kadar çok hoş hissettiriyor ki inanamazsınız. Siz geldiniz artık hadi  bir yudum kahve içelim dedi ve eliyle yolu gösterdi. Lütfen bunu fazla gitmeyin diyerek ayağa kalktı ve dosdoğru Emily'nin gözlerine baktı  yüzündeki o mutlu ifadeyle.
Sonrasında Emily bu daveti kırmayıp yavaş adımlarla kalbi delicesine atarken Bernand Wilson'a eşlik etti.

Pencerenin ArdıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin