Dilime yakışmayan isyanlar büyüyor içimde, senin adına edilen dualar susturmuyor artık. Kıblesini şaşırmış acılar birikti sensizlik sersemi yüreğimde, ne yana uzansam, ne yana uyansam bilemiyorum. Sessizliğim sağır ediyor kulaklarımı, şiirlerim sahipsiz artık ve korkularım tarifsiz. Anlam yükledikçe isimsiz duygulara, sabahı bekleyen saatler buluyorum. Unutmak gerek, unutulması mümkün olmayan şeyleri. Unutmak gerek, biliyorum... Zaman iğneler batırırken avuçlarıma, kana karışıyor içimde sana dair ne varsa. Dilimde sözlerini unuttuğum bir türkünün melodisi, aklımda kayıp ilanları uçuşuyor. Sadece kullanmak zorunda olanların bildiği, camları çoktan kırılmış bir otobüs durağında saatini şaşmayan yalnızlığımı bekliyorum. Bir sonbahar daha yaşayayım derken, yönünü arayan bir rüzgâr gibi, bir o yana bir bu yana savruluyorum. Bahtımın rengi geceyle yarışırken; gözlerim hayalinle barışıyor. Seyre durmuşken ellerimden kayıp giden hayatı, yangınlar koşuyor imdadıma. Kayboldukça küllerinde günle