Annem, dolaptan çıkardığı Carte D'or kutusunun içindeki sarmaları çıkarıp, tencereye yerleştirmeye başladı. Ben de bu ara tumblr'da "Sex, Drugs and rock'n roll" yazıp post atmakla meşguldüm. Daha sonra bio'ma " çiçekli elbise, kitap, kahve, ayak fotoğrafı çekmeyi ve retro seven lanet olası biriyim." Diye değiştirdim. Mahalleden başka sosyal hayatım yoktu ama tumblr'da popi sayılırdım. Babama paten al dediğimde; " Benim gıçıma giymeye donum yok bizim gız paten istiyo yürü git, karneni düzelt önce." deyip beni azarlamıştı. İşte o gün bugündür tumblrda patenle kayan ve amuda kalkıp parende atarken öpüşen çiftleri paylaşıyorum. Tumblr'da adonisli çocukları layklarken annemin bana seslendiğini işittim. Hemen gittim yanına. Gitmezsem çok kızar, bilgisayarın fişiyle modemi kapatırdı. Bunca yıl arkadaşlarıma annemle babamı takmadığı anlatıp durdum, istediğim zaman eve giderim tripleri yaşadım. Aslında eve dönmem onlarla alakalı değildi. Benim eve dönmemde camideki müezzinin faktörü büyüktür . Akşam ezanı duydum evdeyim. Neyse, annemin yanına gttiğimde annem pardüsesini giymiş, "hadi çarşamba pazarına gidiyoruz diye haykırmıştı." Ben de anneme dönüp lanet olsun dostum daha dün salı pazarına gitmemişmiydik kim tüketiyorum bu kadar Dunkin donatı." Dedim.
2 hafta sonra alçıları çıkartmak için doktora gittiğimizde, hastanenin bahçesinde o kara kuru oğlanı gördüm. (Bu alçılar nerden çıktı diye düşünebilirsiniz. Merak edenler anneme verdiğim cevap içindeki 3 posta dayağı fark etmemiş olabilir.) Oğlanın nesi olduğunu anlayamadım ama insana çok güzel bakıyoooduu ayyygg çok tadlu yhaa .d.d. Tamam tamam neyse hemen kopmayalım hikayeden. Yanımızdaki daireye taşınalı 2 hafta olmuştu. İlginçtir ki annem bir şeyler hazırlayıp yeni gelen komşularımızı ziyarete gitmemişti. Halbuki kim taşınsa kol böreği ya da poğaça hazırlayıp çaya giderdi. Annemin yandaki komşulara niye soğuk davrandığını ilk 6 ay anlamadım. Sonra bütün taşlar yerine oturdu. Tabi bunları hep hikayenin devamında anlatacağım.
Kız arkadaşılarımla sokağa çekirdek çitleyip ,dedikodu yapmak için çıktığımız an da yine o kara kuru oğlanı gördüm. Bize doğru yaklaştığını gördüm lakin görmezden gelmeye çalışıyordum. Sonuçta ne kadar yakışıklı olursa olsun ben de tam bir tumblr kızıydım. Oha üstündeki kareli gömlek <3 , tam bize selam vermek için elini kaldırdığı anda mahallenin delikanlıları (Apaçi Hasan, Kuru sıkı Nihat, Şahdamar İsmail, QrAl_Jojuck, Baba_Yorqun36) bizim kara kuru oğlanı kenara çekip, "Sen bize mi baqıy10 LaN" dedikten sonra, " Vursana lan vursana" diyerek bizim oğlana omuz atıyorlardı. E durur mu bizim kara kuru oğlan, yapıştırdı yumruğu Kuru sıkı Nihat'a. Bunu gören Apaçi Hasan, Kartal görünümlü Şahin de ki arkadaşlarına ıslık çalmak suretiyle yanlarına çağırdı. Yanılmıyorsam arabanın içinde, 3 önde olmak şartıyla 8 kişi vardı. Kartal görünümlü Şahin hızla yaklaştı ve bizim kara kuru oğlanı paket etmek ile beraber arabaya atıp götürdüler. Biz kızlarla ne olduğunu anlayamadan dedikodu yapmaya devam ettik. Kanımız donmuştu çünkü, yapcak bişey yoktu gari. Hemen eve gidip Facebook olmak şartı ile bütün sosyal mecralarda "Mahallede benim için kavga ettiler<3<3<3<3" yazdım. Lakin hemen silmek zorunda kaldım. Çünkü Mahalleden Necla'da aynı şeyi yazmıştı...
Bu arada bizim mahallede harbi Necla var. Yani dönemin zihniyetini size iyi aktarıyorum. Allah kahretmesin.