SENİN ÖZELLİĞİN NE ?

56 7 0
                                    

(Medyada okul forması.)                       Demir kişisi söyledikleri bitince gitti. Peki Arda neredeydi? Beni neden burda yanlız bırakmıştı? Karanlıktan korktuğumu biliyordu. Şimdi o nerde? Kafamda cevapsız bir sürü sorular var. Onu burada bekliyemem.
Revir 3. Katttaydı. Okuldan çıkıcakken 2 . Katta ayağım burkuldu. Merdivenden 4 basamak dizlerimin üzerine düştüm. Ayağa kalkmak istedim. Ama kalkamadım.

- yardım edebilir miyim? Diye bir kız sesi duydum. Kafamı o yöne doğru çevirdim.

- Olabilir. Dedim. Kızın elini tutarak kalktım. Hayır yani bu kişiler, neden eve gitmek yerine okulda uzaylı gibi dolaşıyorlar?

- Afedersinde siz,  yani birileri neden eve gitmek yerine burda,  okuldasınız?

- Ben sınıfta ödevimi unuttum dedi. Kız masum birine benziyordu. Aynı bana tabiki. - Yoksa bir başkasınıdamı gördün? Kız bana garip garip bakıyordu. Dayanamadım bir müddet sonra söyledim. İçimde tutamam.

- Şey... Iıııı...  Demir denen kişi ben- lafımı keserek bana garip bakışlarını yine çevirdi.

- Onlardan uzak dur! Onlar tehlikeli.  Sakın bulaşıyım deme. Onlar bir çift tehlike. Hayatın kayar. Bunlar kim lan? Hep bunlarla mı karşılaşıcaktım ben.

- Başka birileri daha mı var?
- Evet onlar grup. Sana bunu daha sonra anlatsam. Bunu şimdi burda konuşmayalım. Lütfen. Dedi. Beni kolumdan tutarak yürütüyordu. Eczane gibi bir yerde durduk. Ayağıma anlamadığım birşey yapıyorlar. Sonra bileğimi sardılar. Üstüne kuvvet harcama.  Dedi. Biz de kalktık. Caddeden herhangi bir taksi  çağırdık. Ben bindim. Ama kız bilmiyordu. Kız lan tanışamamıştık bile. O çocuklar kim. Hayırdır yani. Yeni okul diye belayamı bulaşmıştım. Offff. Saçmalama Esila ne saçmalıyorsun. Evin sokağında durdum. Annem bahçede, babam sokakta elinde telefon. Sanırım beni arıyordu. Ama benim telefonumun şarjı bitmişti. Arka sokaktan da abim geldi. Babama burda yok dedi. Açık açık duyulabiliyordum. Ellerimi cebime koydum. Derin bir nefes aldım. Yanlarına giderken abim beni gördü sanırım. Çünkü gelir gelmez kollarımı sıkıp beni sarsmaya çalışıyordu. - Abi canımı acıtıyorsun bırak dedim. Abimde fark etti sanırım ellerini bıraktı. Babam sordu. - Nerdesin sen, ve o ayağının hali ne? Offf. Sorulara başlamıştık. Yeter ama ya. Diye bağırdım. Hepsinin ağzından soru dinlemek istemiyorum diyerek geliştirdim. Abim beni kucağına alarak yukarı çıkarttı. Yatağıma yatırdı. Abimi bu yüzden seviyorum. Koşulsuz bana iyi davranıyordu. Abimin yanağından öperek gözlerimi yumdum.

*****************************

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu. Gözüme çarpan güneş ışığından rahatsız oldum. Yatakta oturdum. Bileğim ağrıyordu, ama yürüyebiliyordu. Ayağı kalktım. Saate baktım. Okul saatinden erken kalkmıştım. Giyindim. Abim yine o kısacık eteğimi giyeceksin dedi. Abicim ya bu etek kısa değil ki. Ama  offf . Okula yani evin kapısından çıkıcakken annem seslendi.  O ayak nasıl oldu? Sanki azarlıyo. - Ya önemli birşey değil. Sadece ne düştüm. O kadar.  Ama şimdi iyiyim. Yürüyebiliyorum. İlk defa annem ve babam beni düşündüler. Ve ilk defa işlerine erkenden gitmediler.  Okula gitmeye otobüs durağına ilerledim. Bizim özel şöförümüz var.  Ama ben özel gitmeyi sevmiyorum. Arda' yı dünden berri ne sesini duyabildim,  nede kendisini görebildim. Adeta görünmez olmuştu.  
Saat okula çok erken gelmiştim. Kendi sırama oturdum. Yarım saat geçti geçmedi, dünkü kız bizim sınıfa girdi. O kız bu sınıftamıydı? 
- Sen, sen bu sınıftamıydın. - Evet.  Diye cevap verdi. Kızlan tanıştık. - Ben Elisa. Kız biliyorum dedi. Doğruya, ben okula geldiğimde kendimi tanıştırdım. Kız- Bende Serap.  Serap Ayçiçek dedi. Garip bir soyadı. Elini sıktım. Çok uykum vardı. Uyumak istiyorum. Kafamı sıranın üstüne koydum. Uyumaya çalışıyordum, yalnız uyuyamıyordum. Offf Arda ya seni düşünmekten uyuyamıyorum. Acaba başına kötü bir şeyler mi geldi başına. Okulum en yukarı katında bir teras katımız var. Oraya çıktım. Arda'yı aradım. Aradığınız numara şu anda ulaşıl- telefonu kapattım. Offf la ya pöffff şeye terasın bir tane bank ına oturdum. Burdan bütün bahçe görünüyordu. Sonra dikkatimi çeken bir şey oldu. Bahçe kapısından dört kişi geldi. Önde Demir ve ismini bilmediğim biri vardı. Aaaa, hatırladım. Demir'in yanındaki çocuk benim arkamda oturan çocuktu. Ben düşecekken tutan çocuk. Çocuğa bir teşekkür bile edemedim. İyi bir çocuğa benziyordu. Arkada iki kişi daka vardı. Grubu her halde Demir ' le o çocuk yönetiyor. Demir kafasını kaldırarak bana baktı. Yuh taaaa aşağıdan beni nasıl görüp yukarı baktı. Hemen geri çekildim. Reflex olarak. Aşağı indim. Merdivenlerde yine onları gördüm.  Ne bunlar, herkez o grubu görünce kaçışıyor. Tam önlerinde durdum. Bahçeye çıkıcaktım. Okulun kapısını kapatıyorlardı. Sert sert onlara baktım. Demir'in yanındaki çocuk ismini bilmediğim birisi beni eliyle itti. İtmesi o kadar sert olmasa bile ben yere düştüm. Ayağım sargıdaydı halâ. Ayak bileğimi tuttum, düşer düşmez. Sonra kafamı o çocuğa bakıp.

- Körmüsün sen! Gerizekalı.  Önündekini nasıl istersin be. Senin dilin yokmu dedim. Der demez o çocuk yanıma eğildi . Çenemi eliyle tutup sıktı.

- Sen kimsin lan! Bana kafa tutmakta bu kadarda cesursun. Aslında o kadarda cesur değilimdir. Ne bu. Bu insan değil mi. Ben niye kendim gibi insandan korkıyımkı.  İnnsandan korksaydım. O zaman kendimden de korkardım. Aynaya bile bakamazdım.

-SENİN özelliğin ne? Ben neden insandan korkıyım. İnsandan korksaydım aynaya bakmazdım. Diyip kaşlarımı  kaldırdım. Daha sonra çenemi tutan elini itikledim, ve kafamı ters yöne doğru sertçe çevirdim. Demir o kişinin kolundan tutarak sakinleştirdi. İyi dediğim çocuk kötü çıkmıştı. Kapıdan Arda çıka geldi.
             

HERŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin