"Uzak olan yıldızlar mı
Yıldızlara baktığın an mı
Ben sözlerini değil,
Sözlerinden anladıklarımı seviyorumKutsal olan aşk mı
Aşkı paylaşmak mı
Ben sana hayran olmayı değil
Hayranlığımdan utanmayı seviyorum "Zeynep:
Heyecanla beklediğim gündü bugün. Kolay değil benim için uzun zaman oldu birilerine bu tarz duygular beslemeyeli. O'na bakarken konuşamıyordum. Dilime kilit vurulmuş sanki. İki kelime söylesem üçüncüsü yüklem oluyordu cümleye tamamlıyordu, onuda saçmalıyordum. Gözlerine bakarken zaman dursun istiyordum. Bütün her şey bir anlığına dursa sadece ona baksam, dalıp kaybolsam diye düşünüyordum.
Ah neyse bana romantiklik çok iyi gelmiyor, sapıtıyorum bir zaman sonra.
Karşı karşıya geldiğimizde bir müddet aptallar gibi bakıştıktan sonra bir taraf oturmayı teklif etmeyi akıl edebilmişti. Bana kalsa sonsuza kadar kalabilirdim de kapıdan gelen geçen oluyordu sürekli.
Cam kenarında bir masaya oturduk. Bizim kızların bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Dönüp baksam gülecekmişim gibi. O yüzden onlara dönmüyordum. Tahmin edebiliyordum ne durumda olduklarını.
Sonra Yiğit'le konuşmaya başladık.
Bana kendinden bahsetti.
Anlatıyordu ama ne. O'nu, gözlerini, saçlarını, gamzelerini izlemekten söylediklerine odaklanamıyordum ki. Yiğit'i dinliyorum gözlerim kapalı. Arada bana bir şey soruyor, he ne dedin gibisinden tepkiler veriyordum oda gülüyordu. Ve o gülerken ben karşısında güneş görmüş kardan adam misali eriyordum.
O sırada Ece geldi. "Oo kimler varmış burada" derken onun erkek arkadaşı Çağrı belirdi. Ece Yiğit'le selamlaştı. Biz sarıldık sonra. Ece, Yiğit'le Çağrı'yı tanıştırdı. Sonra bana dönerek biz dışarı çıkıyoruz görüşürüz sonra dedi. En kısa zamanda olacağını tahmin ederek, "görüşürüz canım" dedim gülümseyerek bir yandan.
Normalde utangaç değilimdir pek. Ama Yiğit'in karşısında aslında olmayan birine dönüşüyordum. Ben bu değilim bu kadar utangaç değilim ki. Neden değiştim birden böyle.
Neyse kendi kendime, içimde şuan ki halim hakkında tartışırken Yiğit'in "ne düşünüyorsun bakalım" demesiyle irkildim.
+ Hiçbir şey :)
- Tamam peki söyleme :)
Düşüneceğim tek şey sensin. Sende karşımdasın diyemiyor tabi insan. O yüzden gülümsedim. Bir şeyler ister misin kantinden, dedi. Bende su olabilir dedim. Gülümsedi gitti. Bende arkaya dönüp kızlara baktım. Hepsi birbirinden meraklı bakışlarla bana bakıyordu. Göz kırpıp önüme döndüm. Telefon sürekli titriyordu. Beni çekiştiriyorlar sanırım. Kız susun iki dakika. Tam telefonu elime alacakken Yiğit geldi. Suyumu açtı bana uzattı. Zorda olsa bir yudum alabildim. Kapatıp masaya koyduğumda uzuun uzuun birbirimize baktık. Gözlerimizi ayırmadan. Şuan arka planda The Police - every breath you take çalsa, yiğit'i odak noktam yapar, tüm etrafı karartır, sanki sadece o varmış gibi bir ortam yaratırdım zihnimde. ama çalmıyor, zaten cafe de çok gürültülü çalsa da anlamazdık.
Sözlerini düşünüyorum da ,
"Every breath you take
Every move you make
Every bond you break
Every step you take
I'll be watching you"
kelimeler birleşmiş zeynep psikolojisine uyan cümleler topluluğunu oluşturmuş.....
Hayal dünyamdan uyanıp,
+ Kahvaltı yapmadın mı sen? diyerek sessizliği bozmaya çalıştım.
- Evden biraz erken çıktım sanırım kahvaltıya vaktim olmadı :) sen yaptın mı?
+ Bende atıştırdım bir şeyler, hep burada mı yapıyorsun kahvaltını sen
- Genellikle evet :)
+ O zaman düzensiz besleniyorsun
- Hayır :)
+ O da ne demek :)
- Genellikle okula gelmiyorum, geldiğimde de burada yapıyorum kahvaltıyı. Son zamanlarda ilginçtir her gün okula geliyorum :)
+ Neden :)
- Yeşil gözlü bir melek var onu görmek için.
Onu söylediğinde bozulur gibi oldum. Ama benim gözlerim mavi diyesim geldi. Yüzüm düştü. O zaman Yiğit kahkahalarla gülmeye başladı.
- Hayırdır bir şey mi oldu :) dedi gülerek.
+ Bir şey olmadı nolcak dedim bozularak.
- Ya ama böyle bozulunca çok tatlı oluyosun dedi.
+ Kim bozulmuş ben mi? dedim sanki ortada bir şey yokmuş gibi.
- Evet sen dedi gülmeye devam ederek.
Beni kızdırmak için böyle söylediği düşüncesindeydim. Yoksa kim yani o yeşil gözlü kız, kim olabilirdi ki. Nedir yani. Nereden yani. Of kafamda deli sorular. Kendime gelemiyorum. Sonra durdu, durdu "Zeynep" dedi. Efendim, dedim kafamı kaldırıp gözlerine bakarak.
- Ne gökyüzünün ne de denizin mavisi, senin gözlerinin mavisi kadar güzel değil. Okul güzel bir yer değil ama güzelleştiren birileri var, biri var. Sen varsın......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aklımda Aşk Var
Romanceİlk ders: Aşk ve Üniversite "Ne dediysem bir bir hepsi çıktılar Üzerimden güldü geçti martılar Bu aşk böyle yürümez sandım İçime kapandım Soğudum soğudum soğudum ısıttı şarkılar"