" arabanı istemiyorum" dedim netçe. Çizgili yüzü kasılınca elindeki anahtarı cebine koydu " babam olmanıda istemiyorum" aynı sesimle konuştuğumda acıyla gülümsedi " ya ne istiyorsun kızım?"
" hapishaneye attırdığın adamı çıkartmanı istiyorum baba" kaşlarını çattı. Üzerimdeki sıgara kokulu gömleğe bir bakış atıp tekrar ona baktım " istersen başka bir ülkeye giderim ama... çıkar o adamı lütfen "
Gözlerim artık dolmuştu. Eski sinsi ve duygusuz halimi bırakmıştım şuan sadece vicdan meselesi için çabalıyordum. Onun yüzünden de olabilirdi.
Mavi gözleri aklıma gelince yutkundum " bunu neden istiyorsun?" dedi. Derin bir nefes aldım. Sanki boğazım çatlamışcasına kuruydu. Konuşma isteğim bile yoktu. " Bir miktarda olsa mutlu olmak için, araba, para... hepsi senin olsun. Sadece o adamı çıkar yeter baba"
***
"bir daha olmasın ecrin" telefonu çantaya atıp elime baktım. Tırnaklarım hoşuma gidiyordu açıkçası. Başımdaki hoca cetvelle beni dürtünce ona kaşlarımı çattım "şşş cetvelin ucundaki gerizekalı" ona döndüm "hangi ucundaki?"
sınıftan "ooo" sesleri yükselirken zafer gülümsememi yüzüme yerleştirdim. Zil çalmıştı. " Disipline gideceksin" dediğinde umursamadan sınıftan çıkıp koridorda adımlamaya başladım. Babam bu sefer beni şaşırtmıştı. Yakında bozulacaktı biliyorum ama " yeni baba" olayına başlamıştık.
Omuzuma dokunulan elle yavaşladım " kızım sen nasıl konuştun lan, hoca feels geçirdi" yan gözle busenin uyduruk arkadaşına baktım. " keşke sendeki cesaret bende olsaydı" durup ona döndüm " aynen ya cesaretin olsaydı belki busenin kıçında dolanmazdın dimi?"
**
Sıgaramı yakıp çakmağımı cebime attım. Bugün babam bana şoför göndermemişti. Açıkça söyleyim, bu hoşuma gitmişti. Dumanı üflerken arkama dönme isteğiyle yavaşlayıp yavaşça arkaya baktım. Mavi gözleriyle karşılaşmayı beklemiyordum.
Bana doğru atak yaptığında tekrar yürümeye başladım. Hızlı adımlarımla tabiki. Onunla konuşursam saçmalayacağımı çok iyi biliyordum. 'ecrin!'
sesiyle durup derin bir nefes aldım.Ona yavaşça döndüm ve gözleri dışında heryere bakmaya başladım 'yaşattığım çoğu şey... anlarsın ya . ondan dilerim.' Başımı olumluca salladım 'bu kadar mı?' diye düşündüğümde aslında sesli olarak düşündüğümü farkettim 'başka ne bekliyordun ki?'
Dediğinde cesaretimi toplayıp başımı kaldırdım ve gözlerine baktım. 'Sırf hayatımı mahvetme diye babanı hapisten bıraktım, Çalışmak karşılığında sen .... sen ise' lafımı kestim. Daha fazla batmak istemiyordum 'ne?' dediğinde sersem yüz ifadesi eski ciddiyetine dönüşmüştü 'baban büyük ihtimalle...(arkasından burağa yaklaşan adamı gördüm. Tıpkı ona benziyordu ) 'arkanda'
dedim. Arkasını döndüğünde babasının yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. Gülümseyip yoluma devam ettim.
+++
''Ne yani? beni yollamıyor musun?'' dedim şaşkınca. Büyük ihtimalle hayatımın en saçma konuşmasını yapacaktım.
'' Tek isteğim şu okulunu bitirip yerime geçmen. Telefon, araba... ne istiyorsan alacaksın'' demesiyle şaşkın bir sırıtış yüzüme yapıştı. Hayır onu hala sevmiyordum
''peki'' dediğimde arkama dönüp gülümsememi daha da büyüttüm.
Geç olsa bile artık düzelmiştim. Sanırım uzun süre tatmadığım duyguyu tadıyordum. Mutluluk...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD LOVE (Daniel sharman fanfic)
Romance"zıt kutuplar birbirlerini çeker diyorlar ama aşk anlamında,evet biz birbirimize çekildik ama düşman anlamında" ona şaşkınca bakarken gülümsedi,geri geri gidip kapıyı kapattı.