Love Me Dad - BAR
2011
-ALLISON-
Kahvemden bir yudum alıp, televizyona tekrar döndüm. Dağınık, kirli saçlarım, hala üstümde olan pijamalarım ve bacaklarıma örttüğüm rengarenk battaniye ile Doctor Who izliyorum. Aynı bölümü onuncu kez!
Telefonumu elime aldım Instagram, Facebook derken gelen mesaja tıkladım.
"Bugün barda çocuklarlayız. Yedi de hazır ol." Harry xx.
Ne yazacağımı düşünürken hiçbir şey yazmamaya karar verdim. Gitmek istemiyordum fakat Harry işin içinde olunca düşüncelerim değişiyordu.
Niye peki? Ondan korkuyor muyum? Hayır onu seviyorum.
*4 Saat Sonra*
İğrenç ve uyuşuk tipimden Harry sayesinde kurtulmuştum. Duş almış, temizlenmiştim ve kendime güzel -en azından hoş- bir kıyafet seçmiştim.
Sıra onu beklemekteydi.
-HARRY-
Victoria Caddesi'ne girince, sola döndüm ve köşedeki turuncu apartamanın önünde durup bir kaç kez kornaya bastım.
Bir-iki dakika sonra kapı açıldı ve dışarıya ceketini giymeye çalışan Allison çıktı.
Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Hele bacaklarını ve güzel göğüslerinin bir kısmını gördüğümde aletimi dikleşmemesi için zor tuttum.
Kapıyı açtığında düşüncelerimi dağıttım ve koltuğa oturduğunda onu kendimi çektim.
"Merhaba güzelim." Gülümseyen dudaklarından iki-üç kez öptüm. Geri çekildi ve saçlarını düzeltti.
"Merhaba Harry."
*BAR*
Barın kapısından geçene kadar beline sıkıca kolumu sardım. Ürktüğünü biliyordum. Hoşlanmıyordu böyle ortamlardan. Güvenlikleri geçtikten sonra diğerlerinin yanına doğru ilerledik.
Arkadaşların yanına ulaştığımızda, onlarla selamlaştık ve biraz daha gerginliğinin azalması için bize iki içki söyledim.
-ALLISON-
Farklıydı burası. Her zaman geldiğimiz o barkardan değildi. Playboy erkekler ve daha fazlası. Harry.. O garipti.
Arabada ona durduk yere neden bara geldiğimizi sordum. Dışarı çıkmaya ihtiyacım olduğunu söyledi.
Hep evdeymişim. Doğru söylüyor. Henüş iş bulamadım ve biraz dinlenmek istiyordum. Yaklaşık 1 aydır. Tanrım çok gülünç!
İçkilerimiz geldiğinde, Harry kolunu omzuma attı.
"İç." Dedi sırıtarak. Önümdeki mavi içkiye gözlerimi dikdim.
"Bu hangisi? A-adı ne?" Dedim şaşırmış bir halde.
"Ben çok seviyorum, denemen gerekiyor. Hadi Allison!" Beni kendini çekti, biraz bakıştık ve sonrasında bir bardak adını bilmediğim mavi içkiyi kafamıza diktik.
Boğazım yanıyordu fakat tadı acayipti. İçkinin tadı ve mavimsi rengi Harry'yi aklıma getiriyordu. İstemeden onu düşlüyordum. Pürüzsüz yüzünü, kıvırcık saçlarını, güzel vücudunu.. Alnını alnıma dayadı.
"Beğendiğini biliyorum." Ona sırıttım.
"Evet, beğendim." Dudağıma dudağını dokundurduğunda, sonunda kendimi daha iyi hissediyordum.
*Yaklaşık 1 Saat Sonra*
Harry'ye lavobaya gitmek istediğimi söylediğimde kafasını bir anlığına toplayamadı. "Harry lavoboya gideceğim." Gözleriyle lavobonun yolunu aradı.
"Git, geliyorum. Hiçbir yere kaybolma." Eliyle farkında olmadan sıktığı bileğimi zor şer kurtardım ve hızla ilerledim.
WC ye ulaştığımda aynanın karşısına geçtim ve betondan güç alarak kendime bakmaya çalışdım. Doğru düzgün kafamı kaldıramıyordum. Sarhoştum, çok sarhoş, haddinden fazla..
Tuvalet dolmaya başladığında düşüncelerimi dağıttım ve hemen oradan uzaklaştım.
***
Barda kalabalıkta göz gözü görmezken, bir kaç kişiyi ittirerek boşluğa ilerledim ve Harry'nin bana yaklaşırken daha da sarhoş halde olduğunu fark ettim.
Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdığında o iğrenç kokuyu ve tadı alabiliyordum. Yavaş yavaş koridorda ilerlerken, Harry bir odanın kapısını açtı. Bu odada olacakları; sadece o, ben ve Tanrı bilebilirdi.
Yorumlarınızı Bekliyorum. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me Dad |HS|
FanfictionYatak odasının kapısından içeriye adım attığımda onları gördüm. O oğlumuza sert gözlerle bakıyor ve hiç konuşmuyordu. Bir kaç saniye sonra Daniel, babasına bir iki adım yaklaştı. Ve sadece üç yaşındaki, Harry'nin kabul etmediği oğlumuz; Harry'nin...