Unutamıyorum

80 2 2
                                    

Dilime yakışmayan isyanlar büyüyor içimde, senin adına edilen dualar susturmuyor artık. Kıblesini şaşırmış acılar birikti sensizlik sersemi yüreğimde, ne yana uzansam, ne yana uyansam bilemiyorum. Sessizliğim sağır ediyor kulaklarımı, şiirlerim sahipsiz artık ve korkularım tarifsiz. Anlam yükledikçe isimsiz duygulara, sabahı bekleyen saatler buluyorum. Unutmak gerek, unutulması mümkün olmayan şeyleri. Unutmak gerek, biliyorum...

Zaman iğneler batırırken avuçlarıma, kana karışıyor içimde sana dair ne varsa. Dilimde sözlerini unuttuğum bir türkünün melodisi, aklımda kayıp ilanları uçuşuyor. Sadece kullanmak zorunda olanların bildiği, camları çoktan kırılmış bir otobüs durağında saatini şaşmayan yalnızlığımı bekliyorum. Bir sonbahar daha yaşayayım derken, yönünü arayan bir rüzgâr gibi, bir o yana bir bu yana savruluyorum. Bahtımın rengi geceyle yarışırken; gözlerim hayalinle barışıyor. Seyre durmuşken ellerimden kayıp giden hayatı, yangınlar koşuyor imdadıma. Kayboldukça küllerinde günlerim; nefes alıyor sanki bütün ölü hücrelerim...

Sevdiğim, öyle bir yere sakladım ki içimde seni , ne ben çıkartabilirim oradan, ne de sen bulabilirsin kendini. Yaşamadığın yarınlara hapsoldun, bundan kurtulmanın hiç bir yolu yok. Kırdığın saatlerin, kurduğun hayallerin, sardığın hüzünlerin artık bir önemi yok. Kabul görmüş ayrılıklar yaşattın yüreğime, her gidişin bir virgül koydu ömrüme, son yazsan da her defasında o son'un bir noktası yok. Ben seni unutmak için sevmedim; tamam, kabul, belki seni hâlâ seviyorum ama, bunun artık ne sana, ne de bana bir faydası yok!

Bilirsin yine de, bir belki/nin hükmü kadardır sana olan kızgınlığım, bir keşke/nin cürmü kadar. Çünkü biliyorum ki, ihtimalin ardında da bir ihtimal var. İşte bu yüzden, özleminden cesaret alıp yarınları tuttukça yakasından, posta güvercinleri gelecek pencereme. Gittiğin mevsimi milad alan yeni takvimler çizeceğim kafamda. Katli vacip bahaneleri unutup, yeni akidler yapacağım umutlarıma, yeni sayfalar açacağım. Bir çizgi daha çekeceğim hayatın üstüne, bir şiire daha başlayacağım; "Sen" diye başlayıp "Son" diye bitecek. Belki öldürmeyecek acıdan seni belki geri getirmeyecek ama, bil ki bu beni yaşatmaya yetecek...

Anlam yükledikçe isimsiz duygulara, sabahı bekleyen saatler buluyorum. Unutmak gerek, unutulması mümkün olmayan şeyleri. Unutmak gerek, biliyorum ama unutamıyorum...

Ahmet Çabuk / Kara Kalpli Defter

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kara Kalpli DefterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin